10

665 108 63
                                    

İyi akşamlar ve iyi okumalar !!


Hepsi kahvelerini içtikten sonra oradan ayrılmışlar ve hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmişlerdi.

Tabi ki bu sadece görüntüde bu şekilde ilerliyordu Minho ise Jisung'un o konuşmaların ne kadarını duyup duymamış olması ile ilgileniyordu. Çok büyük ihtimal ile her şeyi duymuştu. Çünkü ona olan son davranışları bunu kanıtlar nitelikteydi. 

Son bir kaç gündür sürekli olarak o anı düşünmekten kendisini alıkoyamıyordu ve Jisung'un da işe gelmemiş olması bu durumu daha da kötü etkiliyordu. 

Neden Jisung'a karşı bu kadar ilgiliydi ki ?. Her şeyi duymuş olsa ya da duymamış olsa ne değişirdi ?. Sonuçta zaten bir kız arkadaşı vardı ve onunla ilgilenmesi gerekiyordu, Jisung ile değil. 

Ama onu düşünmekten de kendisini alıkoyamıyordu. ' Tamam onu rüyana gördün ve çok harika bir rüyaydı. Saçma bir şekilde ertesi gün karşına çıktı ama bu onun bu kadar üstüne düşmeni sağlamaz. ' 

Minho kendi kendisine konuşarak bir şeyleri halledebileceğini umuyordu. Ama sadece umuyordu.

Minho dersin bitimi ile birlikte kendisini anında dışarıya atmıştı. Zaten dersi doğru düzgün dinleyememişti bile. 

-----

Hızlı adımları ile birlikte kafenin içine girdi, Jisung ile konuşmak istiyordu. Evet kendisini aksine ikna edememişti. 

İçeride gözlerini gezdirdi ama Jisung buralarda gibi durmuyordu bu yüzden her zaman burada olan Felix'in yanına ilerledi. Zaten Jisung'un arkadaşıydı kesinlikle nerede olduğunu biliyor olmalıydı. 

" Selam !." 

Minho gereksiz bir gerginlik ve heyecan ile konuşmuştu. Felix arkası dönük olduğu için duyduğu ses ile birlikte şaşkınca ona seslenen kişiye döndü. 

" Ah! Selam ?." 

Minho gözlerini kaçırarak tek nefeste sorması gereken soruyu sordu. " Jisung burada mı acaba ?. "

" Jisung şu an burada değil. "

Felix tabi ki de en yakın arkadaşının nerede olduğunu biliyordu ama söylemesi gerekiyor muydu ? İşte bundan emin değildi. 

" Peki nerede olduğunu söyleyebilir misin ?. "

Felix kararsızlık ile dudağını ısırdı. " Minho, Jisung'un bunu isteyip istemediğinden pek emin değilim. " 

" Lütfen. " 

Felix hala kararsızlık ile Minho'ya bakarken, Minho Felix'i ikna etmek için ne yapması gerektiğini düşünüyordu. 

" Bak, bugün konuşmalarımızı duyduktan sonra gittiğinin farkındayım. Sadece bu şeyleri ona açıklamama izin versen yeter. "

Felix duyduğu cümle ile kafasını salladı. Minho haklıydı, Jisung en azından bir açıklamayı hak ediyordu. 

" Evine gideceğini söyledi. Zaten buraları doğru düzgün bilmiyor başka bir yere gideceğini sanmıyorum. " 

Minho sevinçle kafasını salladı ve bir kaç kez Felix'e teşekkür ederek çıkışa yöneldi. 

" Minho !"

Minho, Felix'in seslenmesi ile anında tekrar ona döndü. " Evin adresini biliyor musun ?. "

" Evet geçen akşam Jisung'u bırakmıştım. Teşekkürler. "

Minho daha fazla zaman kaybetmemek için dışarıya çıktı ve Jisung'un evine doğru yola koyuldu. 

-----

Minho kapının önüne kadar geldiğinde kararsızlık ile bir sağa bir sola yürüyordu. " Tamam Minho alt tarafı kapıyı çalıp bekleyeceksin. Bunda  bu kadar da zor bir şey yok. " 

Minho kapıyı çalmak için elini kaldırdığı sırada açılan kapı ile bir süre boşluğa baktı. Jisung da boş bakışları ile ona bakıyordu. 

" Sonunda kapıyı çalmaya cesaret etmiş miydin ? Vay canına. "

" Ben.. şey... evet. " 

Jisun gözlerini devirdikten sonra kapıdan çekildi ve içeri geçmesi için ona izin verdi. Minho boğazını temizledikten sonra sakin adımları ile içeriye girdi ve hatırladığı kadarı ile oturacakları odaya ilerledi. 

Jisung da arkasından geldikten sonra hala ayakta duran Minho'ya bakmış ve koltuklardan birine oturmuştu. 

" Sen oturmayı düşünmüyor musun ?. "

" Ah.. senin gelmeni beklemiştim. " 

Minho anında diğer koltuğa oturdu ve Jisung'a bakmaya başladı. Jisung'da onun konuşmasını beklediği için ortamda saçma ve rahatsız edici bir sessizlik vardı. Bu yüzden Minho rahatsızca yerinde kıpırdandıktan sonra konuşmak için bir adım attı. 

" Ben konuşmak için gelmiştim aslında. "

" Bunu anlayabiliyorum Minho ama anlayamadığım şey neden bana açıklama yapıyorsun ?. "      " Konuştuğumuz şeylerin ne kadarını duydun ?. "

İkisi de aynı anda konuşunca sesleri birbirlerine karışmış ve bu yüzden birbirlerine anlamsız bir bakış atmışlardı. 

" Konuştuğumuz şeylerden ne kadarını duydun ?. "

" Bir şeyleri anlamama yetecek kadarını duydum Minho. "

" Yani ? "

" Senin bir nişanlın olduğunu duydum ve bu bilgi bana yeterli. "

Minho kısık sesi ile yanlış olduğunu düşündüğü bilgiyi değiştirmeye çalıştı. " O benim nişanlım değil, henüz. "

" Ah! Aman tanrım çok şey değişti, bu bilgi ile artık hayatıma çok daha rahat bir şekilde devam edebilirim. Henüz nişanlın değilmiş sonuçta !. "

Jisung'un normal sesi ile başlayan konuşma cümlesinin sonuna doğru istemeden yükselmişti. Minho ise sessizce yere bakıyordu. 

Gerçekten bunu söylemesi neyi değiştirecekti ki ?. 

" Benim anlamadığım şey bunu bana neden açıklıyorsun Minho ? "

Minho sessiz kalmaya devam ederken bunu düşünmeye başladı. Gerçekten neden bunu ona açıklamaya çalışıyordu ?. Ya da açıklamadığı süre boyunca kendini rahatsız hissediyordu ?. 


Umarım güzel bir bölüm olmuştur.. Ve bugün Changlix'in şarkısını dinlediniz mi ? Çok harika efsane ötesi bir şarkıydı :') Sizleri seviyorum kendinize iyi bakın ^^

Tomorrow | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin