7. Bölüm: Sığınak.
|Meva: Sığınak, sığınmak.|
❄️
Bir fırtına.
Hayır hayır, kesinlikle bir yıkım.
Az önce yaşadığım sarsıntıyı dağıtan koca bir yıkım oluyordu. Benden izinsiz alışkanlık hâline gelmiş içimde durmadan bir şeyleri parçalıyordu.
Kabullenemiyordum ama asla da inkar etmiyordum. Tir tir titreyen ellerimi okşamasına, parmağını rahatlamam için sürekli nabzımda gezdirmesini büyük bir şaşkınlıkla izliyordum. Gözleri dudağımdaki kurumuş kandan anlımdaki küçük yara bandına kadar gezindi.
En son bacağımdaki morluğa yeniden sıktığı dişleriyle birlikte öfkeli gözleriyle baktığında bana yaklaşan yüzünü unutmuştum.
Edim tıpkı birer fener ışığı gibi aydınlanmış gözlerini dudaklarımda gezdirmeye devam ettiğinde kalbim sandığımdan daha hızlı atıyordu. Şu an panik altındaydım ve kendimden bile beklemediğim kadar çok titriyordum.
Korku anında depoladığım tüm çığlıklarım kalbimin duvarlarında yankılanıyordu. İmkansız diye diretmiştim halbuki, imkansız olsa nefesini nefesimde hisseder miydim?
"Kafamı karıştırıyorsun." Dedi öfkeli bir sesle, gözleri daha önce hiç şahit olmadığım kadar yorgun aynı zamanda da karanlıktı. Yutkundum. Az önce beni öpmeye kalkışmakla kalmamış kafasını karıştırdığımı söylemişti.
"Çok masumsun..." Avuç içimi okşayan parmağı çıkık elmacık kemiklerimle buluştu.
Kırpıştırıp durduğum kirpiklerimin birbiriyle buluşmasını sağladım. Ne söylediğinin farkında mıydı?
"Bana bak." Gözlerine bakmadığımdan emindim fakat yere odaklanmaktan nereye baktığımı unutmuş gibiydim. Söylediklerinin utancını ben yaşayıp heyecanını ben çekerken çeneme değen parmak uçlarıyla başım kendiliğinden havalandı.
Gözlerim birer uçurumu andıran bakışlarına kaydı, kasvetli bir fırtına görmem normal miydi? "Ben konuşurken gözlerimin içine bak, Meva."
Meva...
İsmim Meva değildi ki.
Bunu ilk söylediğinde her ne kadar karıştırmış olduğunu düşünsem de bilerek söylediğini anlamam uzun sürmemişti. O bana Meva demekten hoşlanıyordu.
"Ve beni onayladığına dair bir şeyler söyle." Ondan hem deli gibi çekinip hem de sinirlerimi bozacak kadar gıcık olurken yüzüme yakın olan yüzü bir anda geriledi.
Benden bir adım uzaklaştığı gibi arkasını dönüp anlayamayacağım bir şeyler mırıldandığında elini saçlarından hırsla geçiriyordu. "Ben aşağı iniyorum, giyin gel." Diyerek az önceki atmosferi dağıttığında yutkunarak onu onayladım ve kesinlikle dişlerime hakim olup dudaklarımı birbirine sıkıca bastırdım.
Bana doğru dönüp yoğun bakışlarını üzerimde gezdirdi ardından hiç beklemediğim bir hızla kapıyı açıp odadan çıktı. O çıkar çıkmaz kapıyı kilitleyip sırtımı arkasına yasladım.
Edim sadece kendi aklını değil benimkini de karıştırıyordu. En kısa zamanda buradan gitmeliydim ve bunun için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdım, yeter ki her şeyi yaşadığım şu hayatta bir de aşk acısı çekmeyeyimdi.
Beni beklediği gerçeği aklıma dank ettiği an hızla kalkıp acıyan bacağımı umursamadan gömleği çıkarttım. O anlar gözümün önünde belirip dururken sıklaşan nefeslerimi düzene sokmaya çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız
Novela Juvenil"Dilini, dudağından uzak tut." Diyerek gözlerini yumup yeniden araladığında yanağımı dişleyeyim derken dudağımı dişlemiştim. İstemsiz yaptığım bu harekete yutkunarak karşılık verdiğinde hipnoz olmuş gibiydim. "Yapma şu hareketi anasını satayım, yapm...