İyi okumalar!
Yüzümde bir gülümseme ile Taehyung'un elini avucumun içine almış, inceliyordum. Son dediklerinden sonra kaskatı kesilmiş, hiçbir şey diyemememiştim. Taehyung yüzünü bana doğru döndüğünde ve eliyle yanına gelmemi işaret ettiğinde itiraz etmemiş ve yanına uzanmıştım.
Şimdi ise sırtım Taehyung'un göğsüne yaslı, başımı koluna yaslamış bir şekilde eliyle oynuyordum. Aradan ne kadar geçmişti bilmiyordum ama böyle iyiydim, mutluydum. Taehyung az da olsa konuşmuş, üzerimdeki tişörtte yazan yazıyı okumuştu.
Taehyung yüzünü saçlarıma gömerek, derin bir nefes aldığında kıpırdandım. Kıpırdamamı engellemek için bacaklarımı bacaklarının arasına sıkıştırdığında gözlerimi kapadım. Şu an çok mutluydum ve bu gecenin hiç bitmemesini istiyordum.
''Özlemişim.'' Gözlerimi kocaman açtım. Ne demişti o? Özlemişim. Bacaklarımı bacaklarının arasından kurtararak ona doğru döndüğümde yüzlerimiz arasında çok bir mesafe yoktu. Burunlarımız birbirine değecek kadar ona yaklaştığımda, gülümsemişti.
''Ben daha çok özledim.'' diye fısıldadım. Taehyung burnunun ucunu burnuma sürtmüş ve dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Gözlerimi kapatıp, anın büyüsüne kapılacağım sırada geri çekildiğinde dudaklarımı büzdüm. Taehyung gözlerini yüzümün her yerini ezberlemek istercesine baktığında kıpırdamadan durdum.
Belimde duran elini kaldırarak yanağıma koyduğunda, yanağımı avucuna yaslayarak gözlerimi yumdum. Baş parmağı ile yanağımı hafifçe okşarken kedi gibi mırıldamamak için kendimi zor tuttum. ''Özür dilerim.''
Gözlerimi açtım. Az önceki gülümseyen yüzü ve parlayan gözleri gitmiş, yerini acı dolu bakışlar almıştı. Kaşlarımı çattım ve başımı iki yana salladım. ''Sen özür dileyecek hiçbir şey yapmadım Taehyung. Hiçbir şey için özür dilemek zorunda değilsin.''
Söylediklerimde ciddiydim. Taehyung beni hiçbir şey için zorlamamıştı. Ben eğer o kadının dediği yere gitmiş, ondan kurtulmak için planlar yaptıysam bunu onun için yapmıştım ama onun zoruyla yapmamıştım, arada kocaman bir fark vardı. Benim yaptıklarımdan çok daha fazlasını benim için yapabileceğini biliyordum. İnsan sevdikleri için ellerinden gelen her şeyi yaparlardı.
Baş parmağı hareket etmeyi kestiğinde ona baktım. Dudaklarını yaladığında bakışlarım oraya kaymıştı ama hızlıca bakışlarımı oradan çektim ve gözlerine diktim ama yakalanmamıştım. Taehyung yüzünde bir gülümseme ile bana bakıyordu. ''Dikkatimi dağıtıyorsun.''
Dudaklarımı büzdüğümde yanağımdaki elini çekmiş, parmak uçları ile omuzumdan başlayarak kolumdan aşağıya doğru ilerliyordu. O kadar rahatlatıcı bir hareketti ki şu an burada uyuyabilirdim.
Eli, elime değdiğinde daha fazla hareket etmemesi için elini tuttum. Parmaklarımı parmaklarına geçirdiğimde, ellerimizi izliyordum. Elim, elinin içinde kayboluyordu ve bu benim gözümde çok sevimli gözüküyordu.
''Beni sadece parmaklarım için sevdiğini düşüneceğim.''
Kıkırdadım. Kafamı kaldırarak ona baktığımda, onun bana değilde birleşik olan ellerimize baktığını gördüm. Birleşmiş ellerimizi izlerken o kadar ciddiydi ki bir sorun olduğunu düşünmeye başlamıştım. Ellerim çok mu çirkindi? Ya da ellerim terlemişti ve rahatsız mı olmuştu? Düşündüğüm şeylerden sonra elimi elinin arasından kurtarmaya çalıştığımda izin vermemiş, daha sıkı tutmuştu.
Bana baktığında kaşlarını kaldırdı. ''Ne yapıyorsun?'' diye sorduğunda sesinden şaşırdığını anlamıştım. Şimdi ise elini tutmak istemediğimi düşünmüş olmalıydı.