3.BÖLÜM
Merhaba Sevgili Okuyucularımız :) Bu bölüm biraz kısa oldu kusura bakmayın. Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen :) Sizi Seviyoruz :) Evet Resimdeki Poyraz :) O salyalarınızı silin lütfen! :)
Yatağımda yayılmış bana alayla gülümseyerek bakıyordu. Korkuyla ‘’S-Sen Kimsin?’’ dedim. Cevap vermesine fırsat vermeden “Odamda ne işin var?’’ diye bağırdım. Doğrulup yatağın ucuna oturdu. Boş bir ifadeyle bana bakıp ‘’Asıl senin benim odamda ne işin var?’’ dedi. Ne diyordu bu çocuk. Onun odasımı? Kimdi bu? Şaşkınlıkla
‘’Burası nasıl senin odan oluyor, çık odamdan yoksa çığlık atarım.”
Ayağa kalkıp olduğu yerden beni baştan aşağı süzdü. Korkudan üstümde sadece havlu olduğunu unutmuştum. Havluya daha da sarınıp ‘’Ne bakıyorsun?’’ dedim.Dudaklarını yukarı kıvırarak ‘’Hiç, sadece manzara hoşuma gitti’’dedi. Sapık! Sinirle bağırdım. ‘’Çık odamdan’’ Kapıya doğru yürüdü.Kapıyı açıp tam çıkacakken arkasını döndü.
‘’Bu arada ben Poyraz, üvey kardeşin’’
Kapıyı kapatıp gitti.Üvey Kardeşmi? Bir tane daha mı vardı. Poyraz! Tabiki! Şimdi hatırlamıştım. Mehmet Amca telefonda ‘Poyraz’ demişti. Bu onun oğlu olmalıydı. Bu evde bir kişiye daha nasıl katlanıcaktım ben…
Yavaş yavaş hazırlanmaya başladım. Saçlarıma güzel bir fön çekip, yüzümü makyajla biraz renklendirdim. Üstüme üniformamı giyip aynanın karşısına geçtim. Güzel görünüyordum. Kırmızı ve lacivert karışımı okul üniforması havalı duruyordu. Tabi eteğimin bayağı bir kısa olmasıda bunda etkiliydi ama umurumda değildi o kadını sinir etmek için herşeyi yapardım. En son kirazlı nemlendiricimi sürüp aşağıya indim. Herkes masadaydı. 1.Derecede sapık üvey kardeşimde dahil. ‘’Günaydın’’ deyip o annem olucak kadının yanına oturdum. Bilin bakalım benim yerimi kim işgal ediyordu. Bu çocuğa içim ısınmamıştı. Işıl gibi değildi. Benden hoşlanmadığı çok açıktı. Düşüncelerimi Mehmet Amcanın sesi böldü.
‘’Arya cım, oğlum Poyraz la tanışmanı istiyorum.Artık oda bizimle kalıyor. Birbirinizle iyi anlaşacağınızı düşünüyorum.’’
Eminim çok iyi anlaşırız. Mehmet Amcaya dönüp yapmacık bir şekilde gülümsedim. Poyraz’a döndüğümde tabağındakilerle oynuyordu. Burda olmaktan memnun olmadığı belliydi. Uzunca bir süre ona baktım. İlk defa onu dikkatle inceliyordum. Kahverengi saçlar, açık yeşil gözler, dağınık ama bir o kadar da çekici gözler ve kıpkırmızı köfte dudaklar. Gerçekten yakışıklıydı. Eğer başka bir şekilde karşılaşsaydık kesinlikle ona yazardım. İzlendiğini farketmiş olacak ki kafasını kaldırıp bana baktı. Gözlerimiz buluşunca gözlerimi kaçırmamı bekledi. Hala ona baktığım için biraz şaşırıp kaşları havaya kalksada sonra düzelip dudaklarını yukarı kıvırdı. Gözlerimi kaçırmamı bekliyordu ama benim ne kadar utanmaz olduğumdan haberi yoktu. Ben de ona dudaklarımı yukarı kıvırıp gülümseyerek bakmaya başladım. Gülümsemesi genişlerken sessizce ‘’Çilek’’ dedi. Ben de ona merakla ‘’Ne’’ diye sordum. Gülümseyerek üst dudağını yavaşca yaladı. Şok olmuştum. Evet utanmazdım ama bu kadarıda fazlaydı. Hemen kafamı tabağıma çevirdim ve beni izlediğini anladığım halde kahvaltı boyunca ona bakmadım.
Kahvaltı bitince direk odama çıkıp içinde not defteri, telefon ve cüzdan olan çantamı koluma takıp aşağıya indim. Kapıda Işıl, Poyraz ve annem olucak o kadın duruyordu. Işıl’ı yanaklarından öpüp servise yolladı. Sonra Poyraz’a dönüp kolunu sıvazladı. Yanlarına gittiğimde bana da gülümseyerek ‘’İyi dersler Arya ‘’ dedi. Hiç cevap vermeden bahçeye çıktım. Onun yüzünü biraz daha görmek istemiyordum. Tam yürüyecektim ki kolumdan biri tutup kendine çevirdi. Daha ben şaşkınlıktan kurtulamadan Poyraz’la burun buruna geldik. O kadar yakındık ki nefesini ağzımda hissediyordum. Bir kaç saniye sonra toparlanıp kaşlarımı çatarak ‘’Ne var?’’ dedim. Boş bir ifadeyle bana bakıyordu.
‘’Okulda kimse aynı evde yaşadığımızı bilmicek.’’
Konuşurken nefesi dudaklarıma değiyordu. İstem dışı dudaklarımı yaladığımda gözleri dudaklarıma kaydı. Uzunca bir süre dudaklarıma bakıp ‘’Çileği severim.’’ Dedi.Şok olmuştum.Kendimi toparlayıp alayla ona daha da yaklaştım.Burunlarımız birbirine tekrardan değdi.Gözlerine bakarak ve şu anda tek göz gibi gözüküyordu.Ağzımdan fısıltıyla sözler döküldü;
‘’Kiraz, gerizekalı’’
Karşılık vermesine fırsat vermeden kollarımı hızlıca ondan çekip kapıdaki arabaya doğru yürümeye başladım.Yüzümde garip bir sırıtış vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZ
ChickLitBeni bir tabut gibi saran karanlıkta hapsolmuşken hatıralarımı zihnimden uzaklaştıracak hiçbir şey yoktu çevremde. Ta ki onun varlığını farkedene kadar. Beni seviyordu biliyordum, peki ya ben? Babamın kaybıyla sevgiye kapanmış olan kalbim, kapıların...