TUNAKafamı doldurma gerekiyordu. Düşünmekten beynim patlayacakmış gibi hissediyordum. Eve geldim ve dolapta duran içkilerden 4 5 tane aldım. Anca keserdi.
Bir anda ağlamaya başlamıştım. Kaçıncı şişeden sonra olduğunu hatırlamıyordum. Kendimi kaybetmeye başlamıştım ama durmak da istemiyordum. Böyle unutmak istiyordum. Böyle sızmak böyle ölmek istiyordum. Tekrar elimi attığımda içimin bittiğini gördüm. Başım dönüyordu ve sendeleyerek tekrar mutfağa gidip bir kaç tane daha aldım.
Uyanabildiğimde saat öğleyi geçiyordu. Felaket bir baş ağrısı ile uyanmıştım. Soğuk bir duşa girmiştim. Kaç gündür kendimi tamamen unutmuştum sanki. Pes etmeyecektim. Ne olursa pes etmeyecektim.
Hazırlandım ve evden çıktım yine aynı barın önünde beklemeye başlamıştım. Bekleyecektim. O beni iki yıl nasıl beklediyse ben de onu öyle bekleyecektim. Onu saçma sapan bir sebepten bırakıp gitmenin cezası buydu. Ben cezama onu gördüğüm ilk an razı olmuştum.
Akşam olmuştu ve ben saatlerdir gelmesini bekliyordum. Yine aynı arabayla geldi ve arabadaki adama sarılıp indi. Aklımı oynatıyordum. Neden o adama sarılıyor ki? Onu mu seviyor benden daha mı değerli onun için..? Aklımda yüzlerce soru dolaşıyordu. Hepsinin cevabı sadece Doğuştaydı oysa beni çoktan silmiştim belki de.
O girdikten yarım saat sonra ben de girdim bara. Onu gördüğümde hızla yanına ilerledim ve hemen önüne oturdum. Beni gördü ve hic tepki vermeden bakıp kafasını çevirdi.
" Doğuş." dedim fakat yine bana bakmamıştı.
" Buyrun ne istemiştiniz?" dedi.
" Seni." dediğimde hiç umursamadan arkasını döndü ve bana bir kokteyl hazırlayarak önüme koydu. Sevdiğim meyvelerden karıştırılmış bir kokteyldi. Benden hala vazgeçmedi diye düşündüm.
" Bakar mısınız?" dedim. Bu kez bana bakmıştı. Gözlerine kilitlenmiştim. Ne diyeceğimi unutmuştum. Gözlerine dalmıştım.
" Evet buyurun." dedi.
" O adam kimdi yanındaki." dedim bir anda. Bu böyle mi sorulur Tuna. Yine cevap vermeden başka birileriyle ilgilenmeye başladı.
" Doğuş kim o adam cevap ver bana." dedim beni duyduğunu biliyordum ama bir türlü cevap vermiyordu.
" Olmuyor lan olmuyor sensiz olmuyor. "
" Kaç yıl bensiz nasıl yaptıysan şimdi de aynısını yaparsın bir şey olmaz sana şimdi çek git buradan sen bittin benim için. Bu da seninle son konuşmam yokum ben bundan sonra." dedi sesi çok kararlı çıkmıştı ve o bir şeye karar verirse kararından döndürmek çok zor olurdu kendine söz verirdi. Kendine verdiği sözden de bir türlü vazgeçmezdi.
" Yapma biliyorum unutmadın tanıyorum seni sadece üzerini kapattın. Be-" sözümü kesti ve
" Defol git sana bir şey söylemek hiç bir şeyi açıklamak zorunda değilim. Eğer şu an kalkıp gitmezsen de seni dışarı attırmak zorunda kalacağım."
" O adam kim? Bunu bari bilmeye hakkım var olmalı yani. "
" Bu seni hiç alakadar etmez." dedi ve içeri girdi. Ne yapsam beni affetmeyecek gibi geliyordu. Yaptıklarımın bedelini ödüyordum. Oradan çıkmış ve yine arabanın içindeki yerimi alarak onun çıkmasını beklemeye başlamıştım. O sırada telefonum çaldı.
Baran
" Efendim abi. "
" Neredeysen çık gel artık. İşlerini aksatiyorsun sonra başına bela olmasın."
" Abi bana biraz daha izin versen."
" Daha ne izini amk ne zamandır yoksun ortalıkta gel diyorsam geleceksin."
" Eyvallah abi." dedim ve telefonu kapattım. Öfkeyle arabayı çalıştırdım ve mekana gittim. Yine bir adam alınacaktı. Kolay bir işti.
Adamı aldıktan sonra mekanda oturup düşünmeye başladım. Ne yapsam affederdi beni tekrar ne yapsam bana inanırdı?
Aklıma beni daha önce affettiği gelmişti. Beni sadece vurulduğumda affetmişti. Şimdi tekrar bana bir şey olursa tekrar gelir ve beni tekrar affederdi...
#############
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sona Yakın Başa Uzak
Teen Fiction[ TAMAMLANDI] DOĞUŞ : Gelecek misin? TUNA : Evet geleceğim dedim ya. Seni yalnız bırakmayacağım merak etme. DOĞUŞ :Sen de gidecek mişsin gibi geliyor. TUNA : Hiç bir yere gittiğim yok. Sen benim kardeşimsin unuttun mu? DOĞUŞ :Kardeşin değilim. Sen...