chapter fourteen.

154 16 6
                                    

"Ne var?!"

Sertti. Soğuttu.

"Bu saatte burada ne yapıyorsun?"

Kendisiyle konuşan melez çocuğun sesi oldukça şüpheci çıkıyor. Sarışın ona dönmediği için dudaklarını ısırıyor ve sakinleşmek adına bir nefes çekiyor ciğerlerine.

"Sanane!? Gidip uyu yarım kafa!"

"Notu sen mi bıraktın?"

Bakugo vücudundaki tüm tüylerin diken diken olduğunu hissediyor. Henüz hazır değil. Hayır. Henüz ona açılamaz. Henüz değil..

"Ne saçmalıyorsun?"

Sesi titriyor. Engelleyemiyor oluşu sarışını daha da sinirlendiriyor. Melez olana dönüp gözlerine bakıyor. İki renk gözbebeklerinde kayboluyor. Daha önce binlerce kez olduğu gibi.

"Biri kapımın altından not attı. Sen miydin?"

Bakugo cevap vermesi gerekeceğini düşünmemişti. Yakalanacağını düşünmemişti. Benim. Ben yazdım. Dese her şey çözülür müydü? Sevdiği çocuk koşar mıydı ona? Sanmıyordu. Korkaktı. Bir orduyu karınca gibi ezebilecek olan sarışın, bir çift gözün ona nefretle bakmasından korkuyordu.

"İyice rüya görmeye başladın sanırım. Kes sesini de uyu."

Bakugo yutkunuyor ve uğruna onlarca şeyi feda edebileceği gözlerden çekiyor gözbebeklerini. İkisi için de en iyisinin bu olduğunu bilmek o kadar acıtıyor ki nefesi kesiliyor.

"Rüya görmüyordum. Her neyse. Zaten senin yazıyor olman saçma olurdu. İyi geceler."

Bakugo bu gece daha fazla kırılmayacağını düşünürken yediği son darbe acı bir gülümseme konduruyor dudaklarına. Diğerine cevap vermeden kapanan kapının sert sesi koridorda yankılanıyor. Bakugo cebinden çıkardığı beyaz kağıda gözleri doluyken karalıyor kelimelerini. Belki bu notu hiç vermez meleze.

Saçma.
Sana yazabilecek olmam saçma.
Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?
Ah güzel çocuk, ne kadar güzelsen o kadar da kırabiliyorsun kalbimi.
Ama ne var biliyor musun?
Sen kırdığın sürece kaç kez kırıldığı önemli değil güzelim.
Çünkü seni sevmekten vazgeçmem, bu gerçeklikte mümkün değil.

DaisyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin