14

28.3K 598 103
                                    

Aras camdan dışarı baktığında havaalanına gelmek üzere olduklarını gördü. Ayaz'a döndüğünde onun da kendisine baktığını gördü. Ayaz elini yavaşça Asel'in saçlarından çekti ve kızını kollarının altından tutup yukarı kaldırdı. 

"Uçağa geçiyoruz bebeğim." dedi ve küçük kızının ağzının kenarından akan salyayı yalayıp dudaklarına sert bir öpücük kondurdu. Asel başını salladı ve gülümsedi. Arabadan indiler.  Zaten VIP girişinden girdikleri için direkt olarak uçağın yanındalardı. Aras, Asel'in merdivenlerden çıkarken zorlandığını gördüğünde sırıttı. Arkadan kalçasına minik bir şaplak attığında Asel istemsizce inledi. Ayaz duyduğu sesle burnundan nefes vererek güldü. Uçağa girdiğinde Asel'i elinden tutup uçağa çekti ve kucağına alıp yatak odasına doğru ilerlemeye başladı. Bir yandan dudaklarını öpüyor, bir yandan minik kalçalarını okşuyordu. Siktir, eşofmanı delinmek üzereydi. 

Asel elini arkaya doğru uzatıp Aras'ın tişörtünü tuttu. Gözleri ondaydı, dudakları Ayaz'da. Aras bunu beklemiyordu, ancak hoşuna gitmişti. Ayaz Asel'i yatağa koyup geri çekildi ve tişörtünü çıkardı. Asel inleyerek belini yataktan kaldırıp geri koydu. Bacakları iki yana doğru açıktı ve dudağını ısırıyordu. Aras sırıtıp odanın ışığını kapattı ve led ışıkları açtı. Etraf bir anda göz yormayan kırmızı bir tona büründü. Küçük kız inleyerek bacaklarını birbirine bastırdı. Ayaz avına yaklaşan bir kaplan gibi yavaşça yatağın üzerinde ilerleyerek bebeğine yaklaştı. Bir kaç saniye yüzünü inceledi. Kırmızının en sıcak tonunda arzuyla altında kıvranan mükemmel ötesi bir güzellik.. Siktir, deli gibi becermek istiyordu onu. 

Bir anda arkasına dönüp Aras'ın boğazı kavradı ve dudaklarına yapıştı. Sakinleşmek için ona, onun kokusuna ihtiyacı vardı. Geri çekilip onu da Asel'in yanına yatırdı. Ardından küçük kızına dönüp üzerindekileri sertçe çıkardı ve onu çırılçıplak bıraktı. Aras o sırada tişörtü hariç tamamen soyunmuştu. Gidip sırtını yatak başlığına yasladı ve onları izlemeye başladı. Ayaz, bebeğinin boynundan başlayıp göğüslerine kadar ıslak öpücükler bırakarak indi. Minik göğüslerine kısa birer öpücük bırakıp karnına, ardından sol bacağına doğru ilerletti ıslak öpücüklerini. Asel huylandığı için kahkaha atarak bacağını kapatmaya çalışsa da Ayaz bacaklarını yatağa mıhladı. Ardından klitorisine bir dil darbesi attı. Asel dudaklarını ısırarak inledi. Ayaz ustaca dilini deliğinden içeri yuvarlarken küçük kız Aras'ın tişörtüne tutunmuş, onun bacaklarının arasında kıvranıyordu. Ayaz geri çekildi ve eline tükürüp penisine yaydı. Fazla beklemeden kendini minik deliğe doğru ittirip bebeğinin g noktasına vurmaya başladı. Kendini pek tuttuğu söylenemezdi. Sert ve keskin darbelerle küçük kızını uyarırken onun salgıladığı zevk sıvısının ısısını iliklerine kadar hissediyordu. 

Asel yüksek sesle inliyor, Aras'ın kollarını farkında olmadan tırnaklıyordu. Aras ise sakince bebeğinin saçlarını okşuyor, kendisinden güç almasına izin veriyordu. Ayaz dudaklarını yalayıp gözlerini kapattı. Siktir, fazla iyi hissettiriyordu. Bebeğinin içinden çıkıp onu tek hamlede ters döndürdü ve kalçasına hiç de yumuşak olmayan hızlı bir şaplak atıp tekrar içine girdi. Asel'in yüzü tam olarak Aras'ın penisinin hizasına geldiğinde küçük kız kendinden geçmiş bir halde onu ağzına aldı. Tek seferde alabildiği kadarını alıp hızla gel git yapmaya başladığında Aras Asel'in saçlarındaki elini sıkılaştırdı. Asel'in gözleri zevkten kayıyor, görüşü bulanıklaşıyordu. Yatağa tutundu ve ağzındaki penisi zevkle yalamaya devam etti. Tam o sırada uçak havalandığı için ağzındaki penis alabildiğinden daha derine girdi. Aras kafasını geriye yaslayıp zevkle gözlerini kapattı, ancak bebeğinin kafasını hafifçe yukarı kaldırarak canının yanmasına engel oldu. Neyse ki bir süre sonra uçak düz bir rotaya geçti. Ayaz tek elini Asel'in beline koyup onu yatağa doğru ittirerek domalmasını sağladı. O kadar sert hamleler yapıyordu ki küçük kızının minik kalçası babacığının vuruşları yüzünden kıpkırmızı olmuştu. Ayaz, Asel'in içinden çıktı ve biraz gerileyerek kırmızı kalçayı ısırıp emmeye başladı. Bir yandan sırılsıklam olmuş vajinaya iki parmağını sokarak hızla onu parmaklıyordu. 

Asel kafayı yemek üzereydi. Aynı anda bu kadar fazla seviyede zevk yaşamak kaldırabileceğinden çok daha fazlası gibi geliyordu ona. Zevk suyunu bırakırken inlemelerinin volümü yükselmişti ancak ağzındaki doluluk, boğuk bir ses çıkmasına sebep oluyordu. Aras'ı ağzından çıkarıp ağlamaya başladı. Aras onu kucağına çekip saçlarını düzeltti. 

"Neden ağlıyorsun bebeğim?" diye sordu endişeli bir tonda. 

"Y-yanlışlıkla ç-çişimi-" devam edemeyip yüzünü onun omzuna gömdü. Çok utanıyordu. Aras ve Ayaz aynı anda kahkaha attılar. 

(Arkadaşlar sakin olun aq. Squirting diye bir şey duymadınız mı hiç? Asel sekse dair bir şey bilmiyor. Vücudundan çıkan o miktardaki sıvıyı istemsizce çiş sanacak tabii ki. Aslında Ayaz'ın cümlesini bunu açıklamak için yazmıştım ama anlaşılmamış herhalde. Dip not düşeyim dedim. İyi okumalar.)

"Bebeğim. Çişini yapmadın. Aynı anda bu kadar fazla uyarılınca zevk sıvını boşaldın sadece o kadar. Çiş değil o, merak etme." dedi Ayaz, bebeğinin saçlarına öpücüklerini kondururken. Asel gözlerini sildi ve onlara baktı. 

"G-gerçekten mi?" 

"Tabii ki." dedi iki adam. Ayaz, Asel'i kendine çekti ve sırıttı. 

"Hadi ama, babacık henüz boşalmadı." dedi ve tekrar köpek pozisyonuna getirip içine girdi. İkisi de gelmeye yakınlardı. Ayaz minik deliğe hunharca girerken Aras penisini kavrayan ufak ele odaklıydı. Bir süre sonra ilk önce Aras, hemen ardından Ayaz boşalınca derin bir nefes verip yan yana uzandılar. Asel kıkırdadı ve babalarına sarılarak uyuyakaldı.

--------

Asel uyuduktan sonra Ayaz kalkıp etrafı toparlarken Aras küçük kızın bedenini temizliyordu. Eve gittiklerinde ilk iş duş alacaklardı. Bebeğini temizleyip üzerini giydirdikten sonra kendi üstüne de bir şeyler giydi. Gidip ne kadar yolun kaldığını sorduğunda ortalama 45 dakika olduğunu öğrendi ve Ayaz'ın yanına geri döndü. 

"Evet, planımız nedir?" diye sordu koltukta arkasına yaslanırken. 

"Gidip bir yerleşelim. Bu gezi beni yordu. Çok kalmadan dönsek iyi olur ama yine de Asel'in kararı." dedi önündeki dosyaları masaya bırakarak. 

"Onun iyiliğini istediğini biliyorum sevgilim, ama bence biraz dinlenmelisin. Şöyle yapalım mı, kaldığımız süre boyunca işlerle ben ilgileneyim. Sen de tatilin biraz tadını çıkar. Hm?"

"Aras sen işlerle ilgilenmeyi sevmiyorsun ki. Hayır olmaz." dedi. Kesin bir ses tonu vardı. Aras hafifçe öne doğru eğildi. 

"Hepimiz fedakarlıkla yapıyoruz. Yani itiraz istemiyorum. Biraz rahatlaman gerek. Hepimiz için, olur mu?" dedi ve uzanıp karşısında oturan adamın elini tuttu. Ayaz'ın yüz ifadesi yumuşadı, hafif bir gülüş belirdi dudaklarında. Başını salladı. 

"Yine de ne olursa olsun sıkılırsan veya yardıma ihtiyacın olursa bana söyle, tamam mı?" 

"Taamamm." 

---------

En sonunca Norveç'e vardıklarında Aras, Asel'e bir mont giydirip kucağına aldı. Ayaz eşyaları aldı ve uçaktan indiler. Arabaya bindiklerinde eşyalar bagaja yüklendi ve eve doğru yola çıktılar. Çoğu ülkede evleri vardı zaten. Fransa'da otelde kalmalarının sebebi hizmetin daha genel olmasıydı. (Zengin piçler evleri var otelde kalıyorlar Allam sabır ver ya -_-)

Tam kuzey ışıklarının ortaya çıktığı zamanda gelmişlerdi. Yani elleri boş dönmemeyi umuyorlardı. Asel gözlerini ovuşturarak uyandığında gelmeye yakın sayılırlardı. Aras bebeğinin saçlarını okşayarak ayılmasını bekledi. 

"Neredeyiz?" diye sordu küçük kız kırılgan sesiyle. Aras gülümsedi. 

"Norveç'teyiz bebeğim." Asel gözlerini kocaman açarak babacığının kucağından doğruldu ve cama baktı. Ilık mevsim yeni bitmişti. Ah, o kadar güzel görünüyordu ki etraf. Asel bunun gerçek olduğuna inanamıyordu.

"Norveç'teyiz." diye mırıldandı büyülenmiş bir sesle. Tarifi imkansız bir duyguydu bu...

Daddies's Little Girl [BxGxB]  -ARA VERİLMİŞTİR-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin