O akşam Scarlet için beklenmedik şekilde eğlenceli geçmişti. Klaus ile Kate'in atışmalarını seyretmek, birbirlerinin en utanç verici anlarını yarışıyormuşçasına anlatmaları uzun süredir yaşamadığı eğlenceli bir akşam yaşamasına sebep olmuştu. Klaus akşam saat sekiz gibi temiz kıyafetleri ile ayrıldığında Rhett'i ne kadar özlediğini hatırlamıştı. O da zamanında abisi ile aynı şekilde atışmamış mıydı? Şimdi ne o arkadaşları ne de Rhett yanındaydı. Yine de bu akşam ona gülmek için bir bahane vermişti. Ve gülmek hoşuna gitmişti. Bu yüzden ve Kate'in ısrarları ile bir süre daha bu evde kalmaya karar vermişti. Basamaklardan odasına çıkarken kendi kendine güldü. Sanki gidecek yerim var. Yine de üzerindeki ölü toprağından silkelendiği için memnundu. Artık kendine acımayacaktı. Başına gelenleri çok düşünmeyecekti.
Klaus gitmeden Scarlet'in telefonunu almış; iş bulmasına yardımcı olacağını söylemişti. Kate de haftasonunu bu işe ayırabileceklerini, ikisinin birlikte alışveriş merkezlerini gezebileceklerini söylemişlerdi. Öyle ya da böyle bir sonraki hafta bir işe başlamayı umuyordu. Kate ve Klaus okula devam etmesi konusunda ısrarcı olmamışlardı. Bu yüzden onlara ayrı bir minnettarlık duyuyordu. Sanat için kurduğu hayalleri ise... acı da olsa bir süre kenarda beklemek zorundaydı. En azından o hayatını düzene koyana kadar.
Kate babasının o gece geç saatte geleceğini söylemişti. Scarleti kahvaltıda ailenin son bireyi ile de tanıştıracaktı. Anladığı kadarı ile babası çok bilgili, pek konuşkan olmayan ve fazlası ile işkolik bir adamdı. İki kardeşle sohbetlerinde pek bahsi geçmese de geçtiği yerlerde Klaus'un sessiz davranışlarından baba oğulun arasının limoni olduğunu anlamıştı. Belki evinden ayrı yaşamasının sebebi de buydu.
Kate odasına çekilmiş haftasonunda rahat edebilmek için ödevlerini yapıyordu. Scarlet ise loş ışık altında yatağına sırt üstü uzanmış tavanı seyrediyordu. Yatağının başındaki abajurdan çıkan tatlı sarı ışık tavanı hafifçe aydınlatıyordu. Parmaklarını ışığın önüne koyarak ellerinin gölgesinini tavana düşmesini izledi. Bu oyunu ne zamandır oynamamıştı. Rhett ile köprü altlarında yaktıkları alev başında oynadıkları bir oyundu bu. Kardeşinin istediği her şekli yapmaya çalışırdı. Scarlet de ondan öğrenmişti. Önce bir kuş yaptı. Pencereye doğru uçup gözden kaybolmasını seyretti. Sonra küçük bir tavşan çıktı. Scarlet tavşanları çok severdi. Sonra bir kartal yaptı. Kanatları yarım açılmış rozet gibi duvarda hareketsiz duruyordu. Bir süre öylece baktıktan sonra ellerini göğsüne çekti. Baden'ı aramalıyım...
Elleri telefonuna uzandı. Daha fazla erteleyemezdi. Kurt'a verdiği söz umrunda değildi. Üç gündür yeterince meraklanmıştı. İyi olduğunu duyması gerekiyordu. Sadece bu da değil sesini duyması gerekiyordu.
Telefonun numarasını çevirdi. Beklerken karşısında nasıl bir Baden bulacağından emin değildi. Üç gündür ne Baden'dan tek bir çağrı, tek bir mesaj almamıştı. Bu onun kızgın olduğunun göstergesi olabilir miydi? Ya da şoku atlatması için ona zaman mı veriyordu. Scarlet kendi kendine kızdı. Herşey benim ile ilgili değil, Baden hala iyileşememiştir, belki de. Tanrım n'olur o iyi olsun!
Telefon uzun çağrılar sonucunda yanıtlandı.
"Evet..."
"Baden...ben Scarlet..." Baden'dan yanıt gelmeyince Scarlet devam etti.
"Nasılsın, iyileştin mi?"
"Evet. Çok önemli bir yara değildi zaten." sesinin tonundan Scarlet'in aramasını pek hoş karşılamadığı belliydi.
"Ben öyle habersiz çekip gittiğim için üzgünüm Baden."
"Gerçekten mi?" Baden'ın alaycı sesi hattın diğer tarafından geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCARLET KIRMIZI
Mystery / ThrillerOnyedi yaşındaki Scarlet'in Kırmızı'ya dönüşme hikayesidir.