Merhaba herkese İyi Akşamlar !! İyi okumalar ^^
Minho acele ile girdiği salonun ortasında herkesin bakışını üstünde hissetmesi ile durdu. Şaşkın gözleri ile birlikte kendisine bakan babasına çevirdi bakışlarını.
" Çabuk gel demiştim ama bu kadar çabuk gelmeni beklemiyordum Minho. "
Babasının söylediği cümle ile birlikte kaşların çatıp ona bakmaya devam etti. " Daha mı geç gelmeliydim yani ? "
Telefonu kapattığı gibi anında Jisung'un yanından ayrılmak zorunda kalmıştı. Babasının sesi yeteri kadar kızgın geliyordu onu daha da kızdırmak istememişti sadece. Ama şu anda gördüğü tepkiye bakarsak geç gelse de olurdu, böylece Jisung ile kahvaltı keyfini kaçırmamış olurdu.
Hem babası şu an sinirli gibi durmuyordu, daha çok keyfi bayağı bir yerinde gibiydi.
" Her neyse madem geldin, gel şöyle oturalım daha gelecek misafirlerimiz de var. "
Babası salondaki büyük masaya doğru ilerlerken Minho kaşlarını çatmıştı. Misafirler mi ? Bunun için mi buraya acele ile çağırılmıştı yani ?.
Babası ağır adımlar ile masaya yaklaşıp oturduktan sonra Minho'da arkasından ilerlemeye başlamıştı. Babasının karşısına geçip her zamanki yerine oturduktan sonra kapıdan gelen adım sesleri ile bakışlarını oraya çevirdi.
İçeriye giren kişiler ile olduğu yerde dikleşti ve yüzünde gergin bir ifade oluştu. Jiyong ve Somi gülümseyerek ikisine yaklaşırken, Minho içinden ' bu kadar çabuk mu söyledi ?' diye geçirmeden edememişti. Gerçi erken söylemesi iyi de olmuştu, ne kadar çabuk o kadar iyiydi.
Jiyong ve babası birbirlerine gülümsedikten sonra el sıkışıp yerlerine oturmuş ve Minho ile Somi'ye bakmışlardı.
Somi üstündeki bakışları umursamadan Minho'nun yanındaki sandalyeyi çekmiş ve oraya oturmuştu. Oturduktan sonra kafasını kaldırdı ve ona bakan yüzlere samimice gülümsedi.
Sıradan bir 'Nasılsınız ? İyi misiniz ? İşler nasıl ? ' sohbetinden sonra Jiyong boğazını temizleyip Minho'ya baktı.
" Duyduğum şeyler doğru mu Minho ? "
Minho derin bir nefes aldı ve kafasını onaylar anlamda salladı. " Evet efendim. "
" Yani nişanlanmak istemiyorsun ve Somi ile olan ilişkini bitirmek istiyorsun ? Peki nedenini sorabilir miyim ? "
" Evet istemediğimi söyledim ama bunun nedenini zaten Somi'ye de söylemiştim. Burada tekrar konuşmamız gereken bir konu olduğunu düşünmüyorum. "
Minho ifadesiz suratına rağmen meydan okuyan gözleri ile karşısındaki adama bakıyordu. Jiyong aldığı cevap ile birlikte yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi.
" Haklısın ama baban bu duruma ne diyecek ya da biz ne diyeceğiz hiç düşündün mü ? "
Minho yüzüne alaycı bir gülüş yerleştirdi. " Bu benim hayatım, özellikle sizin buna karışma hakkınız olduğunu düşünmüyorum. "
Jiyong'un yüzündeki gülümseme kaybolurken sinirle Minho'ya bakmıştı. Somi ise ortamın gerginliği ile babasının sinirli yüzünü görünce ortamı yumuşatmak için yüzüne bir gülümseme yerleştirdi ve konuşmaya başladı.
" Minho haklı baba. Kendisi istemediği bir nişanı yapmak yerine dürüst bir şekilde gelip bana söyledi, onu zorlayamazsın. "
Minho'nun babası Junmyeon ise boğazını temizleyerek konuşmaya dahil oldu. " Kızın haklı Jiyong. Buna biz karışamayız, ki karışmamalıyız da. "
" Geçen yemekte yakın bir tarihte nişan yapmak isteyen çocuktan bahsetmiyor muyuz Junmyeon ? "
Evet geçmiş zamanda babası ile konuştuğunda böyle bir şeyi onaylamıştı ama bu gerçekten çok eski bir konuşmaya dayanıyordu. Minho o zamanlar mantıklı düşünemiyordu.
" Daha önce konuştuğumuzda bunu söylemişti ve bende bu yüzden cevap verdim ama onun fikrini almamıştık hatırlatırım. "
Junmyeon sinirini yansıtmadan konuşmaya çalışmıştı ama gözlerinden sinirli olduğu anlaşılıyordu.
Minho ise babasının bu tepkisi ile şaşırmıştı, Jiyong ile birlikte üstüne geleceklerini düşünmüştü. Çünkü başından beri Somi ile bir ilişkisi olmasından memnundu ve onunla nişanlanmasının onun için iyi olacağını söylemişti. Ama aklında Jisung varken onunla olan ilişkisine devam edemezdi, bu yüzden Somi'den ayrılmak en iyi seçenekti ve o da bu seçeneğini kullanmıştı.
Jiyong yüzüne alaycı bir gülüş yerleştirerek Junmyeon'a baktı. " Oğlunda senin gibi kararsız bir piç. Başından beri böyle olacağını biliyordum, bunu anlamalıydım. "
Minho duyduğu cümle ile nefesini tutarak babasına baktı.
" Baba ! "
" Sen sus Somi ! Bu çocuk seninle yıllarca oynadıktan sonra nişan zamanı bütün her şeyden vazgeçiyor öyle mi ? Buna inanmamızı mı bekliyorsunuz ?. "
" Baba ! Bunu nasıl söylersin ?! " Somi inanamaz gözler ile babasına bakarken konuşmuştu.
" Bu piçin yıllarca sana sadık kaldığını mı sanıyorsun sen ? Yeni sevgilisi ile olan ilişkisi yüzünden seninle nişanlanmak istemediğini hiç düşünmedin mi? Çok safsın Somi."
Somi babasının üstünde olan bakışlarını Minho'nun üstüne çevirmiş hayal kırıklığı ile dolu olan gözleriyle cevap bekler bir şekilde ona bakıyordu.
" Ne yeni sevgilisi ? Babam neyden bahsediyor Minho ? "
Jiyong alaycı gülümsemesini bozmadan Minho'ya döndü. " Nişanlın olacak ibnenin erkek bir sevgilisi olduğunu da mı anlamadın ? Gerçekten çok safsın. "
Herkes konuşmadan birbirine bakarken Junmyeon oturduğu sandalyeden kalktı ve sert sesi ile bağırdı.
" Çık evimden ! "
Umarım beklentilerinizi karşılayan bir bölüm olmuştur ^^ Sizleri seviyorum kendinize dikkat edin !!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tomorrow | Minsung
FanfictionI See kitabının 2. Kitabıdır ama onunla benzerliği yoktur.