Eve geldiklerinde üçü içeri geçerken adamları da eşyaları eve getiriyorlardı.
"Bayıldım buraya." dedi Asel ışıldayan gözlerle.
"Güzel bir gezi planımız var. Bu arada, eve dönmek ister misin Asel?" diye sordu Ayaz üzerindeki paltoyu çıkarırken. Arkası dönüktü. Asel bir süre düşündü.
"Açıkçası gezmek çok güzel." diye mırıldandı. "Ama evi özledim sanırım. Yine de sizin olduğunuz her yer benim için çok güzel babacığım."
"Anladım meleğim. Sen ne zaman istersen o zaman döneceğiz."
-------
Norveç günleri çok güzel geçiyordu. Oradaki bir çok yeri gezip gördüler. Asel delice eğlenip kendinden geçene kadar günleri bitirmediler. Defalarca seviştiler. Tenlerinin birbirine değmesine izin verdiler. En sonunda bir ay geçmişti işte.
"Kuzey ışıklarını göremedik ama.." dedi Asel parmak uçlarıyla oynarken. Ayaz hafifçe gülümsedi. Bir kaç saniye saatine baktı.
"Kalk bakalım." Dedi ve kendisi de atağa kalktı. Asel anlamasa da ayağa kalktı. Ayaz portmantoya gidip Asel'in montunu aldı ve bebeğine giydirdi. Ardından kendisi de giyindi. Aras'ın da giyinik olduğunu teyit edip kapıyı açtı. Asel'in bir elinden Ayaz, diğer elinden Aras tutarken bahçedeki salıncağa doğru yürüdüler. Oturduklarında Ayaz bir adamını çağırıp kendilerine üç bardak şarap getirmesini istedi. Kısa bir süre içinde şaraplar geldi. Bu sırada Aras ve Asel sohbet ediyorlardı. "Alın bakalım." Dedi ve tepsiden aldığı bardakları onlara doğru uzattı.
"Asel." Dedi Aras gülümseyerek. Küçük kız meraklı gözlerini ona çevirdi. "Yukarı bak." Asel başını yukarı kaldırdığında yeni yeni oluşmaya başlayan kuzey ışıkları çarptı gözüne. Yüzü önce şaşkınlığa, ardından heyecanla karışık mutluluğa büründü. Hızla ayağa kalktı. Ne yapacağını bilmezecesine etrafına bakındı. Sevinçle iki adama doğru döndü.
"Kuzey ışıkları..." diye fısıldadı. "Kuzey ışıkları KUYEY IŞIKLARI" kahkaha atmaya başladı. Çok güzellerdi. Mest olmuş bir şekilde ufak ağzını kocaman açmış gökyüzünü izliyordu.
Çok uzun zaman geçirmişlerdi beraber. Asel o günden sonra iyice iyileşiyordu. Artık mutlu sayılırdı. Hala izlerini taşısa da normalleşiyordu artık. Aylar geçirmişlerdi beraber. Asel'in ilk dövmesi, ilk sarhoş oluşu, ilk sevmesi, ilk sevilmesi, ilk sevişmesi, ilk seksi... Neredeyse her ilki beraber yaşamışlardı.
Tarif edilemez bir duyguydu bu. Kısa gibi görünen bu devasa sürede çok güzel şeyler yaşamışlardı. Hayatın ne kadar mutlu, yaşamaya değer, güzel ve sıcacık olabileceğini tekrar görmüş, hatırlatmışlardı kendilerine.
Kuzey ışıklarının gökyüzünü boyadığı, vücutlar için soğuk, kalpler için sımsıcak bir gecede Asel'in ilk kez kendini tutmadan deliler gibi kahkahalar attığını görmüşlerdi işte. Bir ilk daha.. Kim bilir daha birlikte yaşayacakları ne ilkler vardı.
İki adam birbirine baktı. Aynı şeyleri düşünüyorlardı.
———————
Arkadaşlar bu bölüm kısa çünkü Norveç seansı bitti. Aynı bölüm içinde daha fazla geçiş güzel olmayacaktı. Ben de bölümü yayınlayayım sizin de bir hararetiniz alınmış olsun dedim. Umarım hoşunuza gitmiştiiirrr 🫠
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddies's Little Girl [BxGxB] -ARA VERİLMİŞTİR-
Teen FictionOnun iki babacığı vardı. İkisinin karakterleri birbirinin neredeyse aynı olmasının yanına, davranışlarına göre biri cezalandırır, biri ödüllendirirdi. Ve birinin kararına, diğeri ölümüne uyardı. Bu iki adamın hiç bir şeye tahammül etmeyen, affetmey...