13

624 95 85
                                    

Herkese iyi akşamlar ve iyi okumalar !! 



" Ne ? "

Minho kaşlarını çatmış bir şekilde Somi'ye bakarken, Somi'de onun bakışlarına bir anlam yüklemeye çalışıyordu. 

" Ne demek ' Ne ?' Minho ? Yakın bir tarihte olmasını sen istemedin mi ?. " Bu yüzden Somi kaşlarını çatmış ve yüzündeki alaycı ifade ile konuşmuştu.

Minho ise onun haklı olduğunu bildiği için bakışlarını kaçırmış ve kendisini açıklamaya çalışmıştı. " Ben..evet ama bu konuyu yine de benimle konuşman gerekmiyor muydu ?. " 

" O gün evden hızlı bir şekilde çıkmış olmasaydın bu konuyu çoktan konuşmuş olurduk. " 

Şimdi Somi, yüzünde alaycı bir gülümseme ile Minho'ya bakıyordu. Sonuçta aramalarına bile doğru düzgün dönmeyen kişi kendisiydi.

Minho kendisine sakin olması gerektiğini söyleyerek konuşmaya devam etti. " Yine de bu kararı verirken bana sormuş olman gerekmez mi Somi ?. "

Somi'de, Minho'nun bu tavrına daha fazla dayanamayacağını hissederek sinirli bir gülüş bıraktı. " Eğer o gün beni bırakıp gitmeseydin ve aramalarıma cevap vermiş olsaydın şu an bunun için tartışıyor olmazdık. Bir de bunun için bana mı kızıyorsun ?. "

Minho, Somi'nin haklı kızgınlığı için hiçbir şey söylemeden ona bakmaya devam etti. Bu konuda bir şey diyemezdi çünkü aklı Jisung ile o kadar doluydu ki Somi'yi ikinci plana atmıştı. 

Düşündüğü tek şey Jisung'un neyi duymuş olacağı ve o an nasıl hissetmiş olabileceğiydi. Tabi bir de öpücük meselesi vardı. Şimdi öpücükten daha da ileriye gitmişlerdi ve bu durumda ne yapması gerektiği hakkında bir fikri yoktu. Kendisini bunun için suçlu hissediyor muydu emin bile değildi.

Onu gerçekten istediği için yapmıştı, hormonların onu zorlaması ile olan bir şey değildi. Eğer olmuş olsaydı sadece Jisung'a yardım etmek ile kalmayıp kendisini de rahatlatırdı. Bunu gerçekten istediği için yapmıştı. 

" Hey Minho ? Beni dinliyor musun sen ?. "

" Üzgünüm, ne demiştin ?. "

" Diyorum ki bir problem mi var ? Çok dalgınsın. "

" Ah! Şey hayır sadece okulda bir sorun oldu da onu düşünüyordum. " 

" Her neyse yarın kıyafet seçimi ve mekan seçimi için buluşmamız gerekiyor. Planlarını buna göre ayarlayabilir misin ?." 

Minho şok ile gözlerini açtı. Ne ? Bunun için daha hazır değildi. " B-bu kadar erken mi ?. "

Somi ona cevap vermeden sadece bakmak ile yetindi. 

" Minho sorun ne tatlım ?. "

Somi, Minho'nun masanın üzerinde olan elini yavaşça tutup sıkmıştı. Minho derin bir nefes verdi ve Somi'nin gözlerine baktı. 

" Bak, bunu seni kırmadan nasıl söyleyebilirim inan bilmiyorum. Ama ben bu kadar büyük bir şey için çok erken olduğunu düşünüyorum. "

Somi kaşlarını çatmış ona bakarken ne demesi gerektiğini düşünüyordu. " Minho bebekliğimizden beri beraber büyüdük, sence daha ne kadar beklememiz gerekiyor ?. "

" Ben bilmiyorum. Ama yine de bebekliğimizden beri beraber olmamız bu iş için hazır olduğumuz anlamına gelmez, şu an duygularım bunun için çok karışık ve seni üzmek istemiyorum Somi. Bu yüzden istediğini yapmakta özgürsün, sana beni beklemen için hiçbir baskıda bulunmuyorum umarım beni anlayabiliyorsundur. "

Minho hafifçe gülümsedikten sonra elini Somi'nin elleri arasından çekti ve sandalyesini hafifçe ittirerek oturduğu yerden kalktı. 

Somi duyduğu şeylerin şoku ile karşısındaki bedene baktı. 

" Minho, başka birisi mi var ?. "

Somi gözlerindeki hayal kırklığı ile Minho'ya bakarken Minho dışarıdaki bakışlarını Somi'ye çevirdi.

" Bunu nereden çıkardın bilmiyorum ama hayır hayatımda birisi yok. " dedi ve içinden devam ettirdi ' Şu anlık. '

-----

Minho, Somi'nin yanından ayrıldıktan sonra tekrar kendisini Jisung'un evinin önünde bulmuştu. Artık onunla daha rahat zaman geçirebilir ve zaman geçirdiği içinde kendisini suçlu görmek zorunda kalmazdı. 

Arabanın içinden çıkmadan son bir kaç hafta içinde olan şeyleri gözlerinin önünden geçirdi. Rüyasında tanımadığı birisini görmesi, o kişinin bir anda karşısına çıkması, istemeden ona çekilmesi, onun yanında kendini kaybetmesi ve onun için kaç yıldır birlikte olduğu kız arkadaşını bırakması. 

Kesinlikle akıl almaz bir şeydi. Somi ile ömrünün sonuna kadar yaşayacağını düşünürdü, onunla bir aile olacağını. Bu yüzden şu anda bu durumda olmak ona oldukça tuhaf geliyordu ve şu an onu bırakmış olmasından hiçbir pişmanlık duymuyordu. 

Derin bir nefes alıp kapıyı açtı dışarıya çıktı ama o sırada eve giren başka bir adamı daha gördü. Bu adam barda Jisung'u elinden kurtardığı kişi değil miydi ? Yani Jisung'un amcası.  


Ehehehe sonunda şu sorunda çözüldü. Umarım güzel bir bölüm olmuştur. Hepinizi seviyorum kendinize dikkat edin !! 

Tomorrow | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin