Z0 • 29 | Mezarsız Fikirler

360 88 115
                                    

Bölüm Şarkıları:

Ro Ransom, Y2K- See Me Fall

Danny Berno - So Cold

Coolio, L.V - Gangsta Paradise

Çukura kendisini atar atmaz, çekirdek onu itti ve Turna'nın bedeni çekirdeğin üzerinde süzülmeye başladı. Gördüklerinden sonra, "Turna!" diye bağırdı Zero ama Turna onu duyamaz oldu. Sarı saçlarına, kum taneleri karıştı ve her bir tutam kendi bağımsızlığını kazandı. Üzerindeki tulumun göğsündeki Üç Anahtar Lekesi'nin olduğu kumaş parçası yandı, kadına zarar vermeden geri söndü. Üç Anahtar Lekesi açığa çıktığında kadının kolları iki yanına açıldı ve havada süzülmeye devam ederken geriye düşen başını kaldırdı.

Etrafına göz gezdirdi, bilincinin varla yok arası olduğu bir evrede nefes almaya çalıştı ama nefesi boğazında kaldı. Sanki çekirdeğin üzerindeyken nefes almasına gerek yokmuş gibi hissediyordu çünkü çekirdekle bir bağ kurmuştu. Bu bağ, zamanın Turna için durmasını sağlamıştı.

Zero'yu göremiyordu, toz bulutu çok yoğundu. Saçları yüzüne geliyordu, geriye itemedi ve sersemlemiş bedeninin kontrolünü elde etmeye çalıştı ama yapamadı. Nefes almadan nasıl hayatta kalıyordu? Ölmesi gerekmez miydi? Yoksa sahiden ölmüş müydü?

Bir önceki sefer de bu çekirdeğin üzerinde süzülmüştü ve ölmekten kurtulmuştu. Ya şimdi de öldüyse?

Terlediğini hissetti, etrafındaki hava yoğunlaştı ve kadının teninde yoğun bir his oluşturdu. Sanki bir kılıf geçiriliyordu üzerine ve bunu durduramazdı. Ellerini kaldırmak istedi ama ellerinin hakimiyeti kendinde değildi. Bedeni süzülüyordu ama bunu kontrol edemiyordu. Yapabildiği şey, sadece bakmaktı. Hissetmekti.

Zihninden geçirdiği tek şey, "Çekirdeğe dokunmalıyım," oldu. Çekirdeğe dokunmak zorundaydı. Nedenini bilmiyordu ama çekirdeğin üzerindeki virüs hücrelerinden kaçmalı ve bir şekilde çekirdeği hissetmeliydi.

Zihnini toparlamaya çalıştı. Bedenini kullanamıyor olabilirdi ama kontrolü tekrar eline geçirebilirdi. Açık bir zihnin yapamayacağı hiçbir şey yoktu. Gözlerini kapattı ve zihnini boşalttı. Ensesindeki çipin zihnine hükmettiğini biliyordu ve düşüncelerini bir odaya hapsederse o odada özgürce dolaşabileceğine inanıyordu. Bu yüzden odaklandı, ensesindeki çip sızladı ama durmadı, zihnini sakinleştirmeye çalıştı. Anılarını gözleri önüne getirdi. Operasyonlara katıldığında nasıl koştuğunu, silahlarını nasıl ustaca kullandığını, nasıl kamufle olduğunu ve karda yürüyüp izini belli etmeyen adımlarını canlandırdı zihninde.

Parmak uçlarını hareket ettirebildi.

Düşündü. Dolabın altında kaldığı o günü hatırladı. Kertenkelelerin onun etrafını sarmasını hatırladı. Ağladığını hatırladı. Annesinin ona masal anlatmadığı gece canlandı gözlerinin önünde. Tozlanmış zemini süpürür gibi her bir anısını bir kutuya koydu. Aklına gelen, işine yarayacak bütün anıları toparlamaya çalıştı.

Ona güç verecek bir anı aradı. Aklına Yekta geldi. Adamla öpüştüğü, sevişmek üzere olduğu anılar gözlerinin önüne geldi. Kalbindeki ağrıyı hissetti ama odaklandı. Adamın gülüşünü, ellerinden tutuşunu, güven dolu bakışlarını, sabah dağınık olan saçlarını, üzerindeki tatlı pijamaları, bir kahve fincanıyla kapısında belirmesini hatırladı. Sahili hatırladı, kayalıkları gözünün önünde getirdi. Kendisini anlatmıştı adama, geçmişinden söz etmişti. Adamdan şifa ve güç bulmuştu. Bu anıları özenle topladı ve o soyut odaya koydu. Kendisini de o odaya kilitledi ve o an, derin bir nefes aldığını hissetti.

ZER0 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin