chapter eighteen

122 17 16
                                    

Kelimelerim,
Harflerim,
Aklım,
Ellerim,
Saçlarım,
hepsi.
Hepsi darmadağın.
Beynimde fırtınalar oluyor.
Ama hala,
Orada dimdik duran tek şey sensin.
Todoroki.
Seni uzaktan bile sevmek böylesine nefes aldırıyorsa bana,
Sana kim olduğumu söylediğimde kanatlanıp uçacak mıyım?
Belki kalbimdeki o ağırlık geçer.

Todoroki bu kelimelerdeki hüzünden etkilenmemiş değildi. Tüm sabahını yazan kişiyi düşünerek geçirmiş, belki de bu yüzdendir ki kravatını yamuk yumuk bağlayabilmişti. Zor zanaatti öğrencilik, kahramanlık, yaşamak.

"Todoroki! Hadi!"

Bu ses Deku'ya aitti. Sanırım aşşağı katta kendisini beklemekten sıkılmışlardı. Oysa çocuğun öyle çok da hazırlandığı yoktu. O not, aklını başından almıştı işte.

"Geldim!"

Melez çocuk merdivenlerden indi ve onu bekleyen arkadaşlarından hızlı bir özür diledi. Etrafa çok bakmamış, üzerindeki bir çift gözü her zamanki gibi fark etmemişti.

"Bakugo? Patlamalarını Todoroki'nin ateşiyle değiştirecek olsan değiştirir miydin?"

Bu soruyu yeşil saçlı çocuk sormuştu. Yolda yürüyen grup da sessizleşmiş, biri bir yanda; diğeri diğer yanda olan ikiliye bakmışlardı. Bakugo omuz silkti. Oysa isminin onunla aynı cümlede geçmesini bile seviyordu.

"Benim gücüm daha iyi."

"Peh! Konuştu en iyi kahraman."

Todoroki sakin biriydi. Özgünlüğüne laf edilmediği sürece.

"Neden bir düello yapmıyoruz? O zaman öğreniriz."

Bakugo korkusuzdu. En azından özgünlüğü için. Yoksa melezin karşısında en zayıf halinde kalacağını biliyordu. Todoroki cevaplamak için ağzını açtığında yeşil saçlı neşeli çocuk konuşmuştu.

"Abartmayın hemen. Hadi hızlı. Derse geç kalacağız."

Konu burada kapanmıştı. En azından.. Midoriya öyle sanıyordu. Farklı renkli irisler sarışında takılı kalmış, Bakugo tüm gün onun bakışlarını fark etmişti. Bu nefeslerini hızlandırıyor, iradesini kaybediyor olmak onu sinirlendiriyordu. Todoroki'yi sevmek. Açıkça sarışını yiyip bitiriyordu da o buna çoktan razıydı.

Öğle arasında, yemek yedikleri sırada bacağına vurulan hafif bir tekmeyle başını kaldırdı sarışın. Kim olduğunu bilmesi için bakmasına gerek yoktu. Melez çocuk bütün gün etrafında olmuştu. Ona ne var dercesine bakmıştı Bakugo.

"Sen ve ben. Gece yarısı. Okulun bahçesinde."

Tarif edilemez. Kelimeler çocuğun dudağından çıkmış, Katsuki'nin kulağına ulaşmış olsa da algılaması zaman almıştı. Kafa salladı sarışın. Şayet heyecandan dili tutulmuştu.

DaisyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin