eight

1.9K 188 236
                                    

"Bana göz kulak olduğun için teşekkür ederim."

Düşünceli bir şekilde bana bakarken yanakları kızardı, söyleyecek bir şey bulamadı. Kendimi cesur hissettim ve onu tekrar öpmeye karar verdim. Bu sefer dudakları hedefledim ve yavaşça ayaklarımın ucunda yükseldim. Eğer istiyorsa diye uzaklaşması için zaman tanıdım. Ama uzaklaşmadı.

Dudaklarımız birbirine değdiğinde gözlerimiz kapandı ve elindeki bir torba dolusu havucu düşürdüğünü duydum. Artık boşta olan elleri nazikçe yüzüme dokundu. Baştan çıkarıcı ve sarhoş bir şekilde öpüşmeye başladık. Dili dudaklarımı geçip benim dilime ulaştığında tüm bedenim titremeye başladı. Dudaklarımız bu şekilde birbiriyle meşgulken kollarımı onun gövdesine dolayıp onu kendime daha da çektim. Orada öylece, bedenlerimiz aniden arzu ve özlem içinde kaybolurken birbirimize kenetli halde durmaya devam ettik. Öpücüklerimiz artık yavaş ve tatlı değil, aceleyle ve tutkuyla dolup taşmaya başladı.

Dizlerim neredeyse bükülecek gibi olurken, ellerim sırtında gömleğini kavradı. Taehyung, beni kaldırıp mutfak tezgahına oturttu ve bana daha iyi erişebilmek için bacaklarımı ayırdı. Bacaklarım birbirinden ayrıldığında ve erkekleğinin benimkine değdiğini hissettiğimde, kalp atışım hızlandı ve damarlarımdan kan pompalandığını hissettim. Alaycı bir şekilde alt dudağımı ısırmasıyla, ağzımdan çıkan inlemeye engel olamadım. Bu adama her şeyden daha çok ihtiyacım olduğunu hissettim ve bu his başımı döndürdü. Sersemledim, daha fazlasını arzuladım. Mutfak tezgahının üzerinde sallanmaya başladım. Dizim sertleşen organına değdiğinde, nefes alışverişleri arasında söylendiğini duydum. Biraz sonra benden uzaklaştı ve nefesimizi düzene sokmaya çalıştık.

"Jimin... ben..."

Tezgahtan aşağı atladım, hâlâ sersem gibi hissediyordum. Yere dağılan havuçları poşete doldurdum ve ona uzattım. Ben ona gülümserken, art arda gözlerini kırpıştırdı.

"Ben size engel olmayayım, Şef Taehyung. Yemek hazır olduğunda bana haber verirsin."

Vücudumu ona değdirerek yanından geçtim ve salona doğru ilerledim.

'Taehyung'un bu dilini yutmuş halini daha sık görmek isterdim.'

-Bir saat sonra-

"Bunu yapmayı nereden öğrendin? Tadı gerçekten harika!"

"Benim gibi uzun süre yalnız yaşayınca, yemek yapmayı öğrenmek zorunda kalıyorsun."

"Sana neredeyse özeniyorum. Ben küçükken, yemeklerimizi ailemin şefleri hazırlardı ya da seçkin restoranlarda yemek yerdik. Yemekler harikaydı, ama benim tek öğrenebildiğim krep gibi basit şeyler oldu. Ne yazık ki kendimi hiç mutfakta yemek yaparken göremedim."

"Bu o kadar kötü bir hayat mı ki?"

"Becerikli olmanın artıları var. Eskiden hayatımı çok severdim... ama artık kendim için en iyisinin bu olmadığını görebiliyorum."

"Fikrini değiştiren ne oldu?"

"Dürüst olmam gerekirse, buraya gelmek. Yan odadan gelen şömine sesiyle uyuyakalmanın hoş bir tarafı var. Bir menüden sipariş vermek yerine kendi yemeğimizi yapmak zorunda olmanın da öyle. Sanırım devamlı olarak bu tür bir hayat yaşamayı daha çok isterdim."

"Benimle mi?" 

Şaşkın bir şekilde bana baktı.

"Evet. En kötü ne olabilir ki? Ara sıra birbirimizi çıplak görmek mi? Bu alışabileceğim bir şey."

bodyguard | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin