Gözlerimi açtım, karanlık bir yerdeydim ve her yerim ağrıyordu. Elimi yere attım ve ayağa kalkmaya çalıştım, her yerimde inçinmiş ve zedelenmişti. Bu sırada vücudunun kontrolünün bende olmadığını fark ettim.
-Tekrar bir anı mı ? Bu sefer neyin anısı ?
Biraz düşündüm ve ne olduğunu anlamaya çalıştım, en son ne yapıyordum. Biraz düşündükten sonra hatırlamaya başladım. Yasmina ile bir ilişkiye girecektim ama yang enerjim normalden daha kötü bir şekilde dalgalandı ve beni kontrol etti.
Ona çok kötü davrandım ve bir canavar gibi onu ihlal ettim. En sonunda Wolfy'i görünce ne olduğunu anladım, şerefsiz bana Yang enerjimin kontrolden çıkmasına neden olan bir şey verdi.
Bayıldıktan sonra buradaydım ve Aurora'nın tahmini gerçek oldu. Beni ele geçirmeye çalışıyor, etrafımda olmasını ve beni yutmasını düşünürdüm ama öyle bir şey olmadı.
-Neden anı görüyorum ? Bu sistem kurucusunun mu anısı ?
Biraz sonra gözlerinden izlediğim adam zorla ayağa kalktı ve küfretmeye başladı.
-Lanet olsun, öldüm mü ? Böyle bir şey olacağını bilseydim, o lanet ihtiyarın proje teklifini kabul etmezdim.
Etrafın ıslak olduğunu fark ettim, kenarda yanan kırmızı bir lamba az da olsa içeriyi aydınlattı. Etrafa bakınca gözlerim büyüdü ve şaşırdım,
-Uğur; İmkansız, burası denize batan modül.
İğrenç bir koku içeriyi doldurdu, kusma hissi geldi ve adamda kusmaya başladı zaten.
-Lanet olsun, berbat kokuyor. Direk bir ölüm yaşamaz mıydım ? Acı çekerek mi ölmek zorundayım.
Adamın konuşmasından anladım, bu gerçekten bendim, hayal görmüyorum. Bu deniz canavarı tarafından yutulduktan sonra olanlar ama neden hiç böyle bir şeyi hatırlamıyorum. Başıma büyük bir ağrı girdi ve çığlık atmaya başladım.
Adam hala daha yaptıklarına devam ediyordu ama ben çığlıklar atıyordum. Başım inanılmaz derecede ağrıyordu, sanki çatlamak üzereydi. Kenarda adamı izlerken, bu ağrıya katlanmaya çalışıyordum ama acı inanılmazdı.
Adam modülden çıktı ve devasa boyutta bir canavarın midesindeydi. Midesi en azından bir stadyum büyüklüğündeydi. Sahnede sesler kesildi ve ileri alma tuşuna basılmış gibi her şey hızlıca ilerledi. Adam mideden çıkmaya çalıştı ama çıkamadı. En sonunda gezinirken ayakkabı tabanlarının erimeye başladığını fark etti ve hızlıca koşmaya başladı.
Bir kaç saat sonra derinliklerde bir kaç iskelet buldu. Mide asidi tüm etlerini eritmişti ama kemikleri hala tek parça ve yeşimden yapılmış gibi parlıyordu. Adam iskeletlerde birer yüzük fark etti, yüzüklerin hepsi sağlam duruyordu. Ayaklarının altı erimeye başladığı için bir hızlı davrandı ve yüzükleri aldı. Daha sonra kemikleri parçalamaya çalıştı ve biraz zorlama ile kemikleri eklem yerlerinden ayırdı.
Daha önce duymuştum, ileriki seviyelerde insan vücudu o kadar gelişir ki, binlerce yıl bile geçse kemikleri geride sağlam kalırdı. Bir çok kişi bunu saygısızlık gibi görse de adam oldukça mantıklı davrandı ve kemikleri hemen kabinde bulduğu şeylerle ayakkabısının altına sabitledi. Modülün alaşım metali bile eriyordu. Modülü taradı ve işine yarayacak şeyleri bulduktan sonra iskeletleri bir sal gibi bağlayıp üstüne koydu ve kemiklerden yaptığı düz zeminin üstüne oturdu.
Saatler geçti ama hiç bir değişiklik olmadı, adam kenardan bulduğu sivri uçlu şeylerle canavarın midesinden yaralamaya çalıştı ama maket bıçağı bile çizik bırakamadı. Umudu büyük ihtimalle canavarın geriye kusmasıydı ama unuttuğu şey derinliklerdeydi. Dışarı çıksa bile su basıncı onu anında öldürürdü. Bu sırada arkasında kemikten salı sürükleyerek canavarın içini gezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden 1.Kitap 1/3
FantasiaBir tasarımcı, devrim yaratacak bir proje için okyanusta bir tesise davet edilir. Bu projenin sonu olmasını beklemiyordur ve bir anda uyandığında çocukluğuna geriye dönmüştür ve artık yalnız değildir. Bir çok doğa üstü olay ve daha önce hiç görmediğ...