İki Resim

427 42 6
                                    

Ertesi gün sabah gün doğumunda kalktım, bir iki gündür aksattığım sabah koşusuna çıktım. Biraz koştuktan sonra eve geri döndüm. İçeriye girerken mutfakta annemi gördüm, sanırım bu gün erken kalkmış.


-Uğur; Günaydın anne.


-Annem; Günaydın Uğur, nereden geliyorsun ?


-Uğur; Biraz koşuya çıktım, anne lise başlamadan önce formda girmek istiyorum.


-Annem; Fark ettim baya zayıfladın, kilo verince boyun uzamış gibi görünüyorsun.


-Uğur; Hahaha, anne sana öyle gelmiştir.


Konuyu değiştirip odama kaçtım, bir haftadan biraz fazla olmuştu ama forma girmeye başlamıştım. Kilolarım gitmişti, şu anda ne fazlalık kilom vardı nede kas çizgilerim, tam ortasındaydım. Görünüşüm dışında da çok değiştim, artık koşarken nefesim kesilmiyor ve hızım inanılmaz. Kendimi her zamankinden daha dinç ve güçlü hissediyorum tabi ki bunların yarısı gerçekten olsa bile geri kalanının benim psikolojimden olduğunu biliyorum.


Biraz nefes alma egzersizi yapıyorum, bitirdiğimde ailem çoktan gitmişti. Evi toparlayıp bende çıkıyorum 2 gündür dükkana gitmeyi aksattım. Bu gün gitmem gerekiyor, hem günlük görevleri yapmam için mükemmel bir yer.


Dükkana gittikten sonra babamı atölyede çalışırken gördüm, yardım etmek istesem de babam tam bir işkolik ustadır, acemi birisini iş yaparken görürse sürekli işe müdahale ediyor ve sonunda tamamen kendisi yapan biridir. Bu yüzden pes ettim ve ofise çıktım, babamın ortağı Cihan abi yok. Masaya oturdum ve bilgisayardan biraz araştırma yapmaya devam ettim. Tabi ki bu bilgisayardan sadece Çin ve Asya mitolojisini ve kültürünü araştırdım.


Biraz araştırma yaptıktan sonra Çin'de aslında çok fazla dövüş ustası olduğunu buldum ama bunlar ortalamanın üstündeydi, abartı derecede değildiler yine de etkileyiciydiler. Abartı denecek seviyede bir kaç haber bulsam da, çoğunu haberciler ve yorumcular tarafından photoshop ürünü veya düzenlenmiş video olduğu idda edilerek reddediliyordu. Biraz daha içine daldıktan sonra eski antik bir resim gördüm.


Çin Halk müzesinde sergilenen bir tabloydu. Ama resim o kadar etkileyici ve muhteşemdi ki , arada 2 veya 3 tane ekran olsa bile aldırmadan direk benim gözümün içine bakıyor gibiydi. Resmi biraz daha inceledim. Alt bedeni bir yılan bedeni gibiydi kıvrımlı, bedenin üstü ise ipekten dalgalanan bir elbise giymiş bir kadın figürüydü. 


Figürü tanımıştım eskiden mitlere meraklı olunca araştırdığımda görmüştüm, aslında Çinlilere göre alt yarısı yılan formunda değil, ejder yarısına sahip bir tanrıça resmiydi sadece yabancılar yılan bedenine benzetir ve karıştırırdı, Tanrıçanın adı Nuwa'ydı (Ben Türk mitindeki Ak Ana'yla çok bağdaştırıyorum belki farklı yerlerde farklı isimleri vardı ) . Resime bir süre baktım yok aslında daldım demek daha doğruydu. Babamın seslenmesi ile kendime geldim ve interneti kapattım.


Dışarıya çıkıyordu, babamı gönderirken yaptığım eskiz gözüme çarpı çok sade ve sıradandı. Başka bir karalama yapmamın vakti gelmişti. Yukarı ofise geri çıktım. Envanterden bambu kalemi aldım biraz kaba ve eski görünmesine rağmen elimde tutarken elime tam oturdu. İçime bir huzur geldi ve sakinleştim. 

Yeniden 1.Kitap 1/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin