7. Bölüm - Uyanış

2 2 0
                                    

Erguvan bugün işten normal saatinde çıkmıştı. Şirkette pek fazla uyumamıştı. Kaldı ki evine doğru yürürken hâlâ aklında dün gelen mail vardı. Başı ağrıyordu ve uykuluydu. Uykulu hâli onu daha çok huzursuz ediyordu. Evine doğru yürüdüğü esnada iki binanın arasında kendisini dikizlediğini hisseden bir kadın gözüne çarptı. Yanından geçerken arkasını dönmüştü ve telefonuyla uğraşıyordu. Hafifçe dönüp baktı ve umursamayıp yoluna devam etti.

Biraz acıkmış hissediyordu. Köşeyi döner dönmez marketten içeri daldı ve dondurulmuş ürünlerin bulunduğu reyona gitti. En son yemek hazırlama macerasında ortalığı yaktığını hatırladı ve biraz daha hazır bir şeyler bakmak için markette gezindi. Herhangi bir yiyeceği ısıtmayı bile riskli buluyordu. Karnını doyurmak için dışarıdan sipariş verebilirdi ama evinin açık adresini henüz bilmiyordu bile. Bu yüzden sepetine kek, bisküvi gibi abur cuburlar koydu ve yanına birkaç adet hazır kahve ekledi.

Evine gittiğinde koltuğa uzandı, çok uykusu vardı ama uyumak istemiyordu. Artık içinde bulunduğu durumla mücadele etmek istiyordu.

Yangın, pis çamaşırlar, bakımsız hâli, silahlı adamlar, aşırı vurdumduymazlık, haplarla yaşam... Son olayla Erguvan hayatında birden çok şeyin ters gittiğinin farkına varmıştı. Aslında o da biliyordu acınası vaziyetini fakat devamlı olarak üstünü örtüyordu. Geçmişle yüzleşmek istemiyordu ama daha acısının üzerinden çok bir zaman geçmemişken silahlı adamlar bıraktığı izlerde geziniyordu. Katliamı sindirememişken kendini kurban etmeye hiç razı değildi. Dolu dolu hırslı ve sinirliydi. Hatta gerekirse intikam alacaktı.

Erguvan tüm haplarını koltuğun önündeki sehpaya dizdi ve uzun uzun göz gezdirdi. Saatlerdir bir tane bile içmemişti. Mutfağa geçip bir kahve yaptı ve odaya gelip kanepeye geri oturdu. İlaçlarını önüne alıp onları izlemeye koyuldu. Bazılarının ne olduğunu bile bilmiyordu ama yarısı çoktan bitmişti. İçinde ne olduğu neye yaradığı belli bile değildi. İçlerinden birinin tarihi geçeli bir yıldan fazla olmuştu ve bu durumdan henüz haberi oluyordu. Tüm bunlara baktığında tek tesellisi bağımlılık kazanmamış olmasıydı. En azından öyle olduğunu düşünüyordu. Şaşkınlık ve kendine acıma duygusuyla bir kararın eşiğindeydi. Aslında çoktan karar kılmıştı ve bunu kendisine itiraf etmek için bir kıvılcım çıkarmaya çalışıyordu.

Erguvan hışımla yerinden kalktı ve mutfağa geçti; naylon poşet, torba vs. ne bulursa alacaktı. Evin hemen hiçbir temel ihtiyacıyla ilgilenmediği üzere çöp torbası yapabileceği hiçbir şey bulamadı. Muhtemelen ev taşımasından kalmış köşedeki küçük bir koli gözüne çarptı ve koliyi alıp tekrardan odaya geçti. İlaçları hızlıca içinde doldurdu. Kapıdan çıkmadan evvel duraksadı, böyle dolu halde çöpe atmasının doğru olmadığına kanaat getirip banyoya geçti. Tüm ilaçlarını açıp tek tek hepsini klozete boşalttı ve en son sifonu çekti. Bir insanın bir tuvalette rahatlayabileceğinden çok farklı bir şekilde rahatlamıştı. Akıp giden sifonla beraber gülümsedi. Boş kutuları tekrardan toparlayıp koliye doldurdu ve dışarıdaki çöpe attı. İçeri geçip sanki rutin bir hayat yaşıyormuşçasına davranmak istedi. Hayatına önceki yıllardan bıraktığı bir günden hiç bir şey olmamış gibi devam edecekti.

"Kulaklıklarıma eskilerden hazzına doyamadığım bir şarkı verdim. Günlerdir hatta aylardır moloza çevrilmiş kafam yüzünden güzel bir müzik dinlemeye bile fırsat bulamamıştım. Gözlerimi huzurla kapayıp yüzümdeki gülümsemeyi keşfettim. O şarkıya doyamayınca yeniden açtım.

Müzikten sıkılınca akşam demeksizin odaları toparladım. Biraz spor bile yaptım. Elime geçirdiğim bir bezle köşelere varana kadar toz aldım. Süpürgem yoktu, olsaydı süpürge de açardım.

Biraz durulunca aynanın karşısına geçip uzun uzun yüzüme baktım. Aynada yüzüme bakmayalı, kendimi böyle incelemeyeli uzun zaman olmuştu. İki üç ayda bir berberde kestirdiğim sakalları kendim tıraş etmeye karar verdim. Biraz daha ferahladım. Git gide mola verdiğim hayatın hengâmesine tekrardan dalıyordum. Tutuk modumdan iyice sıyrılıyordum. Burnum artık koku alabiliyordu ve içime çektiğim hava pek güzel kokuyormuş gibi gelmedi bana."

Uyku SersemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin