25. Bölüm: Evlen Benimle.
❄️
Bakışlarımız bir an olsun ayrılmazken, "Telefonun çalıyor." Dedi bezmiş bir ifadeyle. Bakışlarımı gözlerime yoğun duygularla kilitlenmiş bakışlarından alıp çalan telefona çevirdim. Edim, dudağını dişleyip anlını anlıma vurduktan sonra geri çekildiğinde kıkırdayarak telefonu bulunduğu yerden alıp yanıtlamıştım. "Efendim abi?" Edim kaşlarını çatıp makyaj masasına yaslandı.
"Güzelim, çok acil işlerim var direkt konuya giriyorum. Ahu'yla hastaneye uğramamız lazım. Duru'ya sana bırakacağım." Diyen abimle gülümseyip görecekmiş gibi başımı salladığımda Edim kısık gözleriyle beni izliyordu. "Tamam, bekliyorum."
"Geliyorum."
"Ne diyor?" Diye soran Edim'in meraklı ve kuşkulu bakışlarına göz devirdim. "Abimin ufak bir işi varmış, Duru'yu bırakacak." Elini belime atıp beni kendine çektiğinde bir tanesini uzattığı, diğerini ise dolaba yasladığı bacakları dolayısıyla üzerine yaslandım.
"Bu kadar çocuk düşkünü olduğunu bilmiyordum." Diyerek birkaç santimlik mesafeyi kapatıp dudaklarını anlıma bastırdı. Gülümseyip geri çekildiğim an yanağımı kavradığında haylaz bakışları dudaklarımdaydı. "Bu iyi bir şey." Ellerimin birini belimi saran koluna diğerini ise omzuna koyup kafamı hafif bir açıyla yana eğdim.
"İyi olan ne?" Anlını anlıma yaslayıp nefesini aralık olan dudaklarıma üfledi. "Çocuk istemen." Düşünceleriyle irkilip geri çekildiğim an gülümserken kafamı iki yana sallayıp omzuna vurdum. Yanağımı okşayıp boğazlının altından görebiliyormuş gibi izlerin olduğu kısma baktı. "Utanma evresini geçsen iyi edersin, ben çok çocuk isterim." Ne diyeceğimi bilemeyerek ona bakmayı sürdürdüğümde kafasını boynuma gömüp nefes aldı.
"Edim, saçmalama." Omuz silkip anlını bir kez daha anlıma yasladı. "Saçmalamıyorum, yavrum. Ciddiyim ben." Edimin saçma düşüncelerini daha fazla dinlememek için anlımı ayırdığımda belimdeki eli orayı okşuyordu.
"Mantıklı düşünür müsün, lütfen?" Çatılı kaşlarıma kısık bir bakış atmasıyla gözlerimi kırpıştırdım. "Biz evli değiliz, hem nereden çıktı bu çocuk sevdası?" Oynayan adem elmasıyla bakışlarım bir an orayı buldu. "Hem ben evli olsam da hemen çocuk istemem." Ortamı yumuşatmak için sarfettiğim sözlere mutsuz bir bakış atıp çenemi kavradığında yutkunmuştum. Hâlâ en ufak dokunuşunda heyecanlanıp titriyordum.
"Ne demek, evli olsam da çocuk istemem?" Kararan bakışları dudaklarımda gezinirken elimi omzuna koyup geri çekildim. "İstemem, istemem demek." Diyerek bakışlarından kaçıp kapıya ilerlediğimde arkamdan homurdanıyordu. Umursamadan mutfağa geçtim.
Dolaptan çıkardığım kahvaltılıkları masaya yerleştirip hemen ardından tabak, çatal bıçak ve bardak yerleştirdim. Çayla aram yoktu Edim'in de içeceğini düşünmediğimden ona da kendime de kahve yapıp masaya yerleştirdim. Masa ve tezgah arasında git gel yapıp sonunda her şeyi tamı tamına yerleştirdiğimde doğradığım domates ve salatalıkları da koyup menemen yapmak için malzeme çıkardım.
Edim'in soğanlı mı soğansız mı yediğini bilmediğimden sormak için gelmesini bekleyecektim ki arkamı dönmemle irkilmem bir olmuştu. "Ya neden sessiz sessiz duruyorsun orada?" Omuzunu yasladığı yerden çekip bana doğru geldiğinde derin bir nefes alıp tezgahtaki malzemeleri işaret ettim. "Menemen yapacağım, soğanlı mı yersin soğansız mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız
Teen Fiction"Dilini, dudağından uzak tut." Diyerek gözlerini yumup yeniden araladığında yanağımı dişleyeyim derken dudağımı dişlemiştim. İstemsiz yaptığım bu harekete yutkunarak karşılık verdiğinde hipnoz olmuş gibiydim. "Yapma şu hareketi anasını satayım, yapm...