Z0 • 03 | Kalbe Konan Erkenci Kuş

3.6K 493 1.5K
                                    


Bölüm Şarkıları:

Alan Walker - Faded

Pera - Ben Yağmurları Bilirim

Suzan Hacigarip - Kül


İbresi kırılmış bir pusula gibiydi artık. Ruhunda kopan bir fırtına vardı, etrafını kuşatan ve soluklarını acıya bulayan bir buhran içindeydi. Kimse bu tükenmişliği göremiyordu çünkü ibresi paramparça olmuşken kendisini açıklayan bir cümlenin önemsizliğinin farkındaydı.

Ki, kimse de görsün istemiyordu.

Elleri kendisine engel olamadığı için titrerken gözlerinin içinin yandığını hissediyordu Turna. Solukları ciğerlerini yakıyor, sessizliğe gömülmüş ev kendisine cehennemin ayakları altına indirilmiş hali gibi geliyordu. Bu yorucu günün sonunda Meydan'dan çıkıp evine geldiği zaman, alışık olmadığı bu sessizlik yine canını yakmıştı ve elinden bir şey gelmemesi ruhuna daha çok acı bahşediyordu.

Sırtını gri koltuğuna daha çok yaslayıp parkenin soğukluğunu ayak tabanlarında hissediyorken bacaklarını biraz daha karnına doğru çekti.

"Lütfen aç telefonu." diye fısıldadı. Salonunu sadece telefonunun ışığı aydınlatıyorken ekran kararınca zifiri bir karanlıkta kalmıştı. "Yalvarırım." diye tekrar fısıldadı. Daha önceden hiç karanlıkta kalmamıştı çünkü her zaman gece lambasını açmasını söyleyen Fulya olurdu yanında.

Telefonunun açılma sesi kulaklarına dolduğunda bacaklarına sardığı kolları sıkılaştı ve bedenini hafifçe öne eğip "Selam." diye fısıldadı titrek bir tonda. "Lütfen sadece sesimi dinleme Fulya. Lütfen konuş benimle."

Bir dakika sürmeyen fakat ikisine de bir ömür gibi gelen kısa sessizliği Fulya'nın derin bir nefes aldıktan sonra neşeyle "Selam, balım." demesi bölmüştü. Turna, hıçkırıklarını tutamayıp iç çeke çeke ağlarken Fulya'nın acı bir tebessüm ettiğini hayal edebiliyordu.

"Seni çok özledim." dedi gözlerindeki yaşları silerken. Üç hafta sonra kardeşinin sesini duymak, kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir sevinç bahşetmişti solgun ruhuna.

"Ben de seni çok özledim." dedi Fulya durgun bir ses tonuyla.

"O zaman geleyim yanına. Lütfen. Bir dakika bile olsa..." Dudakları arasından bir hıçkırık peyda oldu. "Bir dakika bile olsa göreyim seni." Turna'nın isteğini duyan Fulya, derin bir nefes alıp kadının sözlerini böldü.

"Bunu konuştuk." dedi donuk bir tonda. Derin bir nefes çekti ciğerlerine. Zira boğazına sıra sıra dizilmiş cümleler, soluklarını da kendisinden esirgiyordu şimdi. "Bu konuşmayı seninle bir kez yapacağım Turna. O yüzden kulaklarını aç, beni iyi dinle." Turna, bitkin düştüğü için alnını diz kapaklarına yaslayıp başını bacakları ve karnı arasındaki boşluğa gömdü. "Şimdi yürüyebiliyorum, şimdi yemeğimi kendi başıma yiyebiliyorum, şimdi tuvaletimi kendim yapabiliyorum ama bir gün gelecek," Sesinin titremesine engel olmak istedi, başaramadı. "O gün, hiçbir şey yapamayacağım." Turna'nın tutamadığı birkaç hıçkırığı daha kulaklarına dolmuştu ve artık konuşmak gittikçe zor bir hâl alıyordu onun için de.

"Peki benim şu dünyada tek istediğim şeyi duymak ister misin?" diye ekledi neşeli çıkmasını umduğu fakat kırıklarla dolu bir ses tonuyla. Yine de Turna, şimdi kendisiyle konuşan kadının gülümsediğini biliyordu.

ZER0 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin