Eveet, çok geç kaldı biliyorum özür dilerim bu bölümü taslakta bırakmışım zaten çok değiştirmeden atmaya karar verdim, aslında yazım tarzım bu şekilde daha iyiymiş. Umarım berbat etmemişimdir pff neyse kaçıyorum ben o zaman.
---
"Ah, sonunda uyandın."
Sero'nun rahatlamış sesini duyan Shinso hızla gözlerini açtı, bilince yaşadığı tüm olaylar bir anda o kadar ağır gelmişti ki diğerlerinin başta ne dediğini bile duyamadı. Midoriya ne kadar zorlasa da Bakugo bu işin bu gün bitmesi gerektiğini söyleyip inat ettiğinden hepsi odadaydı. Denki kafası karışmış bir şekilde ona bakıyordu, bir şey mi hatırlamıştı yoksa sadece başarısız mı olmuştu? Ne olmuştu? Bakugo sonunda kısmen sakince oturuyordu ve hepsi Sero'nun hareketlerini izliyordu.
Shinso gözlerini kırpıştırdı, hayatı boyunca hiç bu kadar yorgun hissettiğini hatırlamıyordu. Neyse ki bu açık alanda olmamıştı... Ve ilk defa ne diyeceğini bilemiyordu.
O bunu düşünürken beyni bir yandan refleks olarak büyünün neden işe yaramadığını çözüyordu bile, muhtemelen ceza olarak kaybettiği anılar Denki'ye dokunduğunda geri gelmişti. Bu da ilk başta onlara yapılan büyüde bir açıklık var demekti. Eh, eski zamanlarda kimse bu konuda ustalaşmamıştı zaten. Kendi ailesi dışında...
Bu da asıl yapmak istediğini engellemiş olmalıydı.
"Bir daha deneyeceğim."
"Ne? Daha yeni düzeldin ve ne olduğunu bile anlatmadan bunu mu söylüyorsun?"
"Hadi yap artık kahretsin!"
"Sakin ol acelemiz yok ya Kacchan!"
"Nasıl acelemiz yok aptal-"
"Yapacağım dedi zaten... Sakin olsanıza biraz."
Sero gergince Shinso'ya baktı,
"Yapabileceğinden emin misin?"
"Şüphen mi var?"
Kimseden ses çıkmayınca Shinso önceden yaptığıyla aynı şeyi yaptı fakat bu sefer ellerinin yerini değiştirdi, normalde enerjisini aldığı herkesi kendi lehine kullanmak için sol beyninin en zayıf noktasında değişiklikler yapardı. Bu duruma göre değişirdi, biri umuttan besleniyorsa umudunu yok ederdi, anıları sayesinde ayaktaysa anılarını silikleştirir ya da o zaman yaşadığı duyguları, özlemi unutmasını sağlardı.
Bu sefer hiç birini yapmadı ve Bakugo bunu fark etmişti. Yaklaşık yarım saatin ardında Denki'nin başı Shinso'nun omzuna düştü.
"Ne o- oldu ona?" Dedi Midoriya endişeyle.
"Bir şeyi yok, biraz sonra düzelir."
Bir süre ortam sessizleşti ve kimse konuşmadı,
"Yani onu tanımıyor musun?" Dedi Bakugo ses tonundaki baskıyı hissettirerek.
"Tanıyorum."
"Neden baştan söylemedin o zaman?!"
"Daha yeni mi hatırladın yoksa?"
Shinso Midoriya'yı başıyla onayladı, yeşil saçlı daha fazlasını sormak üzereyken Shinso konuşarak onu susturdu.
"Kalanı sizi ilgilendirmez, çıkabilirsiniz. Akşam saatlerine doğru istediğiniz şey hazır olacak."
Bakugo ve Midoriya odadan çıkarken sarışın sanki bir şey görmeye çalışıyordu, işin aslı Denki'nin uyandığında değişip değişmeyeceğini görmek istiyordu. Shinso'nun ona yaptığının aynısı olacak mıydı? Bunu umursamadığını sanıyordu fakat umursuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barışın Işığı [Bakudeku+Shinkami]
FanfictionBnha fantasy tamamen bana ait kurgudur, [Barışın Işığı adlı ilk kurgudur]+Bakudeku+Shinkami "Bir varmış, bir yok olmuş. Evvel zaman içinde, Arishtat Apate'ye kanmış, Hera küçük insanları kontrolüne almış. Tanrıçalar ipleri ellerine alırken yeryüzün...