Chapter nineteen

125 17 16
                                    

Soğuk hava saç diplerine kadar titremesini sağlıyordu. Ama sarışın bunun havadan mı yoksa heyecandan mı olduğundan emin değildi. Bu gerçekten oluyor muydu? Melez onunla dövüşmeyi kabul etmiş miydi? Duyduğu adım sesleri yaslandığı duvardan doğrulmasını sağladı. 

''Geç kaldın.''

Shouto burun kıvırdı.

''Beklemekten ağaç olduğunu göremiyorum?''

Bakugo bir an gülmek istese de dudaklarını birbirine bastırdı ve gecenin karanlığında parlamayı başaran gri tutumlara baktı.

''Her neyse. Uzun tutmayacağım ki yarın okula geç kalma.''

Bakugo işini biliyordu.Bu sabah onu okul için beklemelerine laf çarpıtmış,Todoroki'nin sinirlenmesini sağlamıştı.

Böyle bakmalısın bana Todoroki.  Böyle sinirli bakmalısın ki ölsün içimdeki sana ait tüm çiçekler.

Todoroki zaman kaybetmedi. Sarışına yaklaşırken tereddüt dahi etmedi. Oysa Bakugo'nun dizleri dahi titriyordu. Buzla kaplamış olduğu yumruğunu Bakugo'ya salladı. Neyse ki diğeri bundan kaçabilmişti. Yıllarca yaptığı antrenmanlar her zaman meyvesini verirdi. Todoroki bir kez daha deneyeceği sırada sol kulağında patlayan ufak bomba bir inilti çıkarmasını sağlamış, dikkatini dağıtmıştı. Bakugo güçlüydü. Todoroki'nin tek bilmediği ise kılına bile zarar vermemek için uğraştığıydı. 

''Tek yapabildiğin bu mu sert çocuk?''

Bakugo diğerinin kendisini sinirlendirmeye çalıştırdığının da farkındaydı. Onun yanında hiç olmadığı kadar keskinleşiyordu algıları.

''Isınalım dedim.''

''Ah hiç merak etme. Isınacağız.''

Bunu der demez alevlerini sarışına doğru salmıştı melez. Bakugo sıcaklığı iliklerine kadar hissederken yine son anda sıyrılmış, ama bu sefer çenesine değen alevden kurtulamamıştı. Ağzından sinirli bir hırıltı çıkmış, bu Todoroki'yi güldürmüştü. Ne ara.. Ne ara bu hale gelmişlerdi? Bakugo düşüncelerinin arasından sıyrıldığı anda özgünlüğü sayesinde havada dönmüş, göz açıp kapayıncaya kadar kolunu melezin boynuna sarmıştı. Şimdi onun arkasındaydı ve diğer avucu çocuğun yüzüne bakıyordu. Her an yüzünü mahvedecek bir bomba patlatabilir, melezi bitirebilirdi. 

''Yetmedi mi?''

Bunu soran sarışındı.

''Ha?''

Bakugo bir an nefes alamadığını düşündü. İki renk tuamlı saçlar şimdi kendi yüzüne değiyor, kalbini hızlandırıyordu. Acınası biriyim diye düşündü. Acınası aptal bir aşığım.

''Kabul et. Benim özgünlüğümün daha iyi olduğunu.''

''Asla.''

''Körsün Todoroki.''

''Hayır!''

''Seni ne kadar sevdiğimi görmüyor musun?''

Sessizlik. Uzaklardan bir yerden bir arabanın alarmını duyuyorlar sadece.

''Hep gözlerimin seni aradığını, bir kelimen için neler yapabileceğimi, sana o notları yazanın ben olduğumu..''

Bakugo şaşkınlıktan donmuş çocuğun boynuna yaklaşmıştı şimdi. Bir daha ona bu kadar yakın olamayacağını adı gibi biliyordu. 

''Kılına bile zarar veremediğimi görmüyor musun? Ah, melez çocuk o kadar safsın ki.''

Bunlar sarışının son kelimeleriydi. Diğeriyle teması kestiği anda farklı irisler kendisine dönmüştü. Hiç bir şey söylemedi.

''Ne? Neyden-''

Devam etmesini patlama sesi bozmuş, Bakugo yurda doğru havalanırken Todoroki yaşadıklarının hepsinin bir rüya olduğunu düşümeye başlamıştı. Öbür yandan sarışın hala ne yaptığının farkında değil gibiydi. Sanki  rüyalarından birinde gibi.




DaisyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin