Gözlerim iğrenç bir günün sabahına uyandı. Her şeyin farkında olup hiç bir şey yapamamanın da verdiği rahatsızlık ve acıyla iki büklüm uyuduğum soğuk parkelerin üzerinden kalktım.
Sahi, yaz ayında olmamıza rağmen neden soğuktu. Neden üşüyordum. Kafamı salladım. Büyük bir geri zekalıydım. Düşündüğüm saçma konuların altında ezildim.
Yatağın ucuna oturdum ve karşı aynadan kendime baktım. Pembe pijamalarımın dizleri yırtılmıştı. Ellerimi üzerinde gezdirdim. Hem dizlerim hem de ellerim acıyla sızladı.
Düşmenin ve sürünmenin etkisi bacaklarımı yaralamıştı. Kırık camlardan tutunan avuçlarım ise kesilmiş ve kanamıştı. Tuhaf bir şekilde sakindim. Belki de abimin bir zamanlar bana bir şey olursa sakın üzülme hissedersem bende üzülürüm dediği içindi bu sakinlik.
Onları üzmek istemiyordum. Onları istiyordum...
Avuçlarımı birbirine kenetleyip kucağımda birleştirdim. Acıyı umursamadım. Berbat hissediyordum. Poyraz hiç mi üzülmüyordu diye düşündüm ama üzülecek bir şeyi yoktu. Abisi ve ablası için ağladı sadece onun onlarla mükemmel anıları yoktu. Unutması kolay olacaktı. Belki de çoktan unutmuştu. Beni bile...
Kapı yavaşça açıldı. Dün ki kırmızı rujlu kızdı. Kapıyı örtüp elinde ki kıyafetler ile birlikte çekimser adımları ile yanıma geldi.
"Nasılsın canım? biraz daha dinlenebildin mi?"
Şefkatli bakışları dikkatle beni izliyordu. Samimiydi, sevmiştim.
"İyiyim" dedim ruhsuzca. İyi olmadığımı biliyordu. Bilmese bile halim ortadaydı zaten.
Elleri dudağımın yanında ki yaraya dokundu. Gözleri doldu. Benim için üzülmüştü. Tıpkı ablam gibi..
"Hadi gel, benim odama gidelim orada duş al bunları da giyersin temizler merak etme"
Karşımdakinin kim olduğunu bilmiyordum. Belki de Poyraz'ın kız arkadaşıydı. Eğer öyle ise yakıştıramazdım. Abim ile tamamen terslerdi.
Olumlu anlamda başımı salladım ama yine de aklıma takılan soruları da sormamazlık yapmayacaktım.
"Kimsin sen? Burası neresi?"
Küçük bir gülümseme kondurdu dudaklarına.
"Hepsini anlatacağız merak etme" ellerimi tuttu ve beni yataktan kaldırdı. "Gel benimle" dedi ikiletmedim. Arkasından çocuk gibi tuttuğu elimle birlikte onu takip ettim.
Odasına geldikten sonra getirdiği kıyafetleri yatağının üzerine koydu. O çıktıktan sonra kapıyı arkasından kilitledim ve beklemeden duşa girdim. Sıcak suyun altında biraz daha ağladım. Gözyaşlarım akmamaya başlayınca durdum. Ağlayamıyordum. Sanırım gözyaşlarım içime akmaya başlamıştı.
Suyun altından çıktım ve getirdiği kıyafetleri üstün körü süzdüm. Siyah tişört, siyah kot, etiketi üzerinde olan iç çamaşırları ve bir çift ayakkabı. Siyah rengini sevmezdim. Biz hep rangarenktik. Ama onlar yoktu biz yoktuk.
Buruk tebessümüm eşliğinde kıyafetleri giydim. Bu günden sonra ne yapacağımı nerede kiminle kalacağımı bilmiyordum. Bu evin sahibi kimdi bilmiyordum. Ayakkabıları elime aldım, nereye koyacağımı düşündüm. Şimdi giymek istemiyordum. Kapının yanı başına koydum ve düşünmeden kendimi odadan dışarıya attım.
Erkek kız karışımı uğultulu sesler kulağımda bir anlam ifade etmiyordu. Yukarı katta olmalıydım. Sesler aşağıdan geliyordu. Biraz sonra yanı başımda ki merdiven tahminlerimi doğruladı. Çıplak ayaklarımla merdivenleri inmeye başladım. Ayakkabıları giymediğim için pişman olmaya başlamıştım bile çoktan.
![](https://img.wattpad.com/cover/263073742-288-k262535.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANAYAN YARALAR
ChickLitBazen, tutunacak dal ararız ama kiminin sağlam kimininse çürük olduğunu göremeyiz... Saplantılıydım belki de ama masumdum. Göz göre göre acı çekmek ise alışkanlık olmuştu... SADECE 1. BÖLÜMÜ OKUMAYA BAŞLAYIN DEVAMI GELECEKTİR:) ❤️