Hui Yin'in ile Tanışmak

200 26 3
                                    

Güneş gözlerimi kamaştırıyor ve elimle güneşi engelliyorum. Bir kaç dakika sonra ışığa alıştım ve etrafa bakıyorum. Burası daha önce uzun süre yaşadığım ormanın derinlikleri. İşleri diğerlerine bıraktım ve buraya geldim, ilk başta yarı insanlar ile ittifak kurmak istediğimi söylediğimde şaşırdılar ama bir süre sonra onları ikna ettim, güçlü olabiliriz ama sayımız oldukça az.

Nostarji hissi yaşıyorum ve uzun süre beraber yaşadığımız mağaranın biraz batıda dağlarda yer aldığını hatırlıyorum, gereksiz sorundan kurtulmak için kendimi bir uzay bariyeri ile kaplayıp eski mağaramın olduğu yere gidiyorum. Dünyayı taradım ve dünyada aslında 27 tane tiran seviye olduğunu fark ettim, eskisine göre neredeyse iki katı kadar güçlü insan var ve bu zamanın akışını değiştirdi mi diye korkuyorum.

Eski dağ alanına geldim ama tuhaf bir oluşum fark ediyorum, oldukça basit ve düşük kademe bir oluşum. Elimi sallayarak uzayı büküp içine giriyorum ve doğal mağara olması gereken yerin eski evim gibi düzenlendiğini ve başka birinin evi olduğunu fark ettim. Etrafı izliyorum, küçük bir mutfak, oda, banyo ve salon var. Eski deri ve ahşaptan mobilyalar varken, önceki tecrübelerimden bu mobilyaların yılan kabilesi üyeleri için olduğunu fark ettim..

-Uğur; Neler oluyor ? Biri buraya yerleşti mi ?

Etrafı gezerken eşyalar gözüme takılıyor ve odadan tanıdık bir koku alıyorum, heyecanla kapıyı açtım ve basit bir oda gözüme takıldı. Küçük ahşap masanın üstünde eski bir saç tokası var ve bunu görünce gözlerim yaşarıyor. Bu tokayı tanıyorum, Hui Yin ile tanıştığımda taktığı tokaydı.

-Uğur; Neden tokası ve kokusu burada, neden eski evimiz gibi dizayn edilmiş ? 

Önceden sadece aura güç taraması yapmıştım ama şimdi tanıdığım o aurayı bulmak için tarama yapıyorum ve buradan 30 km kuzeyde olduğunu fark ettim. Güç seviyesinden hala daha derebeyi aşamasında olduğunu anlıyorum, tokayı yerine koyduktan sonra evden çıkıyorum ve kuzeye gidiyorum. Bir kaç dakika sonra oradayım bile, bir ağaç dalının üstünde duruyorum ve aşağıya bakıyorum. 

Aşağıda uzun simsiyah saçlı ve mor kuyruklu bir yılan kabilesi kızı var, sırtını görünce gözlerim yaşarıyor ve eski duygularım tekrar gün yüzüne çıkıyor.

-Uğur; Hui Yin.

Kız işine devam ediyor ve öldürdüğü bir canavarın cekirdeğini çıkardıktan sonra değerli parçalarını kesip alıyor. İşini yaparken onu izliyorum, içimdeki ben dışarı çıkıp onunla konuşmak istiyor ama onu korkutmak istemiyorum. Onun için sadece bir yabancıyım, bu sırada başka iki aura hissediyorum ve kendimi iyice saklıyorum. Çalılarda kaslı güçlü bir gövdeye sahip bir orta yaşlı adam çıkıyor. Güç seviyesinin imparator aşama zirvesi olduğunu fark ediyorum. Biraz sonra yanında başka bir zırhlı asker geliyor.

- Gazap ( Hui Yin'in Babası ) ; Kızım tekrar buradasın, tek başına gezmen konusunda ne dedim ?

Kız arkasını dönüyor ve yüzünü görünce kanım donuyor, yüzünün yarısı yanmış ve deforme olmuş, diğer yara izleri ile kaplı, dikkatlice bakıyorum ve aslında vücudunun her yerinde yaralar olduğunu görüyorum. Kalbim kanıyor, gözlerimden yaşlar akarken, elimle ağzımı tutuyorum ve hıçkırarak göz yaşlarına boğuluyorum. Üzüntüm öfkeye dönüşüyor.

-Uğur; Kim, kim ona zarar verdi, bu dünyada bir dakika bile yaşayamayacak. ( Kendi Kendine konuşur )

-Hui Yin; Baba, sadece biraz sıkıldım ve avlanmaya geldim.

-Koruma; Prenses, lütfen yanınıza korumaları alın. Şuanda bu dünya çok karışık ve tekrar hedef olabilirsiniz.

-Hui Yin; Kim benim gibi sakat ve deforme olmuş biri ile ilgilenir ki, gereksiz endişeleniyorsunuz.

Yeniden 1.Kitap 1/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin