Alex önden giderek heryeri bana gezdirdi yorulmuşmuyduk, hayır çünkü bu sihir yada büyü dedikleri şey ile ışınlanarak bana heryeri gezdirmişti yinede ordan oraya ışınlanmak midemi bulandırmıştı. Kolay kolay kusan bir kız değildim ama şuan cidden midem alt üst olmuştu Alex'e dönerek
" Şey ben lavaboya gidebilirmiyim " sesim midemin bulandığını belli eden bir tonda çıkmıştı. Alex'in dudakları çarpık bir şekilde yukarı kıvrıldığında ben, komik birşey mi var diye düşünüyordum. Alex " Tamam 5 dk an var burda beklicem çabuk ol." diye emir vermişti, emirlerini alıp.....
neyse neyse sakin olmalıyım çünkü büyüm yada sihrim yoktu buda diğerlerine bulaşmamam gerektiği anlamına geliyordu.Burda kavga çıkartırsam nolurdu acaba, sanırım canım yanardı burası dünya değildi ve asla orası gibi olmayacaktı. Tuvalete girip elimi yüzümü yıkadım ve biraz bekledim, midemin bulatınsı hafifleyince geri Alex'in yanına döndüm.Alex beni görünce "Hadi gel dersin başladı. " dedi sabırsız bir şekilde. biraz yürüdükten sonra
gri tonlarında ve üstünde -yetenek öğrenme sınıfı- yazan bir kapının önünde durduk ama benim bir yeteneğim yoktu nede olsa dünyadan gelmiştim olsaydı kesinlikle bilirdim, öyle değil mi.
Alex kapıyı ilk tıklattı ve "Gir" sesini duyuncada kapıyı yavaşça açıp içeri girdi bende arkasından girdim. Hoca bana karşı farklı bir şekilde bakıyordu ama yinede hiçbirşey yokmuş gibi davranmayı seçmişti, en azından öyle hissetmiştim.Sınıfdaki çoğu kişi kendi aralarında konuşmaya başlamıştı, nedense fısıltıların yaydığı kötü bir enerji vardı.Alex hocaya dönerek " Hocam yeni öğrenci Angela." bana karşı daha farklı bir tonda konuşuyordu , zaten herkes bana farklıymışım gibi davranıyordu. Hoca bana bakarak " Tamam. Angela boş bir yere otur." diye emir vermişti resmen. Hocanın dediğini yaparak
bir kızın yanına doğru ilerledim, kız hafif kumral saçlı kendi halinde biriydi. Oturduğum masa kahverengi ve odunumsu bir yapıdaydı, dünyadaki masalara çok benziyor diye geçirdim içimden. Dünya, ailemin küle dönerek acı bir şekilde öldüğü yerdi benim için...Yanımdaki kız kolumu dürterek " Selam.Sen hangi gezendesin? " diye hiç beklemediğim bir soru sormuştu, acaba geldiğim yeri söylesem bir şey olurmuydu? kız benden bir cevap beklerken kapı çalmış ve Alex içeri hocanın -gel- demesini beklemeden girmişti. Tüm sınıf bende olmak üzere Alex e dönmüştük, tüm sınıf nefesini tutmuş Alex'in ne diyeciğini bekliyordu.
Ben ise kıza ne cevap vereceğimi düşünüyordum. Alex ilk hocaya dönerek " Özür dilerim hocam dersinizi böldüm." dedi ve bana bakarak devam etti " Angelanın nerden geldiğini söylemeyi unutmuşumda, Angela benim gezegenimden yani Zonyadan geliyor." dediğinde garip bir şeylerin olduğunu hissetmiş ve garip bir yüz ifadesi takınmıştım. Alex bunu anlamıştı, hiç bir şey demeden arkasını dödüğünde zihnimde bir ses yankılandı
"Sessiz ol.Dersden sonra anlatacağım." .Alex sınıfdan çıkıp giderken ancak ne olduğunu anlamıştım,o daha demin benim zihnimde miydi! bu hem ürkütücüydü hemde olmaması gereken bir şeydi...
Dersde yanımdaki kız bana sorular sormaya başlamışdı. Daha neresi olduğunu bile bilmediğim bir yer hakkında nasıl cevap verecektim, kızı ustalıkla susturup " İlk önce bana adını söylesen daha iyi olurdu." demiştim. Kız heycanı ve merakı yüzünden böyle önemli birşeyi söylemeyi unuttuğu için utanmıştı, öncesine göre daha sakin bir şekilde konuşmaya başlamış ve
" Adım Alice. Buraya solaris gezegeninden geldim." demişti. Dünyada bildiğim gezegenlere kıyasen burdaki isimler ve gezenler farklılardı,bir an kendimi kurtların arasındaki koyun gibi hissetmiştim. Kıza bakarak " Tanıştığımıza memnun oldum." dediğim anda zil çalmış ve anında sıramdan kalkarak diğer öğrenciler ile birlikte dışarı çıkmıştım, gözlerim koridorda alexi araken
kulaklarım Alex'in sesini işitmişdi. Sesin geldiği yöne dönerek Alex'in yanına doğru ilerlemeye başladım, her adımımda neden yalan söylediğini düşünüyor ve nasıl bir tepki vermem gerektiğini seçmeye çalışıyordum.Alex yanına vardığımda konuşmama izin vermeyip " Umarım kimse gerçekte nerden geldiğini söylememişsindir." diye beni sorguya çekmeye başlamıştı, sanki yalan söylemesi haklı birşeymiş gibi. Sakin kalmaya çalışıp " Hayır söylemedim, ama neden yalan söylediğinide anlamadım."
dedim.Alttan alttan onu sorguya çekmeye çalışıyordum. Alex kolumdan tutup " Bekle burda konuşmayalım." demiş ve daha ne olduğunu bile anlamadan bulunduğumuz ortam değişmişti, bu yine benim midemi bulandırsada yavaş yavaş alışıyordum en azından öyle düşünmek istiyordum.Kolumu hızlıca kendimi çekip " Bir daha böyle birşey yapma! Ayakların var yürüyebiliriz! " diye çıkışmışdım ama Alex kahkaha atmaya başlayıp " Işınlana bilecekken neden yürümeye gerek duyalım ki. Ayrıca böyle zaman kaybı da olmuyor." demişti. Çok bilmiş ukala
bazılarımız ışınlanma denen o lanet şeye alışık değil malesef, diye içimden geçirdim. Alex derin bir nefes alarak " Bak buraya nasıl geldiğini bilmiyorum ama bu gezegen ve burda okuyan yada yaşayan tüm insanlar dünyadan nefret eder. Eğer dışlanmak yada ölmek istemiyorsan bu yalanı devam ettirirsin." demişti. Sözlerine inanmamıştım sonuçta burda özel güçleri olan insanlar vardı dünyada ise kendi halinde birbirini öldüren caniler...Yinede söyledikleri doğruysa aklımda bir kaç tane sor oluşmuştu ve bunları direkt Alex'e sormaktan çekinmemiştim. " Ozaman sen ve beni bulanlar neden beni öldürmediniz? sonuçta ben sizin düşmanınızım öyle değil mi?" Alex derin bir nefes alarak " Kurallarımız var , ilk olarak buraya bilerek gelmedin.İkinci olarak bilerek geldiysen bile birine yada bişeye zarar verecek bir harekette bulunmadın.Şuanlık sadece burda sana güvenene kadar göz altında tutulduğunu düşüne bilirsin."
dediği şeylerle içim mi rahatlamalıydı? yoksa kendimi gergin mi hissetmeliydim? bilmiyordum, zaten buraya geldiğim daha sadece 1 gün olmuştu ve şimdiden saçma sapan bir yalanın içinde bulunuyordum.
Ben sessiz kalamayı seçmiş ve hiç bir şey dememiştim. Zil çaldığında Alex beni yine sınıfımın önüne götürmüştü, tabiki yine ışınlanmadan faydalanmıştı. Sınıfa girmeden hemen önce hocayı görmüştüm yerime oturana kadar da hoca sınıfa girmişti, belkide o kadar kötü değildir şu ışınlanma olayı diye geçirdim içimden istemsizce."Evet bugünden itaberen her gün egzersi yapacak ve belli görevlere gideceksiniz, bu şekilde güçleriniz açığa çıkacak." hocanın dediği şeyler beni bilinmez bir gerginliğin içine sokmuştu, güçlerim yoktu ve bu okul savaşçı yetiştiren bir okuldu bu yüzden gidilecek görevlerde bir okadar zor olmalıydı, fakat ben tüm sınıftan daha güçsüzdüm.
Kesinlikle bir köşede ölecektim. Hoca konuşmaya başlamadan önce " Sorusu olan var mı? yoksa bahçeye çıkacağız." demişti. Arka sıralardan biri hocaya seslenerek " Hocam ya güçlerimizi açığa çıkaramazsak ozaman nasıl olacak?" diye benimde aklımda yeni yeni oluşmaya başlayan soruyu sormuştu.
Hocamız gülümsedi, güldüğünde gözbebekleri inceldi ve bir yılanın göz bebeklerini aratmayacak hale geldi. " Ozaman sınıfta kalacaksınız. Yada iblis bölgesinde bulununan altın zehirli engereğin zehrinden bir tüp getirmeniz gerek, daha sonrada labratuvar da onu zehrinden ayrıştırıp içmelisiniz."
Hoca durdu ve devam etti " Ancak ozaman sınıfı geçebilir ve güçlerinizi açığa çıkarabilirsiniz." dedi. Tüm sınıf da tedirginlik kol gezmeye başlamıştı bu hocanın garip hallerinden mi kaynaklanıyordu yoksa şu altın zehirliği engerekten miydi? bilmiyordum ama beni tedirgin eden tek şey
hocanın güven vermeyen davranışlarıydı, kesinlikle ama kesinlikle burda ölecektim...•°•°•
Uzun zaman sonra bölüm attım umarım hoşunuza gider 😍😍😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angela
Fantastikgüçleri yüzünden sürgün edilen en küçük kişiydi o. Hayatını doğduğu gezegenden dahada uzak bir gezgende yaşıyordu. Güçlerini bu gezegende kullanamadığı için bu gezen tercih edilmişti;Oysaki sormamislardi bile minik bebeğe, evini bırakmak istiyormusu...