Görüşürüz?

237 36 12
                                    

YA SONUNDA YAZDIM IMDAT BIRSURU KARISIK TASLAGIM VAR AMA TOPLAMAK O KADARR ZOR KI VE NOTLARIM FECI DUSTU ANA DERSLERDEN MAX NOTUM 73 MU NE KABUS GIBI BIR AKADEMIK DONEM ONLARLA UGRASIYORUM. VE MENTAL OLARAK IYI OLDUGUM NADIR DONEMLERDEYIM VALLA BURADA OLMAM GERCEK MUCIZE SU AN. Bu sefer gerçekten yazmaya çalışacağım söz, sizi seviyorm kalp kalp kalp.

----------------

Üçlü sessiz adımlarla yürümeye devam ederken İzuku pusulaya dikkatini vermiş başı hafif sağa yatık kaşlarını çatarak bakıyordu, arkasında yan yana olan Shoto ve Katsuki sessiz bir düşmanlıkla ilerlemeye devam ettiler. Bir anda ipler gerilmişti, birlikteydiler ama hiçbiri birbirine güvenmiyordu, her an kraliyet askerlerine teslim etmeyeceklerinden emindiler çünkü o zaman kendilerini de tehlikeye atmış olurlardı. Fakat yine de hepsi aşırı derecede dikkatli davranıyorlardı.

İzuku aniden adımlarını durdurdu, 

"Ne oldu." Todoroki sakince sordu.

"Biraz sorun var..."

"Ne sorunu be?!"

Katsuki pusulayı almaya çalışırken İzuku hızla geri çekti, ondan başkasının dokunmasının doğru olup olmadığından emin değildi. 

"Yanlış tarafı gösteriyor, kuzeye doğru ilerliyorduk ama aniden kendi kendinde dönüp arkayı göstermeye başladı.

Sarışın belirsiz şaşkınlıkla pusulaya baktı, haklıydı. "Tamam işte bu tam da bize söylediğin şey değil mi? Ters tarafı gösteriyor."

"Hiçliğin ortasındayız Kacchan, nasıl bulmuş olabiliriz."

"Belki yer altında veya üstte, bunun farklı efsanelere dayalı olduğunu biliyoruz. Belki gözle görebileceğimiz bir şey bile değil... Veya bir madde falan mı?"

"Ehh... Barışın Işığı çok eski ruhlardan biridir, diğerlerine kıyasla yeryüzünde kalmayı başarmasıyla bilinir. Bu yüzden görebileceğimiz bir sınırda olacağını düşünüyorum."

"Hıh." Katsuki sinirle ona baktı, "Bu kadar şeyi nereden biliyorsun Deku? Onlarla falan mıydın."

Açık bir dalga tonu vardı ama içinde gizli kalan şüphe de kendini belli etmişti.

"Kacchan tanrıça aşkına saçmalamayı bırak-"

"Pardon, birini mi aradınız?" İnce bir ses onları kesti, 

"Onlar da kim prenses? Oh, hoşgeldiniz beyler." Yanında aniden beliren sanki radyodan konuşurmuşcasına cızırtılı ve derin sesli adam şapkasını çıkartarak onları selamladı.

"Hassiktir."

İzuku irkildi, hiçlikten belirmişlerdi. Görünüşleri kesinlikle bambaşkaydı, daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemiyordu. Gözleri karanlık ve doğrudan onların anatomisine bakıyor gibiydi. En azından İzuku buna dair bir şeyler duymuştu.

"Evet...? Siz kimsiniz?"

Katsuki dudaklarını araladı ama İzuku onu hızla susturdu.

"Bizim ne olduğumuz önemli değil hayatım, senin bu noktada durup o elindeki saçmalıkla ne yaptığın bizi ilgilendiriyor da," hafif sahte bir gülümsemeyle adam yanına yaklaştı. Katsuki ve Shoto aynı anda savunmaya geçtiler ve adam buna gülümseyerek pusulaya uzattığı eli geri çekti.

"Pekala, anlaşılan beni anlayamadınız. O pusulayı nereden buldun küçük şey?"

"Cevabını biliyorsun Luciel bana sormanın anlamı yok."

Adamın dudaklarında büyük bir sırıtış oluştu, diğerleri hiçbir şey demeden İzuku'yu izliyor ama aynı zamanda büyük bir ihanet duygusuyla yanıp tutuşuyorlardı. Hatta Katsuki oradan çekip gitmeyi defalarca düşündü, cidden. Ama içindeki o lanet merak duygusu ona izin vermiyordu.

Barışın Işığı [Bakudeku+Shinkami]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin