Sabah kalktığımda kendimi çok kötü hissediyordum. Okula gidip Taehyung'un yüzünü görmek istemesem de derslerden geri kalmak gibi bir şansım yoktu.
Dün Taehyung gittikten sonra uzun bir süre ağlamıştım ve şimdi aynanın karşısına geçmek istemiyordum çünkü gözlerimin şişmiş olduğunu görecektim.
Bugün okulda onu gördüğümde ne yapacaktım? Nasıl üzgün değilmiş gibi davranacaktım? Lisa dün gece aramıştı ama açmamıştım. Büyük ihtimal Taehyung ile neler yaptığımı soracaktı. Eğer Lisa'nın telefonunu açsaydım eminim olayları anlatırken yine ağlayacaktım. Bu yüzden açmamıştım.
Formamı giydikten sonra makyaj masama oturdum. Aynada kendimle göz göze geldiğimde tahmin ettiğim gibi gözlerim şişmişti. Bunun için yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Yüzüme hiçbir şey sürmeden ayağa kalktım ve odadan çıktım.
Annem ile babamın erkenden çıktığını biliyordum çünkü dış kapının açılıp kapanma sesini duymuştum bu yüzden rahattım. Onlara yüzümün halini anlatmak zorunda kalmayacaktım.
Evden çıktığım sırada telefonum çalmıştı. Kimin aradığına bakmadan telefonu açtığımda Lisa ''Jichu? Neredesin?'' diye sormuştu.
Derin bir nefes alıp normal olduğunu umduğum bir sesle ''Şimdi okula yürüyorum. Sen?'' diye sordum. Sesimden hiçbir şey anlamayacak olsa da okulda yüzümü gördüğünde sorguya çekilecektim. Biliyordum.
Lisa ''Ben okulun bahçesinde seni bekliyorum. Gelince konuşuruz.'' dedikten sonra kapatmıştı.
Telefonumu montumun cebine koyduktan sonra yürümeye başladım. Bugün hava soğuktu ve esiyordu. Yanıma beremi almadığım için pişman olmuştum çünkü kulaklarım şimdiden donmuştu ve kesinlikle okula girdiğimde ağrımaya başlayacaktı.
Okuldan içeri girdiğimde Lisa'yı en köşede ki bankta tek başına otururken görmüştüm. Chaeyoung yanında olmadığına göre ya gelmemişti ya da Jimin ile sınıftaydı.
Lisa'nın kafasında ki bereyi gördüğümde gülümsedim. Doğum gününde ona aldığım bereyi takıyordu. Aynı bereden bende de vardı ve şimdi unutmamış olsaydım bende takmış olacaktım.
Yanına oturduğumda ona bakmadım ama kafasını çevirip bana baktığını hissedebiliyordum. Lisa ''Dün kötü geçti galiba'' dediğinde gözlerimi kapatmıştım.
Okulda ağlamak istemiyordum. Kimsenin yanında ağlamazdım ben. Eğer ağlayacaksam tek başıma olmayı tercih ederdim çünkü kimsenin beni teselli etmesini istemezdim. Hoşlanmıyordum. Teselli edenler en yakın arkadaşlarım olsa bile.
Konuşursam ağlayacağımı düşündüğümden kafamı onaylarcasına salladım. Lisa ''Taehyung'u dövmemek için kendimi zor tutuyordum'' diye sinirle konuştuğunda istemsizce kıkırdamıştım.
Kafamı kaldırıp ona baktığımda göz göze geldik. Lisa beni kendine çekip sarıldığında ona karşı çıkmadım çünkü sarılmaya ihtiyacım vardı.
Benim sırtım okulun girişine dönük olduğundan hiçbir şey göremiyordum ama Lisa'nın ''Geldi sevimsiz dörtlü'' diye homurdandığını duyduğumda Lisa'dan ayrıldım ama arkamı dönmedim çünkü onu görmeye hazır değildim.
Aynı sınıfta olmamıza ilk defa üzülüyordum. Eğer dönüp onlara bakarsam ve Taehyung'u Seulgi ile gülüşerek okula girdiğini görürsem cidden ağlardım. Normalde bu kadar duygusal biri değildim. Taehyung beni iyice dengesiz birine çevirmişti.
Lisa'ya dönerek ''Sınıfa çıkalım mı?'' diye sorduğumda Lisa kafasını sallamıştı ve birlikte ayağa kalkmıştık.
Lisa koluma girerek elini montumun cebine soktuğunda gülümsedim. Her üşüdüğünde böyle yapıyordu. Benim ellerim Lisa'nın ellerine göre daha sıcak oluyordu ve Lisa bunu fırsat bilerek ellerimi kendi küçük ısıtıcısıymış gibi kullanıyordu. Bu hareketi çok sevimli geldiğinden bir şey demiyordum. Bende montumun cebine elimi soktuğumda soğuk elini elimin arasına aldım. Lisa'ya döndüğümde sırıtmıştı.