Biliyorum biliyorum çok uzun zaman oldu ama ilham perileri bir kere gittiğinde yapabileceğiniz hiçbir şey kalmıyor. Gecikme için çok özür dilerim. Güzel bir bölüm sizi bekliyor. Keyifli okumalar :) Multimedya Poyraz'ın şapşal hali ^^
Gözlerimi açtığımda Poyraz’ın yatağındaydım fakat Poyraz yoktu. Aralık olan banyo kapısından su sesi geliyordu. Yatakta iyice gerinip tam odama gitmek için kalkıyordum ki kapının çalınmasıyla ayağa zıpladım.
“Abi, kalktınmı?”
Ne yapıcam ben kahretsin, saklanıcak yer ararken tek çare banyoya koştum ve odanın kapısı açılmadan son anda kendimi içeriye attım. Arkamı döndüğümde Poyraz’ın şok olmuş yüzüyle karşılaştım.
“Bu kadar hızlı olucağını tahmin etmemiştim.”
Gözlerim büyürken, sövmemek için kendimi zor tuttum. Tam bir şey daha söyliyecekti ki koşup ağzını kapattım. Birbirimize bakarken Işıl’ın sesi geldi içeriden.
“Abi, kahvaltıya bekliyoruz. Seni çok özledik.”
Poyraz, elini elime koyup ağzından çekerken hala gözlerime bakıyordu. “Sen git, ben gelicem Işıl.”
Kapının açılıp kapanma sesi gelene kadar öylece kaldık. Boş bir şekilde birbirimize bakarken Poyraz’ın yüzünde piç bir gülümseme oluştu.
“Yıkanmak istermisin yoksa ben duşuma tek başıma devam edicem.”
Seni piç kur- Aman Allah’ım Poyraz’ın çıplak olduğunu yeni farkediyordum. Gözlerimi sımsıkı kapatıp kendimi ondan uzaklaştırdım.
“Kusura bakma, ben yakalanıcam diye kork-“
“Sorun değil, Arya. İstediğin zaman gelebilirsin.”
Şu an da kaşlarımı çatıp ona kötü kötü bakmayı o kadar çok isterdim ki. Nefesimi seslice dışarıya verip kapıya doğru yürümeye başladım. Kapının kolunu aramak işkenceydi. Hele de Poyraz’ın kahkahaları eşliğinde. Sonunda kendimi dışarıya atıp gözlerimi açtığımda derin bir nefes verdim. Yakalanmadan odama geçip okul için hazırlanmaya başladım. Kısa bir duş alıp üzerime üniformamı ve siyah tül çorabımı giydim. Botlarımı ayağıma geçirip aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı kurutup tepeden dağınık bir şekilde topladım. Göz kalemimi ve rimelimide sürüp son olarak dudak parlatıcımı sürdüm. Hazırlanmam bittiğinde siyah deri ceketimi üzerime geçirip çantamı koluma takarak aşağıya indim. Herkes masaya yeni geçiyordu. Çantamı yere bırakıp masaya oturdum. Masa çok sessizdi, bir sorun olduğunda hep böyle oluyordu. Sessizliği şen sesiyle Işıl bozdu.
“Hep beraber yine masadayız, düzenimizin bozulmadığına o kadar çok sevindim ki.”
Mehmet Amcadan öksürme sesi geldi. “Hep böyle olucaz hayatım, sen bunları düşünme.” Işıl gülümseyip yemeğine devam etti. Poyraz’ın rahatsız olduğu belliydi. Onları izlemeyi kesip tabağımdakileri yemeye devam ettim. Sema Hanım gelip bana seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZ
Genç Kız EdebiyatıBeni bir tabut gibi saran karanlıkta hapsolmuşken hatıralarımı zihnimden uzaklaştıracak hiçbir şey yoktu çevremde. Ta ki onun varlığını farkedene kadar. Beni seviyordu biliyordum, peki ya ben? Babamın kaybıyla sevgiye kapanmış olan kalbim, kapıların...