Todoroki şaka olup olmadığını bilmiyordu.
Hayal gibiydi.
Touya.
Kendisinden 7 yaş büyüktü.
Kendini bir dağın başında yaktığında ise, Shouto 6 yaşında bile değildi.
Ama televizyonda gördüğü yüz,
Babasının odasında bulunan o fotoğrafa lanet derecede çok benziyordu.
Beyaz saçları yoktu belki.
Gözleri o kadar masum bakmıyordu.
Ama o his.
İçini gıdıklayan his.
Ağlamamak için gözlerini sıktı melez çocuk.
Biliyordu aslında içten içe.
O adam, abisiydi."Geçmiş asla ölmez!"
Doğru.
Ölmezdi.
Etrafına baktı Todoroki.
Babası öylece donup kalmıştı.
Ne yapacaktı?
Gözyaşlarını tutamadı.
Bakugo.
Neredeydi?
Dişlerini sıktı.
"Baba!"
Babası onu duymadı.
Çünkü oğlunu uzun zamandır ilk defa görüyordu.
Shouto abisinin yanına kadar gittiğinde hala ağlıyordu.
Onu durdurmalıydı.
Ne pahasına olursa olsun.
Ama,
Touya'dan kaçamadı.
Ateşleri öylesine birbirine denkti ki.
Aynı kanı taşıdıklarındandı belki de.
Sıcak beden kollarını ona dolarken deli gibi gülüyordu."Shouto! Seni alevlerimle yaktığımda, babamın ifadesini çok merak ediyorum!"
Shouto konuşamıyordu.
Abisinin onu sarılarak öldürmek istemesi.
Ne kadar da manidardı aslında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisy
FanfictionBenimle olsaydın, gözlerin bu kadar hüzünlü bakmazdı belki de. Ve benimle olsaydın, saçlarını papatyalarla da süslerdim ben. Benim olabilseydin Todoroki Shouto, yemin ederim ki seni gölgene kadar öperdim.