Medya: Yedi bölüm bildirimini gören siz jdksndnsksmzb
Sabah kalktığında saat öğlen on iki civarıydı. Esneyerek doğruldu, ardından bir süre etrafına bakındı. Zaman kavramı yerine gelmeye başladığında ayağa kalktı ve odasındaki banyoya girdi. Elini yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı, saçlarını tarayıp topuz yaptı. Ardından tekrar odasına döndü. Dolabının önüne geldiğinde bir süre içindekilerle bakıştı. Dün gece geç yattığı için on ikide kalkmak ona yememişti. Ancak babaları çoktan kalkmıştı, buna emindi.
En azından Ayaz işe gitmeden ona iyi günler öpücüğü vermek istiyordu. Bu sebeple mavi bir crop tişört, siyah bir eşofman altı ve yine mavi-beyaz bir Nike Jordan ayakkabı alıp giydikten sonra aşağı indi. Aras mutfak tezgahına yaslanmış su içiyordu. Asel onu görür görmez kocaman bir gülümseme yürümeye başladı. Hızla yanına gitti ve sıkı sıkı sarıldı adamın beline. Aras onu hissettiğinde bardağı bıraktı ve onu kucağına aldı. Ardından bir süre süzdü küçük kızını.
"Ayaz'dan kaçmalısın, prenses. Ama bana da çok güvenme." Dedi ve gülümsedi.
"Hmm, babacığım ne isterse yapabilir." Dedi ve omuz silkti. Araz içinden 'Çok büyük konuşuyorsun' diye geçirse de bebeğinin yanaklarını öpüp onu yere indirdi. Ayaz çok geçmeden mutfağa girdiğinde Asel koşup onun üzerine atladı ve yanaklarını, dudaklarını ve yüzünün neredeyse her yerini öptü. Ayaz gülümsedi ve o da Asel'i öptükten sonra beraber masaya oturdular.
"Bugün eve geldiğimde size bir sürprizim olacak." diye söze girdi Ayaz. Ancak sadece Asel'e bakıyordu. Aras'ın haberi vardı çünkü. Asel heyecanla yerinden doğruldu.
"Ne sürprizi baba?" Diye sordu kıpır kıpır bir sesle.
"Söylersem sürpriz olmaz. Akşama hazır olun. Yemeği dışarıda yer öyle gideriz." Dedi ve eğilip Asel'in yanağını öptükten sonra kahvaltısına geri döndü. Asel de huzurla gülümseyip önüne döndü.
Çok geçmeden Ayaz işe gitmek için evden çıktı. Aras da müzik odasına çıkmıştı. Asel ise aşağıda kitap okuyordu. Ama canı çok sıkılmıştı ve artık okuduğundan zevk almıyordu. Kitabı bıraktı ve çıplak ayaklarıyla merdivenlerden zıplaya zıplaya çıkmaya başladı. Tam Aras'ın olduğu kata çıkacakken vazgeçip babalarının odasına girdi. Biraz etrafa bakındıktan sonra yatağa gidip Ayaz'ın yastığını aldı ve yeniden onun kokusunu içine çeke çeke yukarı çıktı. Kapalı kapıya bir kaç kez vurduktan sonra 'gel' komutuyla içeri girdi.
"Bir şey mi oldu bebeğim?" Diye sordu Aras baterinin başında terden sırılsıklam otururken. Terden çok serinlemek için üzerine su dökmüştü. Bu yüzden ıslak görünüyordu. Beyaz tişörtü üzerine yapışmıştı.
"Oha..." Diye mırıldandı Asel. Aras duymuştu ama gülüşünü sakladı.
"Hm?" Diye tekrar etti sorusunu.
"E-eh şey. Yok. Bir şey olmadı. Sıkıldım da ben. Bi geleyim dedim." Dedi sona doğru kısılan sesiyle.
"İyi yapmışsın." Dedi ve kollarını iki yana açtı. Bu gel sarıl demek oluyordu. Asel hızla gidip kollarını babacığın çevresine doladı. Aras onu çekip kucağına aldı. Asel yastığı hala bırakmamıştı. Kucağında duruyordu. Sertçe yutkunduğunda Aras serseri bir sırıtış taktı yüzüne. Ardından biraz eğilip yüzünü bebeğinin hizasına getirdi ve dudaklarına derin bir nefes verdi. Asel daha fazla kendini tutamayıp babacığının dudaklarına ulaştı. Aras ise anına kontrolü eline alarak öpüşmeye yön verdi. Asel'in verdiği nefesler harfler kazanıp ufak inlemelere dönüştüğünde hafifçe geri çekti kendini. Asel'in yüzü asıldı.
"Biraz... Biraz daha lütfen." Dedi kendinde bulabildiği minik güçle.
"Biraz daha devam edersek babacığın kendini tutamayacak bebeğim." Dedi ve gözleriyle aşağı tarafı gösterdi. Asel utanarak aşağı baktığında babasının ıslak pantolonundan belli olan, daha tam kalkmamış olmasına rağmen devasa olan aletle bir süre bakıştı. Ardından yutkundu. Gerçekten büyüktü. Üstelik Ayaz, Aras babasının bir buçuk katı falandı. Bu, onunkinin daha da büyük olduğu anlamına geliyordu. Şaşkınlıkla babasına çevirdi gözlerini. Aras gülümsedi. Yüzleri hala çok yakındı.
"Y-yardım... Edebilir miyim?" diye sordu. Çekingence de olsa babasının gözlerinin içine net ve dümdüz bakabiliyordu. Aras bundan daha da tahrik olmuştu ancak henüz çok erkendi. Ayrıca Ayaz evde değildi. Beraber olmaları gerekiyordu.
"Daha çok erken. Hazır değilsin güzeller güzelim." dedi. Sesi kısıktı, ancak Asel rahatlıkla duyabiliyordu.
"A-ama yardım etmek istiyorum..." dedi Asel bir çocuk edasıyla. Yüzleri hala birbirine çok yakın duruyordu. Konuştukları zaman bazen dudakları bile birbirine değiyordu hatta.
"Pekala." dedi ve başını yukarı kaldırdı Aras. Nasıl olsa Ayaz'la birlikteyken seks yapacaklardı. Asel'in mastürbasyon yaparak alışmasında bir sorun yoktu. "Ver elini." dedikten sonra eşofmanının ipini açtı ve Asel'in elini alıp baksırından içeri soktu. Asel, eline değen sıcak ve büyük uzuvla şaşkın gözlerini aşağı doğru çevirdi. "Tut bakalım." dedi ve kendi elini çekti içeriden. Asel yavaşça elini uzva sardı. Aras küçük elin değmesi ile gelen yenilik hissi karşısında derin bir nefes verdi fakat belli etmedi. Mümkün olduğu kadar sakin kalması gerekiyordu. Neyse ki iradesi sağlamdı. "Şimdi yukarı aşağı doğru hareket etmeye başla." dediğinde Asel komuta uydu. "Biraz daha sıkı tut güzelim." dedi Aras. Ardından Asel'i kalçalarından tutup havaya kaldırdı.
Asel refleksle bacaklarını adamın beline sardı. Boş olan diğer kolunu da omzuna attı. Fakat diğer eli hala pantolonun içindeydi. Aras gidip koltuğa oturdu ve arkasına yaslandı. Bir elini kızının saçlarına, diğer elini de beline koyduktan sonra sakince onun tepkilerini izlemeye başladı. Heyecanlı fakat ilk defa hissettiği bir duygu ile meraklı bir tavırla gözlerini kumaşın altındaki olaya dikmişti. Bir anda gözlerini Aras'ın sakin yüzüne çıkardı.
"Baba." dedi garip bir sesle.
"Efendim prensesim?"
"B-benim..."
"Hm, senin?"
"Benim şeyime bişey oluyor." dedi utangaç bir şekilde. Aras gülümsedi.
"Bakayım mı?" diye sorduğunda Asel bir süre tepki vermedi. Gözlerini tekrar kendi eline indirdi ve bir süre baktı. Ardından yeniden babasına dönüp kafasını salladı. Aras gülümsedi ve onu kucağından alıp koltuğa yatırdı. Ardından eşofmanını biraz sıyırdı ve kilodunun ıslanmış olduğunu gördü. Asel utançla yüzünü kapattı. Aras ellerini yüzünden çekti ve ona yaklaştı. "Bu utanılacak bir şey değil kelebeğim. Bak, aynısı bana da oluyor." dedi ve kızın elini yeniden aletine dokundurduğunda Asel penisin ıslanmış olduğunu hissetti ve şaşkınlıkla gözlerini açtı. Bunlar onun için çok yeni şeylerdi. Bu yüzden Aras onun her şeye şaşırmasının sebebini anlayabiliyordu.
Elini Asel'in çamaşırının üzerine koyup klitorisini buldu. Ardından yumuşak hareketlerle okşamaya başladığında Asel bir anda dikleşti ve sırtı koltuktan bir an için kalkıp geri indi. Gözlerini kocaman açıp babacığının gözlerine dikmiş, ilk defa hissettiği bu zevk dalgası ile deli gibi inlemeye başlamıştı birdenbire. Aras onun bu fazla reaksiyonuna daha fazla dayanamayıp bebeğinin eline saldı menilerini. Asel ise sadece klitorisinin okşanması ve aynı anda babasının da boşalması ile boşaldı. Derin derin nefes alıp verdiler bir süre. Ardından Aras kontrolü tekrar eline alıp kızını kucağına aldı ve aşağı indi.
"Ee beğendin mi bari?" diye sordu burnunu Asel'in burnuna sürterek.
"Çok." diye mırıldandı Asel. Araz ise gülümseyip dudaklarına bir öpücük kondurdu ardından onu kendi banyolarına götürüp önce belinden aşağısını yıkadı. Ardından odasına götürdü ve yeni bir iç çamaşırı ile eşofman giydirdi. Gidip aynı işlemi kendine de yaptı ve birlikte salona indiler.
---------------
Akşama doğru Ayaz eve geldiğinde üzerini değiştirmek için odaya çıktığında fırsattan istifade Aras ona olanları anlattı. Ayaz'ın oldukça hoşuna gitmişti. Hatta dinlerken sertleşmiş, Aras'ın onu sakinleştirmesi gerekmişti. Daha sonra aşağı indiler ve Asel'i de alıp arabaya bindiler. Şoför onları gidecekleri restorana götürdüğünde iki adam da Asel'in elinden tutup mekana girdiler. Masalarına oturduktan sonra Asel'in fazla sabırsız olduğunu bildikleri için yemeği beklerken Ayaz ona anlatmaya karar verdi. Çok da uzun değildi zaten.
"Çok mu merak ediyorsun?" diye sordu küçük kızına. Asel hevesle başını salladığında iki adam da gülümsedi. "Pekala. Fransa'ya gidiyoruz."
Kızının hayallerini gerçekleştiren iki baba mı... Kalbim... Öldüm galiba. Ah...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddies's Little Girl [BxGxB] -ARA VERİLMİŞTİR-
Teen FictionOnun iki babacığı vardı. İkisinin karakterleri birbirinin neredeyse aynı olmasının yanına, davranışlarına göre biri cezalandırır, biri ödüllendirirdi. Ve birinin kararına, diğeri ölümüne uyardı. Bu iki adamın hiç bir şeye tahammül etmeyen, affetmey...