yirmi dokuz

1.8K 163 204
                                    

Sürpriz! Şu an bölüm bildirimi geldiğini gördüğünüzde gülümsediğinizi düşünüyor ve mutlu oluyorum. Umarım öyledir.

Önceki bölüm çok içime sinmemişti ve beğenmeyeceğinizi düşündüğümden üzülmüştüm. O yüzden telafi olsun diye uzuuun bir bölüm yayınlıyorum. Umarım beğenirsiniz.

Evimin önünde durduğumuzda kaçamak bakışlarla Taehyung'a baktım. Jimin'in dediklerinden sonra hiçbir şey demeden yüzüne bakmış, ardından bana bakmadan ''Evine bırakayım seni'' dedikten sonra yürümeye başlamıştı.

Jimin'in yanından geçerken yüzüne baktığımda sırıttığını görmüştüm ve ne kadar iğrenç biri olduğunu düşünmüştüm. Chaeyoung nasıl hoşlanabilmişti? Aklım almıyordu.

Şimdi ise evimin önünde, üzerimde o çok beğendiğim hırkasıyla üzgün bir suratla Taehyung'a bakıyordum. Yolda üşüdüğümü farkettiğinden hırkasını çıkartmış ve omuzlarıma bırakmıştı.

Üzerinde tişörtle kaldığında üşüdüğünü düşündüğümden itiraz edip geri verecektim ama bakışları o kadar soğuktu ki ağzımı açıp hiçbir şey diyememiştim.

Ben Taehyung'a bakarken o bana bakmıyor, kafası eğik bir şekilde karşımda duruyordu. Ne yapacaktım? Ne diyecektim? Ondan bildiğimi saklamak istememiştim. Sadece bana güvendiğinde anlatmasını beklemek istemiştim, tek amacım buydu. Şu an açıklama yapmaya çalışsam beni anlayacağını sanmıyordum çünkü kafası başka bir yerde gibiydi.

Ne düşünüyordu? Jimin beni Üzmek istediğinden bunu düşünsemde, işin içinde başka bir şey olduğunu hissediyordum. Tek sorunu benimle olamazdı. Söyledikleri bir tek beni üzmemişti, Taehyung benden daha beterdi. İhanete uğramış gibi mi hissediyordu?

Bana kızmasını, bağırmasını beklemiştim ama sadece susuyordu. Yüzüme bile bakmıyor, bakamıyor oluşu karşısında ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Derin bir nefes alıp ''Yüzüme bakar mısın?'' dediğimde itiraz etmeden kafasını kaldırıp gözlerini gözlerime dikmişti.

Keşke yüzüme bakmasaydı. Gözleri boş bakıyordu, bomboş. Beni görmüyor gibiydi ya da görmek istemiyordu, bilmiyordum. Birkaç saat önce bana bakarken parıldayan gözler, şimdi donuktu.

Aramızda hiç mesafe kalmayacak şekilde ona yaklaştığımda geri çekilmemesi karşısında cesaretlenmiştim. Şu an yapacağım şey için daha sonra utanacağımı biliyordum ama yapacaktım.

Şimdi yapamazsam hiçbir zaman yapamazdım. Omuzlarına tutunarak parmak uçlarımda yükseldim ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Kaskatı kesilmişti ama hareket etmemiş ya da beni itmemişti. Karşılık vermesini beklemiyordum ya da yalan söylüyordum, beklemiştim. Uzun zamandır onu öpmek istiyordum ve şu an isteğim gerçekleşiyordu ama bir karşılık alamamıştım.

Gözlerimi kapattığım için yüzünün halini bilmiyordum, açamıyordum da gözlerimi çünkü boş bakışlarla karşılaşırsam nasıl ayakta kalacağımı bilmiyordum. Yıkılırdım.

Bir kez daha dudaklarımı dudaklarına bastırdıktan sonra geri çekildim. Ellerimi her ne kadar omuzlarından çekmek istemesem de çektim. Az önce onu öpmemişim gibi bana ifadesizce bakmaya devam ettiğinde gözlerimin dolmasını engelleyememiştim.

Acı bir şekilde gülümseyerek ''Seni öpmeyi bu şekilde planlamamıştım.'' dediğimde bakışlarını kaçırmıştı.

Ne yapabilirdim? Birazdan dönüp gidecekti ve benimle bir daha konuşmayacaktı, biliyordum. Bu pes edeceğim anlamına gelmiyordu, onu bırakmayacaktım. Kendisi benden uzaklaşırsa ben ona yaklaşmaya devam edecektim.

read in love, vsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin