NOT;
Bu bölümü okumadan önce ilk bölümü okumanızı rica ediyorum. Umarım verdiğim mesajı anlarsınız.Kırmızı gözlerinde olan o öfkeyi ne zaman yakaladım bilmiyorum. Ama eminim ilk tanıştığımız zamanlarda değildi. O zamanlar önümü dahi göremeyecek kadar şaşkındım çünkü.
Ne zaman, ne zaman sende kayboldum bilmiyorum. Ne zaman sarı tutamlarını izler oldum, ne zaman senden çekemez oldum bakışlarımı bilmiyorum. Bakışlarım ne zaman Dekı'nun fark edebileceği kadar derinleşti ona dair bir fikrim de yok. Ben.. neyi biliyorum ki zaten? Etrafta babam hakkında yakınmaktan başka? Belki, biraz seni sevmeyi biliyorumdur o kadar.
Derin bir nefes çekiyorum ciğerlerime. Hava hücrelerimi yakacak kadar sıcak. Yanımda kahramanların özelliklerini yazdığı kitabını okuyan Deku ise sanki derdimi anlamış gibi dönüyor sonra bana. Görmezden geliyorum onu, hep yaptığım gibi.
Seni bu kadar heyecanlı görmek pek alışıldık değil diyor bir kaç dakikanın ardından. Beni değiştiriyorsun. Beni, benimle neredeyse hiç konuşmamış olmana rağmen değiştiriyorsun ve ben daha önce dünyayı hiç böyle renkli gördüğümü hatırlamıyorum.
Bakugo Katsuki, yan odamda hiç bir şeyden haberin olmadan uyuyorken dahi, hayatımdaki baş kahraman oluveriyorsun işte. Bu hikaye ise, sana nasıl tutulduğumun hikayesinden başka bir şey değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisy
FanfictionBenimle olsaydın, gözlerin bu kadar hüzünlü bakmazdı belki de. Ve benimle olsaydın, saçlarını papatyalarla da süslerdim ben. Benim olabilseydin Todoroki Shouto, yemin ederim ki seni gölgene kadar öperdim.