◭
Bölüm Şarkıları:
Sezen Aksu- Küçüğüm
Little Mix- Little Me
Abel Korzeniowski -Dance For Me Wallis
◭
Çocukken en çok neyden korkardık? Televizyon ve buzdolaplarından çıkan o ürkütücü seslerden, belki karanlıktan belki de yatağımızın altındaki canavarlardan... İnsanı korkutacak birçok şey bulunabilirdi. Küçük travmalar deyip de geçmemek gerekiyordu çünkü insan sekiz yaşında tattığı korkusuyla vaktinde yüzleşmezse seksen sekiz yaşında da korkardı. Mesele büyümek ya da hayata daha gerçekçi bakmak değildi çünkü. Gerçekler, korkularımızı yenmemizi sağlamaz. Gerçekler sadece vardır ama onları bilmek ile onları kabullenmek arasında büyük bir fark olduğu da aşikardır.
Bu nedenle korkuların yersiz olduğuna inanmak değil, korkularımızla yüzleşmemiz gerekir. Hem de yol yakınken... Hâlâ güçlüyken, hâlâ denklemin en büyük dereceli elemanıyken...
Turna da yirmi dört yaşındaydı. Korktuğu, yüzleşmekten de korktuğu üç büyük şey vardı: Karanlık, sessizlik ve kertenkeleler. Bütün korkularını kazandığı gün, tek bir gün ve tek bir andı.
Ağlamaktan şişen gözleri, aniden etrafın aydınlanmasıyla daha da acımaya başlamıştı. Gözlerini açmak istemiyordu ve böylesine acırken açması da imkansızdı. Durdu, bekledi. Kollarını kendisine sardı ve bedenini öne eğdi. Diz çökerek oturduğu zeminin artık daha soğuk olduğunu hissediyordu ve üşümeye de başlamıştı.
Neredeydi? Şimdi hangi acısı karşısındaydı? Canı daha ne kadar yanacaktı?
"Baba yapma!" Kendi sesini duyunca başını sesin geldiği yöne çevirdi ve gözlerini zorlukla da olsa araladı. Yine beyazlarla boyanmış bir odanın içindeydi ve karşısında yine kendisi vardı. Burada on bir yaşındaydı ve giydiği kıyafetleri görünce hangi anısının karşısında olduğunu anlamıştı.
Başını hızla iki yana salladı ve ayağa kalkmaya çalıştı. Bacakları ve kolları yine kilitlenmişti ve bedenine sardığı kollarını hareket ettiremedi. Bağırmak istedi ama dudaklarını aralayamadı.
Hareket etmesi kısıtlanmıştı çünkü hareket edeceği ilk anda buradan koşarak uzaklaşacağını çip biliyordu. Bu nedenle kadının hareket yeteneğini kısıtlamıştı çünkü korkularından kaçmasını değil, onlarla yüzleşmesini istiyordu.
"Sen bunu çoktan hak ettin!" dedi Ekrem Dağhan ve bacağına yapışan on bir yaşındaki Küçük Turna'yı sertçe silkti ve yere düşmesine sebep oldu. "Yine gittin o adamın evine! Pis pis koktun geldin! Yüzünün gözünün çöp içinde olduğunu görmüyor musun?" Ellerini iki yana açtı ve nefretle bağırdı. "Senden iğreniyorum Turna!"
"Birini öldürmedim! Birini bıçaklamadım ya da bir suç işlemedim! Devrim babama çöp toplarken yardım ettim sadece! Bu çöpler mi iğrendiriyor seni Ekrem Dağhan! Bir saat duş alınca geçip gider bu kirler ama sen kalbindeki kiri nasıl temizleyeceksin!?" diye bağırdı Küçük Turna. Sarı saçlarını öfkeyle çekiştirdi. Diz çöktüğü için babasının boyu daha uzundu ve başını hızla kaldırıp adamın nefret kokan gözlerine baktı.
"Fulya da bilirdi gitmesini ama o çöp kokan garajın onun evi olamayacağının farkında! Sen gibi kıt akıllı mı o?! Gerçekleri senden daha iyi görüyor ve ona sunduğumuz imkanları sonuna kadar kullanıyor. Kendisini geliştiriyor ve o adamın yüzüne bakmıyor artık! Ama sen, ah kıt akıllı sen! Ne buluyorsun o çulsuz, pis heriften!" Ekrem Dağhan, konuşurken yüzünü nefretle buruşturuyordu ve bu nefretin kızına mı yoksa Devrim'e mi olduğunu kendisinden başkası bilmiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZER0 (Tamamlandı)
Ciencia Ficción🥂 Wattys2022 kazananı 🥂 ∆∆∆ 🔻Yetişkin İçerik! 🔻Kitabımın ismi Zero değildir. Zer0 - Zerzero- olarak yazılıyor ve "Zerziro" olarak okunuyor. ∆∆∆ Sıfırdan başlamak için kurduğu bir şehri vardı. İlmek ilmek işlediği, her siyahı beyaza çevirmek içi...