Shouto habersizce alnındaki terlerini koluna silmiş ve çalışmaya az da olsa ara vermişti. Kolları kendini onlarca kez yukarıya çekmekten ağrımış, midesi hafiften bulanmaya başlamıştı. Bu his o kadar tanıdıktı ki, terli sırtından soğuk bir ürperti bedenini ele geçirdi. Geçmiş anıları zihnini işgal ederken donuk gözleriyle pencereden dışarıya bakıyordu. Spor salonuna giren sarışını fark etmemişti bile. Bakugo ise günün en sevdiği saatleri başladığı için keyifli sayılırdı. Fark edilmeyişi önemli değildi. Şayet sabahın bu saatinde spor salonunu kullanacak kadar takıntılı iki kişilerdi.
"Hayırdır? Sevgilini mi düşünüyorsun?"
Bakugo bunu alaycı bir dille koşu bandına çıkmadan önce söylemişti. Melez çocuk duyduğu sesle gözlerini sarışına çevirmiş; onun sinir bozucu huyunu bildiği için cevaplamıştı.
"Kahraman olmadan önce kızların benimle ilgileneceğini düşünmüyorum."
Tam da ondan beklenecek bir cevap diye düşündü Bakugo.
"Ama bu senin ilgilenmeyeceğini göstermez."
En büyük kahramanın oğlu terini soğutmak adına bisikletlere adımlarken duyduğu şeyle gülümsedi.
"Ağzımdan laf mı almaya çalışıyorsun bilmiyorum ama.."
Şimdi iki renk gözlerini onu merakla izleyen çocuğa sabitlemişti.
"Kimseyle ilgilenmiyorum. Henüz."
Bakugo iliklerine kadar rahatladığını hissetti.
Yüz ifadesi bunu belli ediyor muydu?
Umurunda değildi. Gözlerini onu esir eden halelerden çekti ve koşmaya odaklandı. Yanında pedal çeviren çocuğun onu izlediğinin farkındaydı. Bu kalbinin daha hızlı atmasına sebep oluyor, nefesleri daha da düzensizleşiyordu. Bakugo ısındığını fark ettiğinde onu izleyen çocuğa göz ucuyla baktı. Yarım saatten fazla olmuştu."Beğendin sanırım."
"Ha?"
Bakugo onun bu ifadesini hayatının sonuna kadar izleyebileceğini düşündü.
"Yok bir şey. Yorulmadın mı?"
"Pek sayılmaz."
Bakugo koşu bandından indi ve havlusunu ensesine atarak pedal çeviren çocuğun yanında duraksadı.
"En büyük kahramanın ben olacağımı biliyorsun değil mi?"
"Kapışmanın kimseye zararı olmaz."
Bakugo güldü ve diğerinin buna takılı kaldığını fark etmedi. Sarışın durmayan kalbiyle ve taptığı çocukla böylesine konuşmanın verdiği eğlenceyle dudaklarını ıslattı.
"Bacak kaslarını koparmamaya çalış bari. Koşamayan biriyle kapışmak eğlenceli olmaz."
Todoroki ona cevap vermek için ağzını açmıştı ki gözlerine giren saçların sıcak parmaklar tarafından düzeltilmesiyle nefesini tuttu. Bunu ona en son annesi yapmıştı.
"Derste görüşürüz."
Bakugo'nun başka bir şey yapmasına gerek kalmadı. Şimdilik melezin, heyecandan iliklerine kadar titrediğini bilmesine gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisy
FanficBenimle olsaydın, gözlerin bu kadar hüzünlü bakmazdı belki de. Ve benimle olsaydın, saçlarını papatyalarla da süslerdim ben. Benim olabilseydin Todoroki Shouto, yemin ederim ki seni gölgene kadar öperdim.