◭
Bölüm Şarkıları:
Sezen Aksu - Masum Değiliz
Mark Eliyahu - Tribe
Figen Genç - Nazende Sevgilim
◭
"Balım." Günler öncesinde, koltuğun kenarına çöküp konuştuğu kadının sesi. Fulya'nın sesi.
"Fulya." diye fısıldadı Turna. Kış bahçesinde kendisinden başka kimse yoktu bu yüzden ses tonundaki duygu yoğunluğunu gizlemekle uğraşmadı bile. "Fulya!" diye tekrar etti. "Seni çok özledim Fulya." diye fısıldadı titrek bir tonda.
Ciğerden gelen bir öksürük sesi. Bir kez daha öksürdü Fulya. Konuşmayı denedi ama sesi çıkmadı çünkü tekrar öksürmüştü. Birkaç saniye sonra yarım yamalak bir nefes aldı ve "Ben de seni çok özledim." dedi Fulya yorgun bir ses tonuyla.
"Sen iyi değilsin." Zambakların olduğu masadan uzaklaştı Turna. Eve doğru dönemezdi çünkü herkesin kendisini izlediğinin farkındaydı. Gözleri böylesine dolu doluyken kimseyle göz göze gelmeyi istemezdi.
"İyiyim." dedi Fulya ve bir kez daha öksürdü. "Beni boş ver, konuşmamız gerek." diye ekledi. Sesi neden bu kadar yorgun çıkıyordu ki? Ruhsuzdu ses tonu. Korkutucu derecede ruhsuzdu.
"Fulya, yanına geleyim. Yalvarırım sana. Bana yerini söyle, yanına geleyim. Orada konuşalım her ne konuşacaksak. Sen yat, ben yanında oturayım. Gözlerimin içine baka baka, ne söylemek istiyorsan söyle." Elleri titriyordu Turna'nın. Fulya'yı kaybedecek olmasının gerçeğiyle ilk kez bu kadar somut bir şekilde yüzleşiyordu.
Kadının her öksürüğü, kendi ciğerlerine bir zehir damlatıyordu. Yakıp kavuruyordu olduğu yeri. Kendisinin hiç zorlanmadan nefes alması ama canından bildiği kadının bir nefese muhtaç olması, ruhunu paramparça ediyordu.
Fulya susuyordu. Konuşmaları arasında üç nefeslik aralar veriyordu çünkü yorgundu. Ölüm suskunluğunu, vazgeçişin yorgunluğunu taşıyordu bedeninde.
"İşleri daha da zorlaştırıyorsun." diye fısıldadı Fulya. Oturmak bile zorlu bir eylemdi artık. Bu yüzden yatağına tekrar uzandı. Komodininin üzerinde duran abajura gözlerini dikti ve konuşmaya devam etti. "Buraya gelmeyeceksin." Ağlamak istiyordu. Hüngür hüngür ağlamak istiyordu çünkü Turna'yı çok özlemişti. Onun çocuksu neşesine, kardeş şefkatine ve saf sevgisine öyle ihtiyacı vardı ki şimdi...
"Ölüyorsun." dedi Turna. Bacakları titriyordu. Fulya bir kez daha öksürünce bacakları vücudunu daha fazla taşıyamadı ve yere öylece oturuverdi. "Sessiz sedasız ölüyorsun. Ardında hiçbir iz bırakmadan. Aptal, işe yaramaz çerçevelerin içinde birkaç gülümsemeni bırakıp gidiyorsun. Uzattığım elimi tutmak için hiçbir çaba göstermiyorsun bile. Kabullenmişsin ölümü. Gitmeye ne meraklısın! Alıştın mı yalnızlığa? Ben kafanı mı ağrıtıyordum senin? Sessizliği nasıl bu kadar kolayca kabul ettin? Tek başına yemek yemek seni mutlu mu ediyor artık?"
"Böyle şeyler söyleme Turna." diye mırıldandı Fulya. Ağladığı için sesi boğuk çıkmıştı.
"Her gece ışıkları kapatıyorum Fulya." diye yanıt verdi Turna. "Sırf sen gelirsin diye her gece ışıkları kapatıyorum. Korka korka, titreye titreye uyuyorum. Sen geleceksin diye bir tabak fazla koyuyorum sofraya. Sen gelmeyince açtığım şarap şişesinden iki kişilik içiyorum. Üstüm açık uyuyorum. Battaniyeyi kapıya yakın bir yere bırakıyorum ve her gece üzerim açık uyuyorum." Gözlerinden yaşların akmasına izin verdi. "Ama sen gelmiyorsun."
![](https://img.wattpad.com/cover/260031974-288-k944407.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZER0 (Tamamlandı)
Ciencia Ficción🥂 Wattys2022 kazananı 🥂 ∆∆∆ 🔻Yetişkin İçerik! 🔻Kitabımın ismi Zero değildir. Zer0 - Zerzero- olarak yazılıyor ve "Zerziro" olarak okunuyor. ∆∆∆ Sıfırdan başlamak için kurduğu bir şehri vardı. İlmek ilmek işlediği, her siyahı beyaza çevirmek içi...