33. Bölüm: Teni Tenime.
❄️
Edim'in benim için açtığı kapıdan derin bir nefes alıp indim. Zifirleri kısık bir şekilde etrafta dolaşıyordu. Ona ne olduğunu sormak istesem de vazgeçip uzattığı koluna girdim. Siyah takımın içinde her zamanki gibi oldukça güçlü duruyordu. Edim hep öyleydi ya da öyle görünmenin sırrını çözmüştü bilmiyorum ama kesinlikle yenilmez ve durdurulamaz görünüyordu.
"Herkesle muhattap olmana gerek yok." dedi yüzüne sevdiğim bir tebessüm ekleyerek. "Böyle ortamları sevmediğini biliyorum." Kafa sallayıp, "Tamam." dedikten sonra onunla birlikte içeri girdim. Kısık sesli bir müzik ortama iyice yayılmıştı. Aynı anda herkesin konuşmasından dolayı bir gürültü hakimdi. Yüzümü buruşturdum.
"Çok duracak mıyız?" Edim kolunu çekip hızla belime sardıktan sonra bizi bir masaya yönlendirdi. Güya çocuklar için toplanılacağını sanmıştım ama diyecek bir şey bulamıyordum. "Hayır güzelim, Uraz gelsin bir saate çıkarız." Onu yeniden onaylayıp çektiği sandalyeye oturdum. Edim de hemen yanıma otururken birçok gözün üstümüzde olduğunu görebiliyordum.
"Edim Bey, nasılsınız?" Kısık gözlerimle Edim'e elini uzatan adama baktım. Bir yerden tanıyor gibiydim. "İyi, siparişler hazır mı?"
"Elbette, eksiksiz hazır." Edim kafa sallayıp soğuk bir şekilde önüne döndüğünde adam gitmişti. Edim bir elini bacağımın üzerine yerleştirirken diğerini masaya yaslayıp bana döndü. Kısık gözleri gözlerimdeydi. "Ne bu meraklı bakışlar?" Derin bir nefes alıp, "O adamı görmüştüm sanki." dedim cümlesi biter bitmez. "Yüzü çok tanıdıktı."
"Seni götürdüğüm bir oyuncakçı vardı hatırlıyor musun?" dediğinde kafa salladım. "O adamdı, siparişleri ona veriyoruz." O gün o oyuncakçıya neden gittiğimizi deli gibi merak etmiştim ve şimdi nedeni ortadaydı. Gülümseyerek Edim'in bacağımın üzerindeki elini tuttum. "Gizemli görünmeyi seviyorsun değil mi?" dedim alayla. "Bu yüzden söylemedin." Kafasını iki yana sallayarak yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Hayır, yavrum." dedi zifirilerini yüzümde gezdirerek. "O zaman Uraz bile bilmiyordu sadece." Bakışlarımı yüzünden ayırmadan ona bakmayı sürdürdüm. Bu durumdan memnun bir şekilde dudaklarını yanağıma bastırdığında aynı anda bacağımı da sıkmıştı. Yutkunarak kokusunu iyice içime çektim.
"Bu böyle olmayacak." dedi fısıltılı bir sesle. Bahsettiği şeyin yakınlığımız olduğunu biliyordum ve Edim'in herkesin içinde bana dokunmak istemediğini ama özlediğini de biliyordum. Elimin birini tıpkı bana yaptığı gibi bacağının üzerine koyup geri çekildim. "Ne böyle olmayacak?" Yutkunarak gözlerime iyice odaklandı.
"Barıştık ve ben sana rahat rahat dokunamıyorum." Derin bir nefes aldı. "Doyasıya sarılamadım... Kokuna, tenine daha doyamadım." Yutkunarak zifirilerine bakmaya devam ettiğimde sıcak basmıştı. Herkesin üzerimizde olan bakışları yetmiyormuş gibi Edim'in bacağımın üzerinde kıpırdayan eli ve arzu dolu bakışları vardı bir de.
"Sen," dedim ve boğazımı temizledim. Ne diyeceğimi merakla bekliyordu. "Barıştık diye," dedim elimi bacağı üzerinde yukarı doğru kaydırıp. Anımda tüm vücudu gerildi ve çenesi kasıldı. "Kollarına atlayacağımı mı sandın?" Birkaç saniye yüzüne öylece bakıp güldükten sonra elimi çekip hemen uzaklaştım. Açıkçası kollarına atlamamak için zor duruyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız
Teen Fiction"Dilini, dudağından uzak tut." Diyerek gözlerini yumup yeniden araladığında yanağımı dişleyeyim derken dudağımı dişlemiştim. İstemsiz yaptığım bu harekete yutkunarak karşılık verdiğinde hipnoz olmuş gibiydim. "Yapma şu hareketi anasını satayım, yapm...