Merhaba! Oy sınırı dolmuş, teşekkürler. Öncelikle okuyan, oy veren ve yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. Umarım bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar!Sessizlik. Jimin yanımıza geldiğinden beri kimseden çıt çıkmıyordu. Bayan Park, Jimin yanımıza geldiğinde kafasını çevirip, kendi öz oğluna bile bakmamıştı. Tek yaptığı gözlerini Taehyung'un üzerinden çekmeden sırıtmasıydı. Akıl hastası olduğu kesinleşmişti.
Jimin annesine bakarken, ben onu izliyordum. Elleri iki yanında yumruk olmuş, nefretle annesine bakıyordu. Böyle bakmasının sebebi annesiydi ama annesinin umurunda bile değildi.
''Burada ne işin var?'' diye sorduğunda Bayan Park kafasını çevirip Jimin'e bakmıştı ama artık gülümsemiyordu. Bir insan kendi oğluna bakarken nasıl bu kadar soğuk olabilirdi? Aklım almıyordu.
''Taehyung'u görmek için gelmiştim.'' Saçını omuzundan arkaya attığında bakışları tekrardan Taehyung'a dönmüştü.
''Okuldan çıktığın zaman beni arayabilirsin, araba ile seni aldırırım.'' dedikten sonra gülümsemiş ve yanımızdan uzaklaşmaya başlamıştı. Cidden mi? Ağzım açık kalmıştı. Jimin'in yerinde olmak istemezdim ve şu an onu her ne kadar sevmiyor olsam da üzülmüştüm.
Jimin kaşları çatık bir şekilde Taehyung'a döndüğünde bir tartışmanın başlayacağını anlamıştım ama hiçbir şey yapamıyordum. Araya girmek gibi bir niyetim yoktu çünkü ikisi arasında olan bir olaya karışmak istemezdim. Jimin için kırıcı olurdu. Şu an onu düşünüyor olmam beni şaşırtıyordu ama yapacak bir şey yoktu.
''Ciddi misin sen? Annem ile buluşacaksın?'' diye sinirli bir şekilde konuştuğunda dudaklarımı kemiriyordum.
Taehyung ''Eğer sende geleceksen buluşacağım.'' diye onu cevapladığında Jimin'in aksine sakindi. Hiçbir şeyden haberi olmadığı için bu kadar rahat olmasına bir şey diyemezdim. Bu benim için geçerli olsa da Jimin için değildi. Taehyung'un bilmediğini unutmuş gibiydi.
''Ben hiçbir yere gelmiyorum ve sende onunla buluşmuyorsun.'' dediğinde Taehyung'un şaşırdığını görmüştüm. Jimin'den böyle bir tepki beklemediğini anlayabiliyordum. Araya girecektim çünkü Taehyung'un üzüleceğini hissetmiştim.
Jimin'e bakarak ''Birazdan zil çalacak, sınıflara geçelim.'' dediğimde Jimin gözlerini bana dikmişti. Bakışlarını kaçırdığında bildiklerimden dolayı benden utandığını hissetmiştim. Annesi onu gözümün önünde umursamamıştı ve ben aralarında olan şeyi biliyordum.
Taehyung'un elinden tutarak yürümeye başladığımda güldüğünü duymuştum. Ona yandan bir bakış attığımda ellerimize baktığını gördüğümde, okulda olduğumuzu hatırlamış ve hızlıca elimi çekmiştim.
''Bence öyle iyiydik, neden elini geri çektin?'' diye dalga geçtiğinde, ona dil çıkardım. Benimle uğraşmaya bayılıyordu, bu kesindi.
Jimin'in yanından ayrılmak için dersi bahane etmiştim ama dersin boş olduğunu unutmuştum.
Taehyung'a gülümseyerek ''Kantine gidelim mi?'' diye sorduğumda kafasını onaylarcasına sallamıştı.
Birlikte kantinden içeri girdiğimizde boş bir yer bulup oturmuştuk. Dersimiz boş olduğu için sınıftakilerin çoğu kantindeydi. Chaeyoung ve Lisa'nın sırıtan yüzleri ile karşılaştığımda göz devirdim.
Tam bizi dikizleyebilecekleri bir yerde oturuyorlardı ve her hareketimi iyi izleyip, akşam buluştuğumuzda taklidimi yapacaklarını biliyordum.
Taehyung'a baktığımda masanın üzerindeki elleri ile oynuyordu. Yüz ifademi normal tutarak ''Bayan Park ile çok mu yakınsınız?'' diye sordum.