§22§

190 21 0
                                    

TUNA

Gün hiç geçmek bilememişti. Akşam bir türlü olmuyordu sanki bana inat. Yemek yemek su içmek bile aklıma gelmemişti. Sadece Doğuşu düşünmüştüm saatlerce. Nerede kaldığını bile bilmiyordum.

Daha fazla evde duramadım ve akşama doğru barın önüne gidip arabanın içinde beklemeye başladım. Kaç saat beklediğimi bilmiyordum. Etrafı izliyor gözlerim sürekli onu arıyordu.

Siyah güzel bir araba yanaşmıştı barın önüme bir süre durduktan sonra içinden Doğuş inmişti. Eski halinden eser yoktu. Yaptığım her şeyle hayat enerjisini tamamen bitirdiğimi düşündüm o an. Fakat ona tek destek olabilecek ve ona tekrar aynı enerjiyi verebilecek olan da sadece bendim.

Bir süre daha bekledikten sonra bara giriş yaptım. Ortam sakindi çok az kişi vardı onlar da kendi hallerindeydi. Bir süre Doğuşu arafiktan sonra bulmuştum. O beni henüz görmemişti. Yanına yaklaştığımda benim olduğumun farkına vardı ve arkasını dönüp gitmeye başladı. Peşinden koştum ve kolunu tuttum. " Gitme lütfen dur konuşalım." dedim.

" Seninle konuşacak hiç bir şeyim yok benim. Sen hayatını seçtin ben de kendi hayatımdayım. Defol git buradan yüzünü bile görmek istemiyorum." dedi arkasını bile dönmeden. Yüzüme hiç bakmamıştı. Söyledikleriyle elim gevşemişti. Bunu fırsat bilerek kolunu hızla çekti ve personel odasına doğru ilerledi. Kendimi toparladım ve tekrar arabaya döndüm. Çıkana kadar bekleyecektim. Konuşmak zorundaydık.

Gece saat 3 4 gibi çıktı bardan. Onun çıktığını görünce ben de arabadan çıktım ve yanına gittim.

" Doğuş lütfen konuşalım. Bak böyle olmuyor sen olmayınca olmuyor lütfen." dedim. Sesim çok üzgün ve yorgun olduğumu belli edercesine çıkmıştı. Sesimi duyunca yüzüme baktı ama çok kısa bir süre bakmıştı. Sonra hemen kafasını çevirdi ve tek kelime etmedi. Tekrar bir şeyler söyleyeceğim sırada sabah onu bırakan araba tekrar geldi ve içinden bir adam çıktı. Arabanın üzerine kolunu yasladı ve hadi dedi. Doğuş arabaya binecegi sırada tekrar kolunu tuttum. " Gitme lütfen konuşalım özür dilerim." dedim o sırada adam bizim yanımıza geldi ve benim kolumu tutup beni Doğuş tan uzaklaştırdı.

" Ona bir daha dokunmayacaksın ona bir daha yaklaşmayacaksın... Yoksa neler yapabileceğimi sen bile tahmin edemezsin." dedi. Bu sırada Doğuş bize bakmadan arabaya binmişti.

" Sen kimsin lan sana ne. "

" Asıl sen kimsin ve ne sıfatla onun kolunu tutuyorsun onu rahatsız ediyorsun." dedi. Haklıydı ben hiç kimseydim şu an cevap veremedim ve sadece ön koltukta oturan Doğuş a baktım. O da beni bıraktı ve arabaya bindi. Ben orada kalırken onlar hızla uzaklaştı.

DOĞUŞ

Onu gördüğüm an içimde yine fırtınalar kopmuştu. Her karşıma çıktığında beni daha fazla yaralamayı başarıyordu. Artık karşıma çıkmasını hayatımda olmasını istemiyordum.

Ayaz eve gelene kadar hiç bir şey söylememişti. Eve girince de bir süre yanıma gelmemişti. Odada tek başıma oturuyordum. Olanları düşünmek istemiyordum ama sürekli aklıma geliyordu.

" O muydu?" gelen sesle irkilmiştim.

" Evet Tunayı." dedim.

" Başka bir yerde çalışmak istersen hallederim." sesi biraz tuhaf çıkıyordu.

" Ondan kaçmayacağım. Şimdi gitsem yine gelecek peşimden. En azından artık bittiğini anlasın."

" Sen nasıl istersen. Ama kendine dikkat et." dedi ve odadan çıktı. Göz ucuyla baktığımda kendi odasına girdiğini gördüm. Ben de odama gittim ve uyumaya çalıştım. Bir türlü uyuyamıyordum. Gergin ve huzursuz hiddediyordum kendimi. Kalktım ve Ayazın odasına doğru gittim. Kapının önüne geldiğimde girip girmemek arasında kalmıştım.

Kapıyı çaldım ve içeri girdim.

" Ayaz uyudun mu?"

" Ne oldu"

" Oyhh korktum uyudun sanmıştım." dedim. Bu tepkime güldü ve tekrar ne olduğunu sordu.

" Uyuyamıyorum ben." dedim ve yüzüne masum masum bakmaya çalıştım. Bu yaşta ne kadar masum olunabilirse.

" Gel deli dana gel." dedi ve bana yer açtı. Hemen gittim ve bana ayrılan yere yattım. Ayazla uyumaya alışmıştım. Bana değer verdiğini bilmek beni mutlu ediyordu.

" Doğuş"

" Hmm" dedim mayışmış halimle.

" Gerçekten bitti mi?" başımı kafif kaldırdım ve ona baktım.

" Neh?"

" Tuna senin için gerçekten bitti mi?"

" O beni bıraktığı gün bitmişti zaten."

" Kalbin ne söylüyor peki?"

" Şu an sadece uyku istiyor çok yoruldum uyuyalım mı?"

" Uyuyalım... Uyuyalım. " dedi ve birbirimize sarılıp uykuya daldık.



##############

Sona Yakın Başa UzakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin