Farklı renklerde olan gözlerindeki o hüzünü ne zaman yakaladım inan bilmiyorum. Ama eminim, tanıştığımız ilk zamanlarda değildi. O zamanlar önümü dahi göremeyecek kadar aptaldım çünkü.
Ne zaman, ne zaman sende kayboldum bilmiyorum. Ne zaman parlak saçlarını izler oldum, ne zaman senden çekemez oldum bakışlarımı bilmiyorum. Bakışlarım ne zaman Deku'nun fark edebileceği kadar derinleşti, ona dair bir fikrim de yok. Ben.. neyi biliyorum ki zaten? Etrafta sinir küpü olarak dolaşmaktan başka? Belki, biraz seni sevmeyi biliyorumdur o kadar.
Derin bir nefes veriyorum soğuk havaya doğru. Yanımda kahramanların özelliklerini yazdığı kitabını okuyan Deku ise sanki derdimi anlamış gibi dönüyor sonra bana. Görmezden geliyorum onu, hep yaptığım gibi.
Seni bu kadar düşünceli görmek pek alışıldık değil diyor bir kaç dakikanın ardından. Beni değiştiriyorsun. Beni, benimle neredeyse hiç konuşmamış olmana rağmen değiştiriyorsun ve ben daha önce dünyayı hiç böyle renkli gördüğümü hatırlamıyorum.
Todoroki Shouto, yan odamda hiç bir şeyden haberin olmadan uyuyorken dahi, hayatımdaki baş kahraman oluveriyorsun işte. Bu hikaye ise, sana nasıl tutulduğumun hikayesinden başka bir şey değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisy
FanfictionBenimle olsaydın, gözlerin bu kadar hüzünlü bakmazdı belki de. Ve benimle olsaydın, saçlarını papatyalarla da süslerdim ben. Benim olabilseydin Todoroki Shouto, yemin ederim ki seni gölgene kadar öperdim.