§9§

268 22 5
                                    


DOĞUŞ

Onu gördüğümden beri kendime gelemiyordum. Baran abiye ayrılmak istediğimi söylemişti ve bir yılımı geçirdiğim yerden ayrılmıştım. Bazen Aras ı görmek için gittiğimde onu da görüyordum. Bu içimi daha fazla acıtıyordu. En baştan her şeyi hatırlıyordum. Her ayrıntısıyla gözlerimin önünden geçiyordu yaşadıklarımız. En çok da gidişi geliyordu aklıma. Bu kadar zaman sonra nereden çıkmıştı ki tekrar. Sarılmak istiyordum aynı zamanda kin ve nefretle doluydum. Onu öldürmek istiyordum. Tamamen gitmesini istiyordum. Ama bir yandan da gözleri benden başka kimseye bakmasın istiyordum. Efe abi dediğimiz abinin yanında kalıyordum. Efe abi korumaların başıydı.

Kabusları tekrar başlamıştı çoğu zaman evde olmuyordu Efe abi. Korkularım sürekli artıyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum

Tuna

İşler giderek zorlamaya başlamıştı beni. Tam bir ay olmuştu ve değişmeyen üç kişi olarak görevlere gitmeye devam ediyorduk. Onu çok özlüyordum. Bana bakıyordu bile. Aras denen çocuğun yanına gidip geliyordu sadece.

Patron : Tuna mekana gel.

Yine iş vardı sadece iş için çıkıyordum zaten evden. Ruh gibi yaşıyordum. Karanlık olmuştum karanlık da ben.

Duştan çıktım ve üzerime bir şeyler geçirip mekana gittim. Bunda önemli bir adamı alacaktık. Yanımıza bir kişi daha vermişti Baran. Her şey yine ayarlanmıştı. Adamın çıkacağı saat nereden nereye gideceğine kadar. Fotoğrafı ve buluşacağımz adresi alıp çıktım. Bana yeni bir araba vermişlerdi. Elimi vurmayacağımı düşündüğüm ama eğitimini bile almaya başladığım silah vardı bir de.

Mekandan çıktım ve arabama bindim. Efe abi gözüme çarptı. Doğuş onun yanında kalıyordu.
Hızlı adımlarla tekrar geldiğim yöne doğru ilerledim.
" Efe abi."
" Git Tuna.
" Abi lütfen bak onunla konuşmam lazım kardeşim o benim. İzin ver gideyim neredeyse konuşayım. "
" Tuna uza abicim. Uza. "
Elim boş dönmüştüm. Kimse yerini söylemiyordu. Herkes onu benden koruyor gibiydi. Herkes bana karşı gibiydi. Gözlerim dolmuştu. Kendimi tutamayarak ağlamaya başlamıştım. O benim zayıf noktamdı. Her zaman da öyle olacaktı. Çok özlemiştim ona sarılmayı onunla uyumayı.

Kendimi toparladım ve eve geldim hiç bir şey yapmaya halim yoktu. Yemek bile yemiyordum onun sözlerinden sonra. Sürekli aklıma geliyordu sürekli.
  Senden nefret ediyorum...

Bir bira açtım ve içmeye başladım. O sırada mesaj geldi.

Bülent : Otelin ilerisine gel.

Kalktim ve simsiyah giyerek evden çıktım. Adamın adı Erdal Güldağ...

Otelin önüne geldiğimizde çok fazla koruma olduğunu gördük. Bu adamın önemli olduğunu biliyorduk ama nasıl alacağımız hakkında bir fikrimiz yoktu.

Arka kapıdan otele giriş yaptık her şey ayarlanmıştı. Adamın odasına iki kişi girecektik kalak iki kişi de katlara dağılmıştı. Kartla adamın odasına girdik masa başında evraklarla uğraşıyordu. Bizi gördüğü an gözlerini kocaman açtı. Hemen adamın yanıma gittim ve masadan kaldırdım. Kalkmasıyla birlikte kafama silahı dayaması bir olmuştu.
" Hassiktiiir."
" Uzatma Erdal bırak o silahı." dedi Bülent sakince.
" Bırakmıyorum lan sikdir olup gideceksin. Patlatırım beynini dedi silahı kafama daha çok bastırarak. "
Ben sesimi bile çıkaramıyor sadece bekliyordum.
" Bizde adam bol Erdal istersen sık ben seni buradan almadan çıkmayacağım. " dedi ve kendini yandaki koltuğa attı.
" Öyle mi diyorsun o zaman bir kişi azalsın. " dedi ve silahın emniyetini açtı. Her şey çok ani gelişiyordu.
Ve silah patladı...

#########

Sona Yakın Başa UzakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin