Evime Veda

364 26 1
                                    

(Bölümü okurken ekteki şarkıyı dinleyebilirsiniz)

Yatağımda tavanı boş boş izlediğim zamanlardan biriydi. Teyzem tabiki geceleri gizlice gitmemi cezasız bırakmadı 1 hafta evden çıkmama cezası verdi bana. Fakat cezam bitince dikkatli olup ona haber vermem şartında dışarı gidebileceğimi söyledi. Evet bugün cezamın son günü ve ben tavana boş boş bakıp Hogwarst'a gönderdiğim "Teklifinizi kabul ediyorum" mektubunu gönderdiğim Lila'nın gelmesini bekliyordum. (Lila Allison Teyzenin baykuşu. Okulların açılmasına 2gün kaldı ve yarın Teyzemle okul için alışveriş yapmaya gideceğiz. Kısacası yarın ilk defa ormandan çıkacağım. Ama sorun şu ki evde kalma yasağım yüzünden Felix'in Lider olma törenini kaçırdım. Umarım bana kızgın değildir. Sabah erkenden kalkıp ormana gitmeyi ve Felix'ten özür dilemeyi planlıyorum. Sonuçta en yakın arkadaşınız hayatında 1 defa bir At Adam kabilesinin Lideri olur.

Herneyse daha fazla tavana bakarsam duvar boyasıyla flört etmeye başlayacağım. Uzandığım yerden kalkıp odamın kapısına yöneldim. Halsizce elimi kapı koluna götürdüm ve kapıyı açtım. Koridorda ilerledim ve merdivenlerden aşağıda indim. Halan yeni kasetler almıştı ama yinede Titanic izlemekten vaz geçmiyordu. Salondan geçip mutfağa girdim. Kendime bir bardak su doldurdum. Sonra camdan gelen tıkırtı ile kafamı çevirdim. Bardağı tezgaha bırakıp cama doğru birkaç adım attım. Perdeyi açtığımda karşımda Lilayı gördüm. Yüzümde beliren tebessüm ile beraber Lilayı içer aldım. Sesi duyan Allison Teyze mutfağa geldi. Elim ile Lilayı okşarken "Seni benden çok seviyor" dedi uykulu sesi ile Teyzem. Gülümsedim. Yarı tilki kanım olduğu için hayvanlarla konuşabiliyordum. O yüzden Lilayla anlaşmam zaten çok kolay oluyordu.
"Birazda gagamın altını kaşır mısın El?" diye sordu lila. Aslında teknik olarak "gukgukk" gibisinden bir şey dedi ama yinede ne söylediğini anlayabildim. Gülümseyerek gagasının altını kaşıdım. Teyzem sırıtıp salona geri döndü. Mutfaktaki sandalyeyi çekip oturdum. Lilada yakımda duran masanın üzerine kondu.
"Ee? Yolculuk nasıl geçti? Kanatların ağrıdı mı?" diye sordum Lilaya.
"Evet biraz yorucuydu ama Hogwarst gibi güzel bir yere gitmeye değerdi."
"Çok mu güzeldi?"
"Evet sen orada okumaya başladığında sürekli mektup getir götürü yapacağım için mutluyum. Ordaki bir baykuşu beğendim."
Küçük bir kahkaha attıktan sonra tekrar tüylerini kabartmış ve aşık olmuş Lila'ya baktım.
"Aşık mı oldun Lila? İnanamıyorum"
"Ya El. Dalga geçmesene. Baykuşların da duyguları var. İnsana dert anlatanda kabahat."
"Tamam tamam, gülmüyorum. Sadece 'Aşk' denen şeyin ne olduğunu henüz çözemedim"
"Ne yani hiç aşık olmadın mı?"
Biraz durdum. Evet hiç aşık olmamıştım. Kitaplarda okuduğuma göre aşk, bir insanı görünce kalbinin hızlanması ve göz bebeklerinin büyümesi demek. Ama daha kimseye karşı nabzım hızlanmadı yada göz bebeklerim büyümedi.
"Hayır olmadım"
"Vay be bende seni eylenceli birisi sanardım" dediğinde elimle kafasındaki tüyleri karıştırdım.

 
"Tamam ben odama gidiyorum valizimi hazırlamam gerek sende iyice dinlen Lila yarın benimle bir yolculuğa çıkacaksın"
dedim ve gagasıyla tüylerini kaşıyan Lilaya baktım. Ayağa kalkıp mutfaktan çıktım. Merdivenleri çıkıp odama yöneldim. Kapımı açtım ve derin bir nefes aldım ve beni bekleyen maceralar için heyecanlandım. Dolabımın üstünden uzun zamandır kullanmadığım valizimi çıkardım ve açtım. Kıyafetlerimi, eşyalarımı, bir sürü kitabımı ve en önemlisi Felix'in bana geçen yıl doğum günümde verdiği bilekliği koydum valizime. Her şeyimi hazırladıktan sonra üzerimi değiştirdim ve aşağıya indim.
"Ben çıkıyorum. Felix'i görmem gerek. Yarın gidiyorum ve onu tebrik edemeyebilirim"
dedim ve Teyzeme baktım. Derin bir iç çekti ve kafasını onaylar gibisinden salladı.
"Tamam ama geç kalma. Ok ve yayınına yanına al ve avcılara karşı dikkatli ol."
dediğinde gülümsedim ve oklarımla yayımı elime aldım. Yayımı sırtıma takıp okları ok yerlerine yerleştirdikten sonra evden çıktım.

Gecenin Tilkisi (Harry Potter FanBook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin