twenty six

932 106 15
                                    

"Çıkıp Yoongi ile "Soyoung" gitmiş mi bir bakacağım. Burada kal etrafta kimse yoksa gelip seni alacağım."

Taehyung elbise dolabından çıkıp sessizce yatak odasının kapısına doğru ilerledi. İç çekip gözetleme penceresinden uzaklaştım, başımı duvara yasladım. Elbise dolabındaki raflar, en sevdiğim ayakkabılarımı yıllarca sergiledikten sonra ıssız kalmış haldelerdi. Giysilerimden çıkarılan askılar, göğsümde boş ve acı dolu bir his bıraktı.

'Tüm eşyalarımı alıp öylece kutulara koymanın iyi bir fikir olduğunu ona ne düşündürdü? Amacı neydi? Bahse varım ki, şimdi tamamen ortadan kaybolduğuma göre sıradaki eşi için yer açmayı planlıyordur.'

Dolabımda benden başkasına ait birinin kıyafetlerinin olması fikri moralimi bozdu.

'Yerime hemen birini koyabiliyor mu yani?'

Orada dolabın içinde durup birkaç dakika eskileri hatırlarken aniden aklıma bir düşünce geldi.

'Taehyung şimdiye kadar dönmüş olmalıydı.'

Dikkatli bir şekilde, gözetleme penceresine tekrar dönüp yatak odasına baktım.

'Hiç hareket yok. Neden geri dönmedi? Hayır endişelenmemeliyim. Taehyung benim korumam. Eminim kendi başının çaresine bakabilir.'

Neler olup bittiğine dair endişelenmemek elde değildi. Sağduyuma rağmen, Taehyung'un dediklerine karşı çıktım ve elbise dolabının kapısına uzandım. Kapıyı dikkatlice ve sessizce açarak odayı arayıp, odanın hâlâ boş olduğundan emin oldum. Yalnız olduğumdan emin olduğumda, yatak odasına çıkıp gardrobun kapısını kapatarak kendimi panik odasından uzaklaştırdım.

'Kontrol etmem gereken-'

Daha düşüncemi tamamlayamadan, koridorun sonundan yatak odasına doğru bir çift ayak sesi duydum. Hızlıca dolaba koşup kapıyı olabildiğince çabuk ve sessizce kapattım. Bir dakika sonra yatak odasının kapısı açıldı. Gözetleme penceresini tekrar açtım ve Yoongi'nin asistanının odaya geri geldiğini gördüm.

"Nereye koydum?"

Gözleriyle odayı aradı.

"Ah işte burada!"

Yerden şalını almak için eğildi fakat sonra duraksadı. Yoongi'nin aşağıdan gelen sesi duyuldu. Yüksek sesli ve neşeli bir kahkaha attı, sesi duyan asistanı merakla kapının arkasına saklandı.

'Yoongi telefonda olmalı.'

Yoongi: "Hayır, hayır, bunu yapmana gerek yok. Fakat söylemeliyim ki, geçen gece beklediğimden daha iyiydi."

Yoongi'nin sesindeki mırıltı yüzünden, onun adına utanç duydum. Asistanının kafası karışmış görünüyordu ama merakla dinlemeye devam etti.

Yoongi: "Bae Joo-hyun'un sadece Dedikodu Kraliçesi değil, başka şeylerin de kraliçesi olduğunu kim bilebilirdi ki?"

Tekrar güldü.

Yoongi: "Geçen gece bana yaptığın sürpriz ziyareti nasıl sevdim bilemezsin. O seksi ağzınla yaptığın şeyler..."

Öğürme dürtüsüne direnerek, sonunda neler olduğunu anlayan asistanın yüzünün acı içinde buruştuğunu gördüm.

Yoongi: "Tekrar mı? Güzel, zihnimi okuyorsun. Bu geceye ne dersin?"

Asistanı avazı çıktığı kadar yüksek sesli bir çığlık attı, o kadar şaşırdım ki neredeyse yerdeki bir çift ayakkabının üstüne düşüyordum.

bodyguard | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin