16

615 92 50
                                    

Hepinize merhaba !! Bugün bölümü erken atmaya karar verdim. Hepinize iyi okumalar !!



Ortamın loş ışığı ve yaşanan yoğun sessizlik ile yatakta yatan iki beden düşünceli halleri ile tavana bakıyorlardı. Jisung aldığı derin nefes ile Minho bakışlarını tavandan çekerek yanındaki hala davetkar görünen bedenin sahibine çevirdi. 

Jisung ellerini yüzüne kapatıp bir süre daha öyle kaldıktan sonra ellerini çekerek bakışlarını, kendisine bakan bedene çevirdi. 

" Minho... sen söylediğin şeyde ciddi misin ?. " 

Minho bakışlarını Jisung'un gözlerinden ayırmadan ciddi ifadesi ile konuşmaya başladı. " Hangisinde ? Seni sevdiğim konusunda mı ?. "

Jisung, bir süre olduğu yerde nefes alamadan durdu ve kalbinin atışını kulaklarında duymaya başladığında konuşması gerektiğini hissetti. 

" Sen öyle bir şey söylememiştin Minho. "

Minho olduğu yerde Jisung'a doğru döndü ve ellerini onun yüzüne çıkartarak parmaklarını sakince yüzünde gezdirdi. Derin bir nefes alarak yumuşak sesi ile durumu Jisung'a açıklamaya çalıştı. 

" Ama şimdi söyledim ve yaptığım hareketler de bunu kanıtlar nitelikte. Bunun farkında olmadığını söyleme bana.  "

Jisung elbette hareketlerinin farkındaydı ama kendisini seviyor olması ? İşte bundan emin değildi. Sonuçta bu kadar süre içinde nasıl kendisinden hoşlanıp onu sevme seviyesine gelmiş olabilirdi ki ?.

" Sadece.. Bu konuda ne demeliyim bilmiyorum. "

Jisung sanki kendisi de onu sevmiyormuş gibi konuşmuştu ama kendisini Minho'ya çekilmekten de alıkoyamıyordu. Yine kendisini anında ona teslim edemezdi işte, sadece üzülmek ve yüz üstü bırakılmaktan korkuyordu.

" Jisung, sende bana çekiliyorsun bunu asla inkar etmeye kalkma. "

" Bunu inkar etmiyorum Minho, ama sence de sadece bir kere görmüş olduğun bir garsona nasıl anında aşık olmuş olabilirsin ?. "

Minho aklına gelen şey ile samimi bir kahkaha attı. " Seni ilk orada görmedim Jisung. "

Jisung duyduğu şeyin şaşkınlığı ile kaşlarını çatmış merakla Minho'ya bakıyordu. " Nasıl ile orada görmedin Minho ?. "

" Aslında seni daha önce rüyamda görmüştüm ve orada sana deliler gibi aşık olmuştum. " Minho, Jisung'un dudağına küçük bir öpücük kondurup konuşmasına devam etti. " Şu an ki halimde pek farklı sayılmaz ama. "

Jisung hala merakla Minho'ya bakmaya devam ederken, Minho derin bir nefes alıp kendisine merakla bakan gözlere dayanamayıp rüyasını anlatmaya başladı. 

---

" En son öldüğüm için korku ile gözlerimi açtığımı hatırlıyorum ve sonra Hyunjin'in doğum gününü kutlamak için geldiğimiz kafede sen karşıma çıktın yani aşık olduğum kişi. " 

Minho bütün rüyasını anlatması ile derin bir nefes verdi ve bir şeyler söylemesi için göğsünde yatan bedene bakışlarını çevirdi ama gördüğü görüntü ile yüzüne hafif bir gülümseme yayılmıştı. 

Jisung kendisine anlatılan hikaye ile birlikte güzel bir uykunun kollarındaydı ve sakin nefesleri ile sanki dünya üzerindeki en rahat yermiş gibi Minho'nun göğsünde uyuyordu.

Minho bu görüntü ile birlikte gülümsemeye devam ederken Jisung'u göğsünden kaldırdı ve daha rahat edebilmesi için başını yastığına koydu, daha sonra yerdeki iç çamaşırlarını alarak üstlerine geçirdi ve kendisi de yanına yattı. Son olarak üşümemek için de ince pikeyi üzerlerine çekti ve burnunu Jisung'un saçları arasına sokarak kendini en rahat uykusunun kollarına bıraktı. 

 -----

Jisung gözlerini açtığında ilk başta nerede olduğunu hatırlayamadı, yastığı yerine sert bir şeye sarılıyordu ve bu oldukça tuhaftı.

Bir süre bakışlarını etrafta gezdirdi, tamam kendi odasındaydı ama kime sarılıyordu ?. Kafasını sakince kaldırdı ve göğsünde yattığı kişinin yüzünü görmeye çalıştı. 

Gördüğü yüz ile onu uyandırmamak için elini ağzına koyarak çığlığını bastırmıştı. Tanrım, o Minho ile mi uyumuştu ?. 

Şu an dün neler olduğu tek tek aklına geliyordu. Uykusu yüzünden sabah hiçbir şey hatırlamayarak uyanmıştı ama bu unutulacak bir şey değildi. Kesinlikle değildi. 

Dün akşam Minho onu sevdiğini söylemişti, bunu nasıl unuturdu ? Hatta bir ilişkisi olmadığını da söylemişti. Söylemişti değil mi ?. 

Jisung aklına gelenler ile kendisini daha da sıkmaya başlamıştı. Bu şu ana kadar uyandığı en güzel sabah olmalıydı, kesinlikle öyle olmalıydı ve hepsinden de büyük olan şey; İkisi dün sevişmişti. 

Jisung, Minho'nun göğsündeki morlukları ve küçük tırnak izlerini görebiliyordu. Bu yaşananların hepsi gerçekti yani ? Jisung bir rüya olduğunu düşünmüştü, harika bir rüya. 

Jisung oturmaya çalıştığı zaman sızlayan kalçası ile istemeden sızlanmıştı. Ağzından çıkan inlemeye benzer ses ile birlikte Minho yattığı yerde hareket etmiş ve gözlerini açarak karşısında oturmaya çalışan bedene bakmıştı. 

Bir süre ona baktıktan sonra boğazını temizlemiş ve boğuk sesi ile konuşmaya başlamıştı. " Günaydın sincap. " 

Jisung bir anda duyduğu ses ile olduğu yerde sıçramış ve şaşkınca ona seslenen kişiye bakmıştı. Minho yavaşça Jisung'un kolundan tutmuş ve onu göğsüne çekmişti. 

" Seni korkutmak istememiştim. "

Jisung yaşadığı utanç yüzünden Minho'nun göğsüne kedi gibi sinerken kısık sesi ile konuşmaya çalıştı. 

" Senin suçun değil, dikkatim senin üzerinde değildi. "

Minho kafasını sallayıp göğsündeki bedenin saçlarına küçük öpücükler kondurmaya başladı. Jisung ise o öpücükler ile yumuşamaya başlamışken aklından geçenler ile kararsızca nefesler alıp vermeye başlamıştı. 

" Minho ?. "

Minho ona seslenen kişi ile öpücüklerine kısa bir ara verdi. " Efendim ?. "

" Dün söylediklerinde ciddi miydin ?. "

Minho sorulan soru ile derin bir nefes aldı. " Hangisinde ?. "

" Ha yani bana yalan söyledin öyle mi ? "

Jisung sinirle bir nefes verip Minho'nun göğsünden kalkmış ve göğsüne küçük yumruklar atmaya başlamıştı. 

Minho kahkaha atarak ona bakarken Jisung'u bileklerinden tuttu ve kendisine bakmasını sağladı.

" Bu kadar sinirleneceğini bilseydim şaka yapmazdım. Jisung söylediklerimin hepsinde son derece ciddiydim, bunu anladığını sanmıştım. "

Jisung nefesini tutarak karşısında kendisine parlayan gözler ile bakan çocuğa bakıyordu. 

" Ben yanlış duyduğumu düşünmüştüm ya da hepsinin bir rüya olduğunu. "

Minho Jisung'a şirince gülümsedikten sonra yattığı yerde kendini dikleştirerek Jisung'a eğildi. " Ama hepsi gerçekti. " dedi ve Jisung'un dudaklarına eğildi ama öpmesine engel olan telefon sesi ile gözlerini kapatarak sessiz bir küfür mırıldandı. 

Sakince yataktan çıkıp yerdeki pantolonun cebinden telefonu çıkardı ve daha fazla çalmasına izin vermeden açarak kulağına götürdü. 

Babası bağırarak konuştuktan sonra onun cevap vermesine izin bile vermeden telefonu kapatmıştı. 

" Minho acilen eve geliyorsun ! Hemde hemen !. " 


Umarım güzel bir bölüm olmuştur. Sizleri seviyorum kendinize dikkat edin !! ^^

Tomorrow | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin