Masmavi gökyüzü anlamsız.
Ciğerlerime çektiğim nefes, ağırlık.
Ağzımdan çıkacak kelimeler sen duymadıkça saçmalıktan başka bir şey değil.
Kırmızı, sen yoksan varlığını kaybetmeli.
Ateş, sen yoksan yok olmalı.
Oturduğum bankta geriye yaslanıyor, kendime gelmeye çalışıyorum.
Yani, sana.
İçim dışım sensin bebeğim.
Tüm düşüncelerim, tüm yollarım sana çıkıyor.
Uzaktan uzaktan içimi senle doldurmak o kadar zor ki..
Bu yüzden ölmemelisin Shouto.
Sana söylemeliyim, ismini fısıldamamın bile beni sakinleştirdiğini bilmen gerek.
Senin için ölebileceğimi bilmen gerek.
Sana kör kütük ve sorgusuz aşık olduğumu bilmelisin.
Bunu öğrenmeden ölemezsin güzel çocuk.
Bacaklarım, yerinde durmuyorlar.
Sana bir şey olma düşüncesi bile, beni çileden çıkarıyor çünkü.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Biterim, seninle doldurduğum ruhum yok olur sevgilim.
Beni öldürme, aç gözlerini.
Söz veriyorum anlatacağım sana kendimi.
Söz, bir daha bağırmayacağım sana.
Todoroki, sana ihtiyacım var.
Karanlık ve tek başıma geçirdiğim tüm gecelerden daha çok ihtiyacım var hem de.Melez çocuk gözlerini araladığında derin bir nefes almaya çalışmıştı ama bu o kadar zordu ki, karnına keskin bir ağrı saplanmıştı. Ağzından huzursuz bir kaç homurtu döküldüğünde uyanmıştı Bakugo. Ve daha ne olduğunu anlamayan çocuğun dibinde bitmişti.
"Hayattasın."
Daha çok kendine anlatmak içindi sanki bu.
"Bakugo?"
Melez olan belli ki karşısında onu görmeyi beklemiyordu. Katsuki ise bunu umursayamayacak kadar heyecanlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisy
FanfictionBenimle olsaydın, gözlerin bu kadar hüzünlü bakmazdı belki de. Ve benimle olsaydın, saçlarını papatyalarla da süslerdim ben. Benim olabilseydin Todoroki Shouto, yemin ederim ki seni gölgene kadar öperdim.