Bölümü geciktirdim yine, üzgünüm. Neyse en azından bayrama denk geldi. Herkesin bayramı kutlu olsun 🍬🍬
Okuyanlara ve oy verip yorum yapanlara teşekürler^^
Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar 🤗
.
.
♡□◇■◇■♡□♡●♡●♡□♡
.
.
Yoongi ve Jae Jong'u ateşin yakınlarındaki ağaca bağlamışlardı.
.
.
.
Çok değil birkaç dakka sonra Jungkook ve So Eun görüldü. Jungkook giydiği takımın içinde çok yakışıklı görünüyordu. Ancak görüntüyü bozan bir şey vardı; So Eun. Jungkook'un koluna girmiş ateşe doğru yürüyorlardı.
.
.
.
Yoongi bu görüntü karşısında sinirden nefes dahi almadan maviden sarıya dönen gözleriyle izliyordu.
.
.
.
Jae Jong onun gözlerini görünce nefesi kesildi. Korkudan eli ayağı titredi. Yoongi'nin elleri pençelere dönüşürken bardağı taşıran son damla So Eun'un Jungkook'un dudaklarına yapışması olmuştu.
.
.
.
Yoongi bileğindeki zincirleri parçaladı. Jae jong'a yönelince Jae Jong korkuyla gözlerini kapattı. Bileklerindeki zincir parçalanınca gözlerini açtı.
.
.
.
Herkes dehşetle Yoongi'ye bakarken Yoongi hala Jungkook'un dudaklarına yapışan So Eun'u tuttu an Jaewon'u öldürdüğü gibi boynunu parçaladı.
.
.
.
Yüzüne sıçrayan kanla gülümsedi. "Sana kırmızı olanı giy demiştim" dedi ve pençeleri arasındaki cansız bedeni ateşin önüne fırlattı.Tüm kabile dehşet içinde So Eun'un ölümünü izledi.
.
.
.
Jihyun yerde cansız yatan kardeşini görünce tüm ormanı inleten bir haykırış koptu dudaklarından. Hızla Yoongi'nin üzerine atıldı.
.
.
.
Yoongi Jihyun'un boğazından tuttu ve boşta olan pençesini Jihyun'un göğsüne sapladı.Jihyun'un ruhu bedeninden ayrılırken Yoongi onu So Eun'un yanına attı.
.
.
.
Pençesinin arasında hala atan kalple etrafindakilere baktı. Yavaşça ateşe yaklaştı ve elindeki kalbi ateşin içine attıktan sonra yavaşça ormana doğru yürüdü. "YOONGI" Jungkook'un sesiyle Yoongi'nin adımları durdu.
.
.
.
Jungkook'un onu böyle görmesini istemediği için kurda dönüşüp hızla ormanın derinliklerine daldı.Jungkook da tam peşinden gidecekken Hoseok onu durdurdu.
.
.
.
"Jungkook yapma! Ona söz vermiştin. Ayrıca şuan kabile liderliğini ilan etmen gerek. "Junkook Hoseok'un dediğini yapmak için ateşin önüne geçti. Lee Hyori'yi yakalayıp öldürdükten sonra karşısındaki topluluğa baktı.
.
.
.
"BEN JEON JUNGKOOK YILLARDIR BEKLEDIGINIZ ALFA!
BUNDAN SONRA BU SÜRÜNÜN LIDERI BENIM. BU ATEŞİN ÖNÜNDE YATANLAR HEPINIZE IBRET OLSUN!
.
.
.
BUGÜNDEN ITIBAREN DIĞER KABILELERLE OLAN DUŞMANLIĞINIZ SON BULMUŞTUR!"
.
.
.
"ALFA JEON ÇOK YAŞA"
Tüm kabile hep bir ağızdan bağırıyordu. Çünkü onlarda bıkmıştı düşmanlıktan, baskı altında yaşamaktan ama artık rahatlardı.
.
.
.
■■■■■■■■■
.
.
.
Hoseok Jae Jong ve Yoongi'nin tedavisi için gideceklerini Jungkook'a haber verdi ve yola çıktılar.
.
.
.
Yoongi kalan son gücünü Jae-wa ile buluşacakları yere gitmek için harcamıştı. Tekrar insan formuna dönüşüp Jae-wa'nın yanında durdu, ardından daha fazla dayanamadı ve kendini nemli toprağın üstüne bıraktı.
.
.
.
Jaewa onu şelalenin altındaki gizli mahzenine güç bela taşıdı. O baygınken vücudundaki yaraları tedavi etmeye başladı. Taze yaraların tedavisi daha sancılı geçerdi.
.
.
.
Jaewa Yoongi'nin dayanabileceğini biliyordu ama yarası çoktu. Yavaş yavaş yapması gerekiyordu.Jae-wa Yoongi'nin omzundaki yarayı büyüyle ortadan kaldırırken Hoseok ve Jae Jong geldi.
.
.
.
"Jae-wa Yoongi bugünlük daha fazlasını kaldıramaz. Sen şimdi Jae jong ile ilgilen, bende onlar için birşeyler avlayayım." Diyen Hoseok Jae Jong'u yatağa yatırıp dışarı çıktı.
.
.
.
"Benim adım Jaewa. Birazdan yazacaklarım canını acıtacak, o yüzden dayanmalısın." Dedikten sonra Jae jong'un göğsündeki yaraya ellerini koydu ve büyülü kelimeleri fısıldadı.
.
.
.
Yara kapanırken ikili kaşlarını çattı. "Hani acıyacaktı?" "Bende anlamadım ki-" o sırada elinde koca bir geyikle içeri giren Hoseok gülümsedi.
.
.
.
"Siz sormadan ben söyleyeyim kurtlarımız mühürlendi." Hoseok'un dediklerine ikiside ağzı beş karış açık bir şekilde donup kalmıştı. "Hoseok sen dalga mı geçiyorsun! Öyle birşey olacak olsaydı görürdüm."
.
.
.
"Jaewa üzgünüm ama güçlerin sandığın kadar fazla değil. Jae Jong, senden özür dilerim ama bu benim elimde olan birşey değil.
.
.
.
Kurtlarımız bizim isteğimiz dışında mühürlenebiliyor ve bu öyle bir durum."
.
.
.
"Özür dilemene gerek yok. Ben halimden memnunum"
.
.
.
Jae Jong gerçektende halinden memnundu, çünkü Hoseok ile ilk karşılaşmalarından bu yana içinde ona karşı bir takım duygular ortaya çıkmıştı.
.
.
.
Sürekli gelecekte yaşayacakları güzel günleri düşünüyor ve bu da onu gerçek anlamda mutlu ediyordu.
.
.
●Böyle düşünmene sevindim●
.
.
●Ne zamandan beri düşüncelerimi okuyorsun●
.
.
●Üzgünüm bir daha ol-●
.
.
●Ah! Hoseok ben galiba gerçekten sana aşık oluyorum●
.
.
●NE!●
.
.
Hoseok ve Jae Jong panikle Yoongi'ye baktılar "Y-Yoongi sen az önce bizimle telepati mi kurdun?" "G-galiba. Yardım et oturayım"
.
.
.
Herkes bu aniden ortaya çıkan güçle şaşırmıştı, Jaewa hariç o zaten biliyordu. Yoongi'nin gücünün farkındaydı.
.
.
.
"Peki güçlerim neden daha önce değil de şimdi ortaya çıktı?"diye sordu Yoongi. Jaewa aklından geçenleri mırıldandı.
.
.
.
"Çünkü bu gece tam olarak dönüşümünü tamamladın. Senin türün hakkında tam bir bilgim yok ancak diğer kurtlardan farkın sinirlenince, aşırı sinirlenince gözlerinin sarıya dönmesi ve yarım dönüşebilmen"
.
.
.
"yarım?" "Şey ellerinin pençeye dönüşmesi ama tamamen dönüşememen" Jaewa sözlerini bitirdiğinde Yoongi "Şu dünyada neden en anormal ben olmak zorundayım ki?"
.
.
.
"Anormal değilsin. Farklısı, kendini kötü hissetme bende farklıyım. Bu kötü birşey değil. Şimdi dönüşün ve şu geyiği yemeye başlayın. Kurtlarınız açlıktan ölecekler."
.
.
.
Jae Jong ve Yoongi zor da olsa yattıkları yerden kalkıp dönüştüler. "Hoseok bu pisliği sen temizleyeceksin." "Of! Tamam" bir süre sonra karnını doyuran ikili dönüştüler.
.
.
.
"Jaewa, Jae Jong'un yaralarını bugün hallet. Yoongi sende uzan ve uyumaya çalış." Hoseok'un komutuyla herkes dediğini yaptı. Yaklaşık iki saat sonra Jae Jong'un yaraları gitmişti. Şimdi de Hoseok onu uğurluyordu.
.
.
.
"Kendine iyi bak" dedi Hoseok. Jae Jong birkaç adım gitmişti ki birden durdu, geri döndü ve Hoseok'un dudaklarına yapıştı. Yavaşça öptü, dudakları birbirinden ayrılınca gülümsedi.
.
.
.
"Bir daha ne zaman görüşürüz emin değilim. O yüzden yapmasaydım içimde kalırdı." Dedi ve dönüşüp hızla ormana daldı. Hoseok her ne kadar bunun olacağını biliyor olsa da yine de utanmıştı.
.
.
.
Içeri girdiğinde Yoongi uyanmıştı ve Jaewa yaralarını iyileştiriyordu. Yoongi acıyla mücadele ederken gözleri bir mavi bir sarı oluyordu. Jaewa yorulmuştu.
.
.
.
"Bugünlük benden bu kadar, tükendim" dedi ve boş yatağa uzandı. "Yanıma gel" Yoongi yatakta yana kayıp Hoseok'a yer açtı. Hoseok ona gülümseyip yanına uzandı. "Jungkook şimdi ne yapıyor?" Diye sordu Yoongi.
.
.
.
"Şu anda kabiledeki görevlilerle toplantı yapıyor. Her şeye baştan başlamak istiyor. Ayrıca sizin kabile ile birleşme planları var. Senden ayrı kalmamak için böyle bir çözüm düşünüyor."
.
.
.
"Böylesi daha iyi olacak. Kabileler birleşince daha güçlü olacağız." "Öyle. Neyse yarın döneceğim. Sen ve Jaewa iki gün sonra döneceksiniz." "Tamam"
.
.
●Hoseok senin sayende Jae jong ile artık düşman değiliz●
.
.
●Ben birşey yapmadım, sedece doğruları görmesini sağladım●
.
.
●Teşekkür ederim●
.
.
Yoongi son sözünüde söyleyip uykuya daldı.
.
.
.
◇♤◇♤♤♧♤]♤]♤]
.
.
.
Iki gün sonra
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez~yoonkook
RandomKanlar süzülürken kutsal ateşin etrafına, Yeni bir lider doğacak ölümün ortasında. O lider ki birleştirecek iki düşman kabileyi. Işte o zaman başlayacak kurtların devri. Melezin pençesinin arasında atan kalp Kutsal ateşe düştüğünde Düşmanlar gerçek...