PART 2

7.8K 140 3
                                    

Scarlet, elleri titreyerek cep telefonundan Baden'ı aradı. Cevap vermeyince biraz sonra tekrar aramak için telefonu mutfak tezgahına yerleştirdi. Banyoya gidip

vücudundaki kanları temizledi. Çizilmiş yerindeki yaradan hala ince ince kan geliyordu. Temizleyip birkaç yara bandı ile kapattıktan sonra parçalanmış kanlı tshirtini tiksinti ile çöpe attı. Dolabından gerdanını kapatan temiz bir tshirt bulup başına geçirdiğinde tekrar aynaya baktı. Kıyafet hiçbir şey olmamış gibi yarasını kapatıyordu. Ama karşısındaki yüz hergün aynaya baktığında gördüğü yüz değildi. Gözleri ağlamaktan şişmiş ve rengi tamamen çekilmiş bir yabancının yüzüne bakıyordu. Adımları onu tekrar mutfağa götürdü. Cep telefonundan tekrar Baden'ı aradı. Uzun uzun çaldırmasına rağmen telefonu açmadı. Kafası bulanmıştı. Şu an Baden'a ulaşmaktan başka birşey gelmiyordu aklına. Ne Chris'i ne Kurt'u aramak aklından geçiyordu. Telefonu tekrar aldığı yere bıraktı. Sonra döndü. Saldırıdan önce okuduğu kitaba baktı. Kaldığı sayfayı açtı. Gözleri kitaba bakıyordu ama okumuyordu. Yarım saat boyu aynı sayfaya dalgın gözlerle ve boş bir beyinle baktı. Onu kitaptan ayıran tek şey Baden'ı tekrar araması gerektiği idi. Neler olduğunu duyunca yanına gelecek, onu sakinleştirip daha güvenli bir yere götürecekti. Yüzünde hafif bir tebessüm ile ve uyuşuk beyninde oluşan hafif bir ümit ile tekrar telefona uzandı.

Telefon bu defa ilk çalışta açıldı. Baden'ın yorgun sesi kulağına ulaştığında göğsündeki baskının biraz azaldığını hissetti.

"Scarlet?"

"Baden, ben... koltukta uyuyakalmışım sonra kapı çaldı. İki adam zorlayarak içeri girdi."

Baden Scarlet'in sözlerini keserek bu defa tamamen uyanık ve hatta panik bir ses tonu ile araya girdi.

"Ne dedin sen, evine mi girdiler. Bişey yapmadılar di mi Scarlet, iyisin di mi?"

"Baden seni sordular. Odalarda seni aradılar. Sonra kısa boylu olan adam bıçağı ile..." Scarlet olayları yeniden yaşar gibi duvarın dibine büzülmüş hıçkırıklara boğulmuştu. Baden arabasının gazını köklerken bir yandan küfürleri sıralıyordu. Scarlet'in hıçkırıkları Rhett'in öldüğü günü hatırlatmıştı ona. O gün ağabeyine onu korumak için söz vermişti ama şimdi kendi yüzünden Scarlet aynı hıçkırıklarda boğuluyordu.

"On dakikaya oradayım Scarlet. Benim için, ben gelene kadar kendine iyi bak lütfen."

Telefon kapandığında Baden hıncını direksiyondan alıyor diğer yandan Scarlet'e birşey olmaması için dua ediyordu.

Baden anahtarını kullanıp Scarlet'in dairesine girdiğinde onu kanapede bacaklarını toplamış battaniyesine bürünmüş vaziyette bulmuştu.

Kapıdan girdiğini görünce battaniyeyi bir kenara atıp ona koşmuştu.

Baden göğsüne kapanan genç kızı kolları ile sardı ve saçını okşayarak sakinleştirmeye çalıştı. Scarlet'in zayıf bedeni kolları arasında titriyordu. Bir süre sonra titremenin durduğunu farkedince Scarlet'i kendinden uzaklaştırarak iyi olup olmadığına bakmak istedi.

Yüzünde ezik çizik yoktu ama ağlamaktan tükenmiş ve korkudan rengini kaybetmiş bir yüz vardı karşısında. Ellerine kollarına baktı. O Scarlet'i incelerken Scarlet de bacakları onu taşımamasına rağmen ayakta durmaya çalışıyordu.

Nihayet Baden Scarlet'in gözlerine tekrar baktığında Scarlet tshirtunun yakasını aşağı indirerek adamların kendine yaptıklarını gösterdi. Kan kurumuştu ama kabuk bağlayacak kadar olmamıştı henüz. Beyaz tenin üzerinde kırmızı kan izleri ve etrafında kabaran pembe şişlikler Scarlet'in göğsündeki işareti daha belirgin kılıyordu.

SCARLET KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin