Yara

266 23 2
                                    

Cedric:"Peşinden git"

Elena:"Emin misin?"

Cedric:"Evet bence yanlış anladı"

Elena:"Haklısın sonra görüşürüz"

Hızlıca kitapları çantaya tıkıştırıp kütüphaneden çıktım. Koridordan geçtim ve Harry'i köşeyi dönerken gördüm. Koşarak yetişmeye çalıştım.

Elena:"Harry!"

Durmadı ya da cevap vermedi. Aynı hızında yoluna devam etti.

Elena:"Dur!"

Çantamı koridordaki banka fırlatıp son gücümle koştum. Ardından zıpladım ve Tilki formuna dönüştüm. Üzerine atladım ve yere düştük ikimizde. İnsan formuma geri dönüştüm. Afallamıştım. Gözlerimi açtığımda üzerine düştüğümü fark ettim. Bir kaç saniye bakıştıktan sonra hızlıca ayağa kalktım. Oda yavaş yavaş kalkıyor bir yandan da üzerini silkeliyordu.

Elena(Nefes nefese):"Tanrım neden bu kadar hızlı yürüyorsun?!"

Harry:"Neden peşimden geldin? Cedricciğini bekletme sonra"

Elena:"Ne saçmalıyorsun?!"

Harry:"Cedric benim her konuda düşmanım sayılır Elena. Quidditch'te, derslerde, arkadaşlıklarda aklına gelebilecek her anlamda rekabet etmeye çalışıyor. Bu seferde seni benden kazanmaya çalışıyor! Görmüyor musun?!"

Elena:"Kimsenin kimseyi kazandığı yok?! Ayrıca ben senin değilim!"

Harry:"Sorunda bu zaten."

Ben cümlesini idrak etmeye çalışırken o çoktan arkasını dönüp gitmişti. Kafamda mükemmel ses tonu ve söylediği şey yankı yapıyordu. Ellerimin uyuştuğunu hissettim. Arkama döndüm ve yere saçılmış kitaplarımı ve çantamı aldım.

Birkaç adım attım. Duraksadım. Boğazıma garip bi his vardı. Sanki yıllardır su içmemişim gibi susamış hissettim. Boğazımın açlık için beni dürttüğünü hissettim. Bir anlığına vücudumla savaşa girdik. Etraftaki rüzgarı, düşen damlayı, uçan sineği, yürüyen karıncayı ve çıtırdayan tahtayı duydum. Sanki gözlerim acayip hızlı haraket ediyordu. Her şeyi en yakınına kadar görebiliyordum.

(Yukarıdaki videodaki gibi düşünün)

Gözlerim ve kulaklarımdaki hassasiyetten o kadar başım ağrımaya başlamıştı ki. Bir kaç saniye sonra başım dönmeye başladı. Etraf bulanıklaştı. Vücudum beni çağırıyordu, uyarıyordu, bir şey istiyordu... Tam olarak neydi bilmiyorum. Bir kaç dakika sonra ormana gitmenin daha sağlıklı olacağını düşündüm. Var hızımla koştum. Ormanın en derinine ve okulun uzağına geldiğimde hassasiyetlerden çıldırmak üzereydim. Bir süre sonra vücudum yanmaya başladı. Ağzımdan acıyla inlemeler çıkıyordu. Yanma vücudumda yayıldıkça inlemeler çığlığa dönüştü. Bir süre sonra vücudum sadece tek bir şey istiyordu...

Kan

Dürtüleri sakinleştirmeye çalışıyordum ama nafile. Sanırım ilk defa kontrolden çıkıyordum. Vücudumdaki her yerim sanki ateşle tutuşturulmuş gibi yanıyor, kafam sanki denizin en altında patlamış gibi ağrıyor, gözlerim ise her şeyi görebiliyordu. Bunlardan sonrası bulanıklaşmaya başladı. Artık aklımla değil içgüdülerimle hareket ediyordum. Birden derimin yırtılıp kürke döndüğünü hissettim. Sanki tilki formuna girmek gibiydi ama daha acı vericiydi ve yerden daha yüksekteydim. Kendime bakmaya çalıştım. Yakındaki nehire yaklaştım. Sudaki yansımama baktım. Tilki değildim. Simsiyahtım. Aynı bir kurt kadar büyük, ayı kadar tüylü ve aslan kadar yırtıcı görünen bir şeydi. Artık dürtülerime en gel olamadım ve kendimi iç güdülerime bıraktım

Gecenin Tilkisi (Harry Potter FanBook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin