1

84.5K 996 202
                                    

Ağlıyordu. Çöktüğü kaldırım taşında deliler gibi ağlıyordu. O iğrenç adam yine yapmıştı yapacağını. 

Annesi ve kardeşi babası olacak adam tarafından vahşice katledilirken tek yapabildiği sıra kendisine gelmeden koşmak, koşmak ve koşmak olmuştu. Nerede olduğunu bile bilmiyordu şimdi. Yalnızca oturmuş, aklındaki görüntüleri ömrünün sonuna kadar unutamayacağının bilincinde haykırarak ağlıyordu. Otoyol yakınında, ama aynı zamanda şehrin neredeyse göbeğinde gecenin geç saati evlerine giden arabaları izliyordu. Tek tük geçen arabalar onu korkutuyordu. Şuan kuş sesi duysa yine korkardı. 

Zar zor düzenlediği nefesleri aklına gelenlerle yine bozulurken sessiz ağlayışı yeniden sesli haykırışlara dönüştü. Bir süre sonra önünde duran arabayı görür görmez çığlık attı. Arabaya baktığında babası olacak herifin olmadığını gördü ancak o adamın onu arayacağını biliyordu. Bu yüzden poposunun önünde nereye gittiğini bilmeden geri geri kaymaya başladı. Şoför koltuğundan inen adamı gördüğünde biraz daha sakinleşti. 

Bu babasının iş ortağı, Aras abiydi. Ona her zaman nahif davranırdı. Bunu bildiğinden olduğu yerde durdu. Aras çatık kaşlarıyla yanına gelip yere çöktüğünde titrek bir nefes aldı. Deli gibi korkuyordu.

(Burada naif nahif kavgası dönüyordu çözüm buldum:

(Burada naif nahif kavgası dönüyordu çözüm buldum:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kavga bittiyse devam edelim hdksmxhsjsmsbz)

"Asel. Ne işin var burada güzelim? Hele ki bu saatte!?" Son kısımda sesi sertleşmişti. Ancak kız kafasını kaldırıp dolu gözleriyle ona baktığında kaşları formunu kaybetti. "Hey hey hey. Ne oldu?" Deyip kollarını onun çevresine doladığında Asel hızla doğrulup ona sıkı sıkı sarıldı ve yeniden ağlamaya başladı. "Şşşt. Tamam bitanem. Geçti. Hadi gel evine götürelim seni." Dediğinde kız daha şiddetli ağlamaya başlarken Aras kaşlarını çattı. Ne olmuştu ki, bu kız böylesine korkuyordu. 

"Götürme beni. L-lütfen o e-eve, o adamın y-yanına götürme beni." Dedi hıçkırıklarının arasında. 

"Ne olduğunu anlatmak ister misin?" Dedi şefkat kokan sesiyle. Aras'ın bir günden bir güne bu ses tonuyla konuştuğu olmamıştı. Ama karşısındaki bu kız olunca hep bi değişik oluyordu içi. 

"O a-adam y-yine uy-uşturucu iç-ti. Annemle K-kardeşimi..." demeye kalmadan ağlamaya başlayınca Aras hiddetle yerinden doğruldu. Ancak kızı bırakmamış, bacaklarından tutup kucağına almıştı. Asel ise düşmemek için bacaklarını beline sarmıştı. Kolları zaten sıkı sıkı boynuna tutunuyordu. 

"Bu sefer sabrımı taşırdı o puşt herif." Diye mırıldandı sinirle. Asel'i kucağından indirmeden hışımla sürücü koltuğuna oturdu ve o eve doğru sürmeye başladı. Asel sakince olacakları bekliyordu. Elbette Aras ve Ayaz abinin babasını öyle çok sevmediğini biliyordu çünkü babasının onu, annesini ve küçük erkek kardeşini ölesiye dövdüğünü biliyordu. Ancak iş ortakları olduğu için, şirketlerine bir zarar gelmemesi açısından dava açamıyorlardı. Ortaklığı da bitirtmiyorlardı çünkü bir senelik biz sözleşmeleri vardı. 

Daddies's Little Girl [BxGxB]  -ARA VERİLMİŞTİR-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin