BİRİNCİ BÖLÜM|GERÇEKLER (BÖLÜM FİNALİ)

16K 1.2K 41
                                    

Ayının kükremesi ile olduğu yerden fırlayan avanak Karl, ayağa fırlamış ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Etrafa göz gezdirdikten sonra derin bir iç çekip söylenmeye başladı;

-"Lanet olsun, her sabah bunu yapmasından sıkılmadın mı Rast? Heyy, lânet olsun beni duymuyor musun ?" diye sitem etti. Rast sanki hiç bir şey olmamış gibi ardı tarafa dönüp uyumaya devam etti.

Karl söylenmeye devam edip etrafında aranmaya başladı ve gözüne odanın sağ köşesinde dizili ekmek yığını kestirip,
- "Şunun karnını doyurayım da uyumama izin versin."

Uyuşuk adımlar ile köşeye doğru yürüyüp, ekmeklere doğru uzandı. Seçtiği ekmekleri kucaklayıp şöminenin yanında ki duvarda asılı olan metal leğenin içine doldurdu. Sonra üstüne ahşap kovalarda kalan su ile ıslattı.

Leğeni ortada brakıp, kulübenin arka duvarına doğru yürüdü. Ellerini dizlerine koyup, yerde garip desenleri olan bir sandığın kapağını araladı ve daha aralar aralamaz ağzını ekşitip burnunu kapattı.

-"İsa mesih aşkına owww..."

Karlın bu ifadesinden anladığım kadarıyla o şey pek güzel kokmuyor olmalıydı.

Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum, sandığın içinde birkaç bez parçasını toplayıp avuç avuç et ve deri parçaları çıkardı.
Sanırım bununla ayıyı besliyordular. Aldığı eti, leğendeki ekmeklerin içine doğru yığdı ve elleriyle karıştırdıktan sonra ayı kafesinin önüne bıraktı.

Yaptığı karışım midesini bulandırmıs olacakki, Karl daha fazla dayanamayıp, ardına doğru eğilip kusmaya çalıştı.
O sırada uyanan Rast ayakalanıp Karl'a yaklaştı ve elini omuzuna koyup onu ayıya çevirdi.

-"Söylenmeyi bırak seni ahmak! o...
O bizim velinimetimiz. "

Diye çemkirip, şömüneyi tutuşturmaya koyuldu. Ateş iyice yükselince, ayının yemeğini yediğinden emin oldu.

-"Eh hehehe şimdi yediği yemeğin hakkını ödeme zamanı." Dedikten sonra Karl' a eliyle kafesi işaret edip;
-"Başlayalım Karl." Deyince, Karl üşengeç bir tavırla ayının bulunduğu kafese yanaşıp, kafesin yerden otuz santimetre yükseklikte olan tabanından
bir kulpu tutarak kendine doğru çekti ve kafesin altı adeta gizli bir çekmece gibi açıldı.

Olanları hayretle izlemeye devam ettim. Açılan bu çekmece de bir miktar külün olduğunu görünce, bana yurdun girişinde ki kulübede bulunan metal sobayı anımsattı.

Rast, kafesinin sağ duvarına asılı, küçük küreği alıp çekmeceden çıkan külleri bir torbanın içersine doldurup kapının girişine bıraktı.

-"Kömür getir!" diye seslenince Karl, kapı eşiğinde bulunan kömür torbalarından kapıp ikisini de çekmece haznesinin içersine boşalttı.

-"Kömür hazır Rast! " iye seslendi. Rast dönüp şömüneden aldığı akkorlar ile haznedeki kömürü tutuşturdu. Hazne iyice tutuşunca, Rast hazneyi kafesin altına gelecek şekilde kapattı. Keyiflenen rast odanın ortasında bulunan kolondan aldığı darbukayı Karlın eline tutuşturdu.
-"Hadi eğlence başlasın."
Diyince, Karl elindeki darbukayı hevesle çalmaya başladı.

İçersinde ateş bulunan hazne kafesin dibini ısıtınca ayakları yanan zavallı ayı can havliyle sıçrayıp deli gibi tepinirken, Karl saatlerce aralıksız darbuka çalmaya devam etti.

Nihayet gün batımına doğru haznede ki kömür bitince sıçramaktan yorgun düşen ayı, kendini soğuyan zemine bıraktı. Darbuka çalmaktan yorgun düşen Karl;

-"yaklaşık bir aydır her gün aralıksız ayıyı zıplatıp bana darbuka çaldırıyorsun, sen kafayı yemişin Rast." diye sitem etti. Bu sözleri işiten Rast, izle şimdi diyip karlın avucundan darbukayı çekip aldı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 06, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PETRİCHORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin