Dışarıdan gelen araba sesiyle gözlerimi açtım. Gözlerim ışığa alışırken gözlerimi ovaladım, bir yandan da esniyordum. Yatakta oturur pozisyona geçip kollarımı yukarı doğru gererek kesinlikle insancıl olmayan bir şekilde gerindim. Ayağa kalkıp aynaya bile bakmadan hızlıca odadan çıkıp Poyraz’ın kapısına gittim. Kapıya vursam mı vurmasam mı diye düşünürken alt kattan gelen bir sesle kendimi direk içeriye attım. Arkamı döndüğümde gözlerim yerlerinden fırlayacakmış gibiydi, kalbim hızlanırken zorlukla yutkundum. Poyraz o güzel vücudunu göz önüne serecek şekilde sırt üstü yatıyordu. Kolları kafasının üstünde, bacakları ise açık bir şekilde çok rahat görünüyordu. Yavaşça yaklaşıp yatağın kenarında durdum. Üstü çıplaktı ama çarşafın altında baksırı gözüküyordu. Onu böyle dikizlediğimi fark edince ilk kendime kızdım sonrada piç bir gülüş yolladım. Ruhum böyle ne yapayım. Yatağa yavaşça dizlerimi koyup yanına süründüm, uyanmamıştı. Bacaklarımdan birini üstünden geçirip kucağına oturduğumda uyandığını anladım. Eğilip yanağını öptüm, hafifçe gülümsedi sonra biraz daha aşağılara inerek çenesini öptüm. Gülümsemesi yavaşça büyüyordu. Yüzümde ki sırıtmaya engel olamadım. Burnumu yanağına koyup yavaşça boynuna doğru sürttüm. Dudaklarımı boynuna bastırınca sertçe yutkundu. Kokusunu içime çekip bir kez daha öptüm boynunu. “Arya, kaşınma.” Dedi uykulu sesiyle ama keyfi yerindeydi. Dudaklarımı boynuna sürttükten sonra dilimle ıslakça yaladım. Kalçalarımdan tuttuğu gibi beni yatakta ters çevirdi. Çığlık atmamak için ellerimi ağzıma götürüp gülümsedim, artık altta olan bendim. “Sana kaşınma demedim mi ben?” diyerek güldü. Gözleri göğüslerime kayıp orada takılı kaldı, dün gece sütyenim battığı için çıkarmıştım. Ben de gözlerimi göğüslerime çevirdiğimde uçlarının sertleştiklerini fark ettim, ellerimi hızlıca oraya götürdüm. Yanaklarım kızarırken gözlerini bana çevirdi, yanağıma yaklaşıp usulca öptü. Dudakları yanağımda oyalanıp hareket ettiğinde nefesimi tuttum, dudaklarını dudaklarımın üstüne getirip bekletti. Öpmesi için ona yalvarabilirdim, dudaklarıma değen dudakları sayesinde alev alevdim. Yumuşakça dudaklarını bastırdıktan sonra dilini dudaklarımın üzerinde yavaşça gezdirdi, şu an ayakta olsam yeri boylamıştım. Alt dudağımı dudakları arasına alıp kendine çekti, ağzımdan kısık bir inleme çıktı. Gözleri sanki ateş gibi alevlendi, gözlerinin içinde yanmak için ölebilirdim. Dudaklarını sertçe dudaklarıma bastırdığında hızlıca ona karşılık verdim. Ellerimi göğsümden çekip saçlarına geçirdim. Dünya ayaklarımın altından kayarken ona aynı şehvetle eşlik ettim. Dili ağzımı keşfederken sıcak elleri karnımdan yukarı doğru çıkıyordu. Çıplak tenime dokunduğu elleri tenimi yakıyordu, bu onu daha da çok istememe sebep oluyordu. Dudaklarımızı ayırdığında parmakları göğsümün ucuyla oynuyordu. Nefes almakta zorlanıyordum, zevk bedenimi ele geçirmişti. Bir an da tek göğsümü elleriyle kavrayıp sıktığında ağzımdan “Ah!” diye bir inleme kaçtı. Bundan utanacağımı biliyordum ama şu an da daha fazlasını istemekten başka düşüncem yoktu. Serbest kalan diğer göğsüme dilini değdirdiğinde bedenim hafifçe kasıldı. Bundan hoşlandığımı bilerek daha da çok ağzına aldığında düşünme yetimi kaybetmiştim. Vücudumun her noktası hassaslaşmış ve onun dokunmasını bekliyordu. Ellerimi omzuna getirip onu kendime daha da çok bastırdığımda ellerini kalçalarıma indirip beni kendi sertliğine bastırdı. Kafasını kaldırıp bana baktığında ikimizde yanıp tutuşuyorduk. Kafasını tutup dudaklarına yapıştım. Alt dudağını sertçe emerken kalçalarımı ona sürtmemle ağzından bir hırıltı kaçtı. Kendini geriye çekip nefes nefese bana baktı. “Eğer şu an da ayrılmazsak duramayacağıma eminim, kapı açılabilir…” sözünü keserek “Yakalanabiliriz.” Diye ekledim. Üstümden kalkıp yanıma uzandı. “Aynen öyle, sevgilim.”
Duyduğum kelime kalbimi yerinden çıkaracakmış gibi hızlandırırken ayağa kalktım. “Seni uyandırdığıma göre gitsem iyi olur, kahvaltıda görüşürüz.” Gülerek bana baktı. “Beni her zaman böyle güzel uyandıracaksan durmadan uyumayı planlıyorum.”
![](https://img.wattpad.com/cover/14670966-288-k838804.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZ
ChickLitBeni bir tabut gibi saran karanlıkta hapsolmuşken hatıralarımı zihnimden uzaklaştıracak hiçbir şey yoktu çevremde. Ta ki onun varlığını farkedene kadar. Beni seviyordu biliyordum, peki ya ben? Babamın kaybıyla sevgiye kapanmış olan kalbim, kapıların...