Tuna hala ayakta dikilmiş beni bekliyordu. Çıktığımı görünce hemen bana yöneldi ve başını eğdi.
" Konuşalım mı " dedim yeterince sert çıkardığım düşündüğüm bir sesle.
××××××××××××
" Tabii konuşalım nasıl istersen." heyecanlanmıştı. Benden böyle bir şey beklemediği gayet açıktı. Bülent öfkeyle bana bakıyordu. Ona bildiğin sırıttım ve dışarı çıktım. Arabaya bindik ve ilerideki ormanlık alana doğru sürdüm. Arabayı kenara çektiğimde bir süre ikimiz de konuşmadık.
" Tuna. Ben sana aşığım." çok da şaşırmamıştı. Sonra devam ettim.
" Yani aşıktım... Çok eskiden daha çocukken oldu böyle bir şey. Sana söyleyemedim. İyiki de söylememişim aslına bakarsan. Senden nefret etmiyordum. Buraya geldiğinde senden nefret etmiyordum. Ama öfkem o an sevgimden ağır geldi. Öyle çıktı ağzımdan bir kere işte. Sen gittiğinde öldüm ben her gün yavaş yavaş eridim. Ama sen hiç bir zaman gelmedin. " ağlıyordum yine ve bir yandan da konuşmaya çalışıyordum.
" Beni hiç özlemedin. Kardeşim diyordun ama o zaman bile yakınımdaydın sen. Ama o zaman bile yanımda olmadın. Gittin ve gelmedin bir daha. Söz verdin bana sen sözünü tutardın Tuna. Sen ne zaman yalancı oldun bu kadar." daha fazla konuşamıyordum.Ona dönüp de bakamıyordum. Ağlamam şiddetlenince beni saran bir kol hissetmiştim. Beni kendine çekmişti. Bir insanın kokusu hiç mi değişmez? Onun kokusu değişmemişti. Yoğun sigara kokusuna rağmen yine de alabiliyordum onun kokusunu. Son kez içime çekip ayrıldım ondan.
" Özür dilerim Doğuş özür dilerim bitanem. Ben çok hata yaptım ama olmuyor sensiz işte. Affet beni lütfen." o da ağlıyordu.
" Ben seni zaten affetmiştim ki zaten seni o gün taa kii sen asla affetmeyeceğim bir şey yapana kadar."
" Be-" sözünü kestim.
" Sana Bülentle mutluluklar. Başka diyecek bir şeyim yok zaten. Ben vazgeçiyorum. "
" Doğuş ne saçmalıyorsun hayatım yok öyle bir şey."
" Bari yalan söyleme Tuna bari yalan söyleme be. Gördüm lan sizi gördüm ben. O barda gördüm onunla öpüştüğünü." şaşırmış görünüyordu ama artık ona inanmak istemiyordum.
" İn aşağı Tuna ve sikdir git artık hayatımdan. " hala tepki vermiyordu. Arabadan indim ve onun kapısını açtım. Onu büyük bir güçle çektim ve dışarı çıkardım.
" Yapmadım Doğuş yemin ederim yapmadım" dedi fısıltı gibi söylemişti.
Arabayı çalıştırdım ve onu orada bırakıp hızla uzaklaştım. Eve geldiğimde Ayaz evdeydi. Televizyon seyrediyordu. Yanına gittim ve oturdum.
" Bitti." dedim. " Bitti."
" Peki sen iyi misin? Nasıl hissediyorsun?"
" Bilmem sanki kalbimi söküyorlar gibi. Hafifler sırtımdaki yük diye düşünmüştüm ama sanki şimdi daha ağır gibi. Bilmiyorum ki."
" Gel buraya deli dana ben sana demedim mi aklına düşeni yapma diye." dedi ve kollarını açtı. Yanına gittim ve ona sarıldım. Hayatımdaki tek insan oydu artık.
Gözlerimi araladığımda hala Ayaza sarılıyordum. Burada böylece uyumuştuk. Onu uyandırmadan yavaşça kalktım ve mutfağa girdim. Yemek yapmayı bilmiyordum ama elimden geldiğince bir şeylere uğraşabilir internetten yardım alabilirdim.
Bir saatin sonunda hala düzgün bir şey çıkmamıştı ortaya. Oflayarak kapıya doğru döndüğümde Ayazı kapının önünde şok içinde buldum.
" Doğuş seni öldürmemem için bir sebep söyle. Ne lan bu mutfağın hali? Savaş mı yaptın yoksa yemek mi?"
" Abartma Ayaz sadece yemek yapmaya çalıştım. Ha soruyorsan yemek de yapamadım sürpriz yapayım dedim ama olmadı da yani." dedim beni hala öldürecek gibi bakıyordu.
" Aman sanki ne varmış canım. Yumurtayı kırınca kabuğu kaçtı onu yakalıyordum ki yumurta yere döküldü. Un desen zaten kendi uçucu. Domatesin suyu biraz fazlaymış bunda benim suçum yok kesince anladım zaten ben de. Marullar zaten doğrarken kendi uçuyor. Aaa beni azarlama yeter benim suçum falan yok al mutfağın da senin olsun be. " bir çırpıda hepsini sıralıyıp haklı çıkmaya çalışacaktım belki işe yarardı. En azından denemiştim.
" Hooop dur bakalım küçük cadı nereye gidiyorsun sen. Bu mutfağı toplamadan hiç bir yere çıkmıyorsun. Dışardan bir şeyler söylerim ben de. Bu mutfağı görmek dahi istemiyorum şu an." kaytaramamıştım.
" Ama Ayaz bari yardım et lütfen ben nasıl yapayım buraları ben daha çocuğum sadece." dedim dudaklarımı büzerek.
" 21 yaşında çocuk mu olur lan küçül de cebime gir. "
" Yaşlı. " döndü ve bana baktı. Dışımdan mi söylemiştim ben onu...
" Yaşlı mı demek yaşlı ha " geri geri kaçtım ondan."Gel gel sen nereye kaçıyorsun gel buraya."
"Ya ben içimden söyledim ama Ayaz yaa duyma sen çık git ya küstüm zaten ben sana. Benn sana yemek hazırlıyım sennn bana bu kadar kötü davran oluyor muu?"
" Tamam be tamam gel yardım edeyim bari de çabuk bitsin."
# # # # # # # # #
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sona Yakın Başa Uzak
Teen Fiction[ TAMAMLANDI] DOĞUŞ : Gelecek misin? TUNA : Evet geleceğim dedim ya. Seni yalnız bırakmayacağım merak etme. DOĞUŞ :Sen de gidecek mişsin gibi geliyor. TUNA : Hiç bir yere gittiğim yok. Sen benim kardeşimsin unuttun mu? DOĞUŞ :Kardeşin değilim. Sen...